Bu konuda ne yazık ki iki farklı fikir var. Bazı diş hekimlerine göre asitli yemekler yedikten hemen sonra dişlerinizi fırçalamak diş minelerine zarar verebilir. Yemek yedikten sonra en az 30 dakika beklemeniz ve bir bardak su içmeniz diş sağlığınız için daha yararlı. Bazı uzmanlar ise yemek yedikten sonra dişlerinizi fırçalamanın pek de zararlı olmadığı, aksine yararlı olduğu görüşünde.

Eğer pilav yemeyi seviyorsanız bu haber sizi üzebilir. Pirinç, genellikle toprakta bulunan Bacillus cereus gibi tehlikeli bakteriler içerebilir. Neyseki bu bakteri sıcak ortamda üreyemez, bu yüzden taze pişmiş pilav genellikle sorun çıkarmaz. Yine de dikkatli olmakta fayda var.

Her gün yüzümüzü yıkamak için musluk suyu kullanıyoruz. Ancak farkında bile olmadan cildinize büyük zarar veriyor olabilirsiniz. Yüzünüzün normal pH seviyesi 4,7 civarındadır. Musluk sularının pH’ı ise 5’in üzerine çıkabilir. Ayrıca suyun içinde bulunan kalsiyum, magnezyum ve demir gibi sert mineraller de sivilce ve kuruluğa neden olabilir.

Patates, potasyum ve diğer temel besinler içi harika bir kaynaktır. Ancak günlerce tezgahta bekleyen patatesler ışığa maruz kaldıkça solanin toksini geliştirebilir. Bu toksinlerdeki artış, patatesin kabuğunun ve içinin yeşile dönmesine neden olur. Yeşil patates yerseniz karın ağrısı, kusma ve ateş gibi hastalıklar yaşayabilirsiniz. Hatta bazı nadir durumlarda bu durum felce bile yol açabilir.

Bir diyetisyene göre, dar giysiler giymek, sahip olduğunuz gastrointestinal rahatsızlıkları daha da kötüleştirebilir. Dar giysiler mide ve bağırsaklara baskı yapabilir. Hatta bazı durumlarda mantar enfeksiyonu ve sinir sıkışmasına bile neden olabilir. Giysinizin çok sıkı olup olmadığını anlamanın en iyi yolu vücudunuzda iz bırakıp bırakmadığına bakmaktır. Ara sıra bedene oturan kıyafetler giymeyi seviyorsanız endişelenmeyin, asıl sıkıntı uzun süreli kullanımda ortaya çıkıyor.

Birkaç yıl önce mikrodalgada patlatılan mısırları solumanın ciğerlere zarar verdiği ortaya çıkmıştı. Bunun nedeni bu mısırların Diasetil isimli bir madde içermesiydi. Bu madde yüzünden hastalananlar genellikle mısır fabrikasına çalışanlar da olsa, her gün patlamış mısır yiyen bir adamın sağlık sorunları yaşadığını da haberlerden duymuştuk. Şu sıralar, büyük üreticiler bu kimyasalı ürünlerinden çıkardılar. Ama yine de filmlere özenmeyip patlamış mısırı mikrodalga yerine ocakta yapmak daha sağlıklı.

Kolaylık olsun diye marketten önceden kesilmiş meyve satın almaya karar verdiniz. Dikkatli olmanız gerek çünkü mağaza onu dilimlerken hijyen kurallarına dikkat etti mi asla emin olamazsınız. Nadir de olsa bu meyveler E. coli, salmonella ve diğer bakteriler taşıyabilir.

Saklama kaplarına konulan yiyecekler unutulduğu için küflenebilir. Küfleri uzun süre solursanız vücudunuza zarar verebilir. Bazıları alerjik reaksiyona ve solunum problerine neden olabilir hatta zehirlenmelere kadar yol açar. Eğer saklama kabına koyduğunuz bir yemek küflendiyse, solumamak için maske takın ve iyice kabı dezenfekte edin. Eğer saklama kabına koyup unuttuğunuz bir yemek küflendiyse, sporları yanlışlıkla solumamak için içindekileri temizlerken dikkatli olun. Ayrıca etkilenen kabı iyice dezenfekte etmeyi de unutmayın.

Sabun birçok şeyi temizler, ancak sabun kabınızı uzun süre değiştirmemek veya yere düştüyse yıkamadan kullanmak sabununuzu virüs ve bakterilere maruz bırakabilir. Sabun kabını sık sık durulmayı unutmayın. Kaynak: Aydınlık