• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Kıbrıs’ta yetki Türkiye’ye aittir

Yeniakit Publisher
2019-07-12 09:30:00 - 2020-10-31 02:37:46
Kıbrıs’ta yetki Türkiye’ye aittir

Batı’da Fatih, doğuda Yavuz, güneyde Barbaros gemileriyle adanın 3 tarafında petrol ve doğalgaz arama çalışmalarını sürdüren Türkiye, Doğu Akdeniz’de enerji korsanlığına geçit vermiyor. Doğu Akdeniz’de, Kıbrıs Türklerinin ve Türkiye’nin haklarını korumakta kararlı olan Ankara’nın, tehditlere papuç bırakmayacağına dikkat çeken uzmanlar, “AB’nin yaptırım blöfü boşa çıkacaktır. KKTC’nin hakları Türkiye’ye emanettir” dediler.

Başta AB ülkeleri olmak üzere Batı’dan gelen tehditkar açıklamalara pabuç bırakmayan Türkiye, Fatih’ten sonra ikinci sondaj gemisi Yavuz’u da Doğu Akdeniz’e göndererek, kararlı duruşunu sürdürdü. Yavuz’un, sondajın yapılacağı Karpaz açıklarına ulaşmasının ardından paniğe kapılan emperyalist ülkeler ise birbiri ardına küstah açıklamalar yapıyor.

Avrupa’nın 50 yıllık gazı

Doğu Akdeniz çanağında bulunan doğal gaz miktarının Avrupa’nın ihtiyaçlarını 50 yıl süreyle karşılayabileceği, bölgedeki petrol rezervinin ise, bunun yarısı kadar olduğu tahmin ediliyor. Enerji devlerinin odaklandığı Kıbrıs Adası, Lübnan, Suriye ve İsrail arasında kalan Levant Havzası adı verilen bölgede 1.7 milyar varillik petrol rezervi olduğu tahmin ediliyor. Bölgedeki toplam doğalgaz rezervinin ise, 3.45 trilyon metreküp olduğu tahminleri yapılıyor.

Sofuoğlu: Türkiye haklarını korumalı

Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu, Türkiye’nin garantör ülke olduğunu belirterek, şunları dile getirdi: “1959 Londra ve Zürih anlaşmaları, Türkiye’ye garantörlük hakkı tanıdı. Ada, adeta beşli bir yapı üzerine oturtuldu. Her yapının burada hakkı olacağı şekilde belirleme yapıldı. 1960 anlaşmasının üzerine henüz yeni bir uluslararası anlaşma tesis edilemedi. Türkiye fiili adım atmadığı zaman elindeki haklarının alındığını defalarca görmüştür. Türkiye garantörlük haklarını kullanmak için bu adımı atmıştır. Rumlar, doğal gaz anlaşmalarını İsrail, Mısır ve İngiltere ile yapıyor. Ne Kıbrıs Türklerine ne de Türkiye’ye danışılıyor. Bu durum anlaşmalara aykırıdır. Türkiye hem kendi hem Kıbrıs Türklerin hakkını korumak zorundadır.

"Yaptırım tehditleri klişe"

İnsan Hakları Savunucuları Derneği (İHSD) Genel Başkanı Ali Akbaş ise, şunları söyledi: “AB’nin, Türkiye’nin Akdeniz’deki doğal gaz arama çalışmalarını ‘yasa dışı’ olarak nitelendirmesi üzerine, bu konuya vuzuhla bir yaklaşım getirmenin gerekliliği yadsınamaz bir hâl almıştır. Nitekim AB’nin, son yüzyılın en klişe diplomatik silahı olan ‘yaptırım’ tehdidini de Ankara’ya iletmesi, Türkiye açısından sondaj çalışmalarındaki kararlılığın ehemmiyetini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Aslında konu bağlamında uluslararası tarih ve normlar hiyerarşisinde nelerin yasa dışı olarak kayda geçtiğini hatırlatmak, yapılacak en açıklayıcı yaklaşımlardan biri olacaktır. AB'nin, 2004 yılında Rum Kesimi’ni siyasi ve ekonomik sorunlarını çözmeden birlik müktesebatına ve uluslararası hukuka aykırı bir şekilde tam üye yaparak korumaya alması yasa dışılık örneğidir. Ayrıca, kıta sahanlığı uluslararası hukukta BM Deniz Hukuku Sözleşmesi (1982) ile düzenlenen bir konudur ve kıta sahanlığında, cansız doğal kaynakları araştırma, işletme, kullanma ve faydalanma yetkisi kıyı devletine aittir. Bahse konu meselemizde kıyı devleti Türkiye’dir ve uluslararası hukukun verdiği haklardan yararlanan ülkeyi yasa dışı faaliyetlerde bulunmakla nitelemek ise, Kıbrıs Meselesi için Fraktallar halinde sorun üreten AB’nin bir diğer çelişkisinden başka bir şey değildir.

MUHAMMED UZUN
Yeni Akit Gazetesi
ÖNE ÇIKAN VİDEO

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Ibrahim Muhammed

Racona bak be Avrupayı kapak ettik Kapaaaaak

TÜRKOĞLU

GAVURA PİSLİK YEMEK DÜŞER.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23