• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Irkçılık, bu topraklara ihanettir

Yeniakit Publisher
2013-01-26 23:25:00 - 2013-01-26 23:59:28
Irkçılık, bu topraklara ihanettir

Marmara Üniversitesi’nin 130. kuruluş yıl dönümünde konuşan Başbakan Erdoğan; “Bir ırkın diğerine, bir milletin diğerine, bir ulusun diğerine üstünlüğünü savunmak, en başta bu topraklara karşı hürmetsizliktir, en başta bu toprakların özüne ihanettir” dedi

HABER MERKEZİ
Marmara Üniversitesi’nin 130. kuruluş yıl dönümü ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a ‘’fahri doktora’’ verilmesi dolayısıyla üniversitenin Haydarpaşa Yerleşkesi’ndeki Ord. Prof. Dr. Reşat Kaynar Konferans Salonu’nda dün tören düzenlendi. Başbakan Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, salı günü TBMM’de, AK Parti Grup Toplantısı’nda ‘’asabiyet’’ ifadesini kullandığını hatırlatarak, ‘’Tabii birileri, herhangi bir sözlüğe bakma ihtiyacı hissetmeden, bu çok önemli kavramı, öfke gibi, sinirlilik gibi anlayarak, adeta şecaat arz ederken sirkatin söylediler, adeta cahilliklerini ortaya koydular’’ dedi. Asabiyetin 14’üncü yüzyılda, İbn-i Haldun’un kullandığı ve yüzyıllar boyunca da konuşulan, tartışılan, geliştirilen bir kavram olduğunu anlatan Erdoğan, kavramın özünün daha önce de ifade ettiği gibi şeytanın ‘’Beni ateşten yarattın, onu çamurdan’’ diyerek, kökene vurgu yaparak, kökeniyle ilgili kibirlenerek isyan etmesine dayandığını söyledi.
‘’KENDİSİNİ BAŞKALARINDAN
ÜSTÜN GÖRME IRKÇILIKTIR’’
İnsana, insanoğluna dair, çok açık bir gerçeğin görülmesi gerektiğine değinen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: ‘’Hiçbirimiz, nerede dünyaya gözlerimizi açacağımızı, hangi anne babanın çocuğu olarak doğacağımızı, hangi toplumda, hangi ülkede, hangi deri rengiyle hayata ‘merhaba’ diyeceğimizi seçme imkanına sahip değiliz. Yeryüzünde hiç kimsenin ama hiç kimsenin, ‘Ben şurada doğdum, şu anne-babanın çocuğu olarak doğdum, şu deri rengiyle doğdum’ diyerek bir başkasına karşı kibirlenme, gururlanma, böbürlenme, üstünlük sergileme hakkı yoktur ve olamaz.
Böyle bir kibir, böyle bir böbürlenme, kendisini başkalarından üstün olarak görme, insanlık dışıdır, modern kavramlarla bunu söylersek ırkçılıktır, faşizmdir. Bir kere bu topraklar, tarih boyunca hiçbir zaman bu kavramlara ev sahipliği yapmamıştır. Osmanlı’da asla böyle bir farklılığı göremezsiniz, Selçuklu’da da göremezsiniz. Bir ırkın, bir kavmin, bir kabilenin diğerlerine üstünlük taslaması asla kabul görmemiştir.’’ Başbakan Erdoğan, Avrupa’da 1930 ve 1940’lı yıllarda ırkçılık ve faşizm yükselirken, Türkiye’de bu yönde bazı denemelerin ve girişimlerin olduğunu ama bunların asla başarıya ulaşamadığını ve kabul görmediğini ifade etti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, şöyle konuştu: ‘’Bizi biz yapan, bizi şekillendiren, toplumsal hayatımızı, aile hayatımızı, şehir, köy hayatımızı çerçevelendiren hangi kaynağa bakarsanız bakın, orada ırk ayrımını göremezsiniz. Ahmet Yesevi’den tutun, Mevlana’ya kadar... Yunus Emre’den tutun, Hacı Bektaş’a kadar... Pir Sultan Abdal’dan Fuzuli’ye, Ahmed-i Hani’den Mehmet Akif’e kadar, bu toprakların hamurunu yoğuran hiçbir kaynakta ayrımcılık yoktur. Bir ırkın diğerine, bir milletin diğerine, bir ulusun diğerine üstünlüğünü savunmak, en başta bu topraklara karşı saygısızlıktır, en başta bu toprakların özüne ihanettir. Parlamentoda bir milletvekili, sanıyorum kariyeri de var. Ama ulus ile millet kavramını birbirine karıştırıyor. Ülkemizdeki Türk için kalkıyor millet, diğeri için ulus diyor. İçerikten haberi yok. Birisi öz Türkçe, diğeri Arapça.’’
“KİTAPLAR VAROLUŞUMUZUN İDAMESİDİR”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Galatarasay Üniversitesi’ndeki yangına ilişkin ‘’Yangının, tarihi binayı tahrip etmesi yanında daha da önemlisi, içindeki kitapların da zarar görmesi bizi ziyadesiyle üzdü. Kitaplar varoluşumuzun idamesidir. Böyle acı hadiselerin tekrar yaşanmaması için gerek tarihi binalarımızda gerek kitap gibi son derece hassas eserlerin bulunduğu mekanlarda daha dikkatli, daha tedbirli olunmasını yetkililerden ve kullanıcılardan özellikle rica ediyorum’’ dedi.
İNGİLTERE’DE HARÇLAR 3 KAT ARTTI,
BİZDE İSE HİÇ YOK
‘’Dikkatinizi bir yere çekmek istiyorum; küresel finans krizi nedeniyle şu anda İngiltere’de üniversite harç miktarları 3 kat artırılmıştır’’ diyen Erdoğan; “Bizde ise küresel finans krizine rağmen, değil artması, harçlar eğitimin gündeminden tamamen çıktı’’ dedi. OECD rakamlarına göre, dünyada 4 milyon uluslararası öğrenci olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan; “Biz, bu 4 milyon öğrenciden sadece 32 binini ülkemize çekebiliyoruz ve dünyada bu noktada üzülerek söylüyorum, 30. sıradayız. Daha ileriye gitmemiz lazım’’ şeklinde konuştu.
“ŞEHİTLERİMİZ AYRIMCILIĞIN
ÖNÜNDEKİ EN BÜYÜK ENGELDİR”
Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: ‘’Bizim şehitlerimiz ve şehitliklerimiz, bu ülkede ayrımcılığın önündeki en büyük engeldir. Özellikle Çanakkale Şehitlerimiz bunun en güzel ifadesidir. Onlar adeta settir, en büyük barajdır. Irkının, kavminin, asabiyetinin üstün olduğuna inananlar varsa gitsinler ve o şehitliklerimize baksınlar. Onların orada nasıl kucak kucağa yattığını, o farklı kavimlerden olanların nasıl kucak kucağa yattığını, hatta ta Yemen’den Çanakkale Savaşları için buraya gelen insanları görecekler. Balkan coğrafyasından gelen insanları görecekler. Orada o toprağın altında, o mezar taşlarında hiç kimse ayrımcılık göremez. O şehitlikler, millet kavramını en iyi izah eden, milletin ne demek olduğunu tartışmaya mahal bırakmadan açıklayan, bizim nasıl tek bir millet olduğumuzu bize anlatan manifestolardır. Bizim toplumumuzda, birbirimizi tarif etmek için kullandığımız kavramlar bin yıllardır bellidir ve aynıdır. Dost deriz, kardeş deriz, can deriz, komşu deriz, hemşehri deriz, toprak deriz. Anadolu’nun birçok yerinde bu ifadeleri bulursunuz. Ama bizim ecdadımız hiçbir zaman ötekine ırkıyla kavmiyle hitap etmemiş, o nazarla bakmamıştır. Biz de öyle bakmayız, bakamayız. Kendisini güçlü olarak görenin ırkını yüceltmesi ne kadar tehlikeliyse kendisini mağdur olarak görenin de ırkını yüceltmesi, ırkını bir ayrımcılık unsuru olarak kullanması o kadar tehlikelidir. Irkçılığın panzehiri, antitezi asla ırkçılık olamaz. Irkını yücelten, başka ırkları yok sayan, aşağılayan karşısında, kendi ırkını öne çıkarmaya çalışan da aynı derecede yanlış bir yoldadır. İşte biz, özümüze bakarak, kaynaklarımıza bakarak, modern dünyanın bu hastalıklarıyla baş etmek, bunları aşmak zorundayız.’’
FRANSA MALİ’YE GİTTİ,
SURİYE’YE NİYE GELMİYOR?
Konuşmasında Mali’de yaşananlara da değinen Başbakan Erdoğan, ‘’Şu anda niçin Mali’ye saldırıyorlar? Sevgili dostlar, Mali dünyada altın rezervinin en önde olduğu ülkelerden bir tanesi. Ama Mali’de yaşayan altını nasıl çıkaracağını, nasıl işleyeceğini bilmiyor’’ diye konuştu.
Mali’yi yıllarca Fransa’nın sömürdüğünü anlatan Erdoğan, şunları söyledi: ‘’Şimdi bakın Fransa uçaklarıyla oraya saldırıyor. İçeride sıkıntılar yok mu? Var. Ama bu işin yolu, bu olmamalı. ‘Orada altın var’ diye bunlar olursa bir diğerinde ‘petrol var’ diye bu tür yollar olursa orada bir yere varamayız. Suriye’ye niye gelmiyorlar, Suriye’de niye seyrediyorlar? Çünkü Suriye’de ne petrol var ne altın var. Orada şu anda sadece özgürlük mücadelesini veren insanlar var. Yani bunlar özgürlük kavramını ifadede kullanıyorlar. Gelişmiş ülkeler... Yoksa özgürlük mücadelesini verenlerin yanında olmak gibi bir dertleri yok. Türkiye ile beraber birkaç ülke Suriye’deki özgürlükçülerin, o mücadeleyi verenlerin yanında yer alıyor.’’
ERDOĞAN’A FAHRİ DOKTORA VERİLDİ
Marmara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Recep Bozlağan, üniversite senatosunun Başbakan Erdoğan’a fahri doktora unvanı verilmesine ilişkin kararını okudu. Bozlağan, Başbakan Erdoğan’a, ‘’Uluslararası gündemde siyasi, sosyal belirsizliklerin artarak dünya barışının tehlikeye düştüğü ve küresel ekonomik krizin birçok ülkeyi iktisadi, siyasi ve sosyal açıdan etkilediği dönemde, Türkiye’de siyasi istikrarın sağlanması, demokrasinin, temel hak ve özgürlüklerin kurumsallaştırılarak düzenlenmesi, sosyal paylaşımın tesis edilmesi, yapısal reformların gerçekleştirilmesi, uluslararası ilişkilerin geliştirilmesi ve küresel barışın sağlanmasına 10 yıl boyunca başarıyla uyguladığı politikalarla katkı yapması ve Türkiye’nin küresel güç haline gelmesinde gerçekçi vizyon koyması’’ dolayısıyla fahri doktora unvanı verildiğini aktardı.
Daha sonra Rektör Prof. Dr. Zafer Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a fahri doktora unvanını sundu ve cübbesini giydirdi. Gül, Erdoğan’a ayrıca fakültenin kurulduğu dönemdeki isminin yazılı olduğu bir tabak hediye etti. Erdoğan, kendisine tevdi edilen fahri doktora unvanı için üniversite rektörüne, senatosuna ve Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne teşekkür etti. Erdoğan, 1981 yılında mezun olduğu üniversitenin kendisi için çok anlamlı olduğunu ifade ederek, bugün, mezun olduğu yerden fahri doktora unvanı almanın heyecanını yaşadığını, üniversitenin öğrencisi ve mezunu olmaktan her zaman iftihar ettiğini söyledi.

Erdoğan’dan aile dostuna ziyaret
İSTANBUL - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Dr. Siyami Ersek Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tedavi gören bir aile dostuna ‘’geçmiş olsun’’ ziyaretinde bulundu. Erdoğan, Marmara Üniversitesi’nin 130. kuruluş yıl dönümü ve kendisine ‘’fahri doktora’’ verilmesi dolayısıyla üniversitenin Haydarpaşa Yerleşkesi’nde düzenlenen törenin ardından hastaneye geçti. Hastaneye Başhekimlik bölümünde giren Erdoğan, hastanede yaklaşık 40 dakika kaldı. Erdoğan’ın bir aile dostunu ziyaret ettiği öğrenildi. Başbakan Erdoğan, hastaneden ayrılırken bazı vatandaşlarla sohbet etti ve kendisine sevgi gösterisinde bulunanları el sallayarak selamladı.

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23