• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Gülen grubu artık bitti

Yeniakit Publisher
2015-06-15 07:58:00 - 2015-06-15 17:27:10
Gülen grubu artık bitti

Aydın Doğan’ın üst akıl tarafından yönetildiğini vurgulayan Serdar Tuncer, Gülen grubunun gidişatını da şöyle değerlendirdi: “Bu yapı artık gönüllerde de bitmiştir. Bu saatten sonra bunlardan hiçbir şey olmaz”

Şair ve TV Programcısı Serdar Tuncer, Akit’e konuştu. Serdar Tuncer ile her yıl gerçekleştirdiği iftar programlarını, geçtiğimiz aylarda ayrıldığı Aydın Doğan medyasını ve Fetullah Gülen grubu başta olmak üzere gündemdeki gelişmeleri konuştuk... İşte Tuncer’in sorularımıza verdiği cevaplar:

Bu sene bir kanalda iftar programı yapacaksınız. Bu program nasıl olacak, formatı nasıl?

- 15 senedir iftar programları yapıyorum. Her sene Ramazan gelirken “bu sene farklı bir şey yapalım” deriz ama yok, yapılacak şey bellidir. Konuklar gelir, sohbet ederler. “Sakız çiğnemek orucu bozar mı?” gibi konuları her sene konuşmanın bir anlamı yok. En büyük sıkıntımız, din yaşanan bir şey olmaktan çıktı, anlatılan bir şey haline geldi.

İnsanların dini anlattığını ama yaşayamadığını mı söylüyorsunuz?

- Yaşamıyoruz... Zaten yaşasan anlatmana gerek yok. Güzel bir ölçü var. Hali fayda etmeyenin sohbetinden istifade olmaz.
ÖNE ÇIKAN VİDEO

Türkiye’de her Ramazan geldiğinde, “Eski Ramazanlardan, Direklerarası ve Divanyolu’ndan bahsediliyor. Bunu nasıl görüyorsunuz?

- Anlamsızlık... Başka bir şey değil. Direklerarası’nın neyini özleyeceğim? Hani ille de eski Ramazanları özleyeceksek, bundan 300-400 sene evvel Topkapı Sarayı’nda oturup, Huzur Sohbetleri’ni dinleyen bir adam olmak isterim.

Burada Ramazan Bayramı’nı ‘şeker bayramı’ yapma, Ramazan’ı da manasından koparıp eğlence ayına çevirme mi söz konusu?

- 20 sene evvel bunu konuşuyor olsaydık “evet birilerinin böyle bir derdi var” derdim ama bugün için beceremediler, artık geçti.

20 yıl içerisinde ne değişti?

- 20 senede benim o bahsettiğim Osmanlı zamanı Ramazanlarını özleyen adamlar, onu niçin özlemesi gerektiğini anladı. Varlıklarını fark ettiler. “Biz varız”, “Var olmalıyız” dediler. Nerede, “siyasette var olmalıyız”, “ticarette var olmalıyız”, “hayatın her alanında var olmalıyız” dediler. Bir özgüven doğdu.

DEVLET MİLLETİ İLE BARIŞTI

AK Parti bu noktada nerede oluyor?

- AK Parti, bu ivmeyi hızlandıran bir tarafta duruyor.

Emre Kınay ve Tamer Karadağlı gibi oyuncular, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın diktatör olduğunu ve ondan korktuklarını söylüyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Saçma buluyorum. “Erdoğan’a diktatör” diyen ya da şu anki Türkiye’de yaşanan rejimi, diktatör rejimlere benzeten insanların, “15 sene önce yapabildikleri halde bugün yapamadıkları tek bir şey var mı?” Bu kişiler önce bu sorunun cevabını versinler. Böyle bir şey demek mümkün değilse, Erdoğan’ı diktatörlükle yaftalamak abesle iştigaldir, lüzumsuzdur. Devlet milletle barıştı. Devlet, milletle barışınca da millete rağmen devlet tahsis edenler rahatsız oluyor.

Bunlar kimlerdir?

- Bunların her dönemde adı değişiyor. Bunların arasında “Erdoğan’a diktatör” diyen sanatçılar da var, siyasetçisi de var, sivil toplum kuruluşu temsilcisi de var, sermaye sahipleri de, entelektüeli de var. Yani ülkede söz sahibi olması gerektiğini düşünen kaymak tabaka huzursuz oluyor.

CEMAAT CEMAATLİĞİNİ BİLMELİ

Fetullah Gülen grubuyla ilişkiniz nasıldı. Onların kanallarında falan çalıştınız mı?

- Yok çalışmadım. İki kere sanırım Türkçe Olimpiyatları’nda jüri olarak bulundum. TV programlarında birkaç defa sunuculuk yaptım. Üç kere de Türkçe Olimpiyatları’nın sunuculuğunu yapmayı teklif ettiler ama yapmadım.

Neden yapmadınız?

- Avam fitneyi giderken farkeder, arif gelirken farkeder. Ben arifim demiyorum asla ama 20 sene öncesinden beri bu grubun dini yorumlayışında, dindarlık algısında yürüttükleri yolda, meşreplerinde benim kalbimi rahatsız eden bir şey hep vardı. 17-25 Aralık’ın, 20 sene öncesinden bahsediyorum. Kalbim bunları hiç sevmedi.

Birkaç somut örnek vermek gerekirse hangi konularda ayrı düştünüz...

- Bir ağaç vardır, kökleri vardır ve çiçekleri, meyveleri vardır. Dinlerarası diyalog, seküler İslam çalışmaları, devletin içerisinde ikinci bir devlet olma gibi konular bu ağacın dallarıdır. İslam’ı yorumlayış biçimleri içime sinmedi.

İmam Hatip’te ikinci sınıfa giderken, ilk karşılaştığım cemaat mensupları benden çok iyi hakim ya da avukat olacağını söylemişti. Böyle hayalleri vardı. Ben ise hemen onlardan uzaklaştım. Bu durum bana ters geliyordu. Hangi cemaat, tarikat olursa olsun, bir ülkede devlet olmayı istemesi kadar anlamsız bir şey olamaz. Çünkü cemaat ya da tarikat, Allah’ın rızası için vardır. Gaye İslam’a hizmettir. Bırak devlet devletliğini yapsın, sen kendi işini yapmaya devam et...

DOĞAN'I ÜST AKIL YÖNETİYOR

Sermaye sahipleri denince akla hemen Aydın Doğan geliyor. Sizin de eski patronunuz. Doğan hakkında ne düşünüyorsunuz?

- Aydın Doğan’ın duruşunu anlamlandırmakta güçlük çekiyorum. 2009 seçimlerinde, AK Parti’nin iktidardan gideceğine dair aldığı duyumlarla çok ciddi muhalefet yapan Doğan medya, neticesinde AK Parti’nin daha güçlü gelmesiyle, medya patronunun bir bedel ödeyişi şeklinde sermayesi küçüldü.

Bir insan bir hatayı bir defa yapar. Medya patronu, diğer ticari işleri için medyayı besliyorsa, derdi kendi ticaretidir. Peki ticaretinde bedel ödemeyi göze alarak; insan aynı hatayı ikinci, üçüncü, beşinci, onuncu kez yapmaya niye devam eder? O zaman ortada ticari kayba rağmen duruşu muhafaza etmeyi gerektiren bir durum var. Bir insana bunu ya üst akıl ya da adını bilmediğimiz başka bir şeyler yaptırabilir.

Aydın Doğan konusu açılmışken, CNN Türk’te “Başka Şeyler” isimli program yaptınız ve en son DHKPC’nin savcıyı şehit etmesinden sonra Doğan medyasından ayrıldınız. Bu olay orada yaşadığınız son nokta mıydı?

- Ülkemizde muhafazakar kanalları belli bir önyargıdan dolayı izlemeyen farklı bir kesime hitap etmek için oradaydım. İlerleyen günlerde ise CNN Türk’te artık tahammül edilemeyecek bir duruma gelmiştim. 2 yıl program yaptım ve savcı olayına gelene kadar iki üç defa bırakmayı aklımdan geçirdim. Güzel bir niyetle yola çıkıyorsunuz ama bu sadece sizin niyetinizle, dert edişinizle olmuyor. Ben program yapıyorum, benden önceki veya sonraki programdaki kişi benim birleştirmeye çalıştığımı, parçalamak için uğraşıyor. Neticesinde Savcı hadisesi bardağı taşıran son damla oldu.

AYASOFYA İBADETE AÇILMALI

Ayasofya’nın tekrar camiye çevrilmesini ve ibadete açılmasını düşünüyor musunuz?

- Sonuna kadar tereddütsüz. Ayasofya, herhangi bir cami değildir. Ayasofya herhangi bir kiliseden camiye çevrilmiş bir mabed değildir. Ayasofya, İslam medeniyetinin Osmanlı yorumunun, karşısındaki medeniyete galibiyet çalıp onu mağlup edip, hürriyetini bu topraklarda ilan edişinin sembolüdür. Ayasofya’nın kapalı olduğu sürece hürriyetten söz edilemez. Ayasofya müzeyse hürriyetimiz müzeliktir.

BÖYLESİNE SANATÇI DENMEZ

Peki Rumeli Hisarı’nda Fatih Sultan Mehmet tarafından yapılan mescit tekrar ihya ediliyor. Sanatçılarla ilgili bir ödül gecesinde Defne Halman, “Buraya cami yaptırmayacağız” dedi. Bunu nasıl görüyorsunuz?

- Kimin ne haddine, kim ne karışır! Varolan mescidi yapıyorlar diye bundan rahatsız olan niye sanatçılık yapsın? Sanatçı olmanın tek şartı bu ülkede yaşayanların dinlerine, yaşam biçimlerine, değerlerine muhalif olmaktan mı geçiyor? Yere batsın böyle sanatçılık!

BMYLE BİR SEÇİM VAADİ GÖRÜLMEDİ

Seçim öncesi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “Suriyelileri geri göndereceğiz” şeklindeki vaadini nasıl yorumluyorsunuz?

- Türkiye’de böylesine bir muhalefet varsa, iktidarın seçim kampanyasına ihtiyacı yok. Sana sığınanı sen nasıl gönderirsin, bu millet buna müsaade etmez. CHP, Suriyelileri gönderecek olsa ilk önce ben karşılarına dikilirim.

ERDOĞAN UMUDUN SEMBOLÜ

Erdoğan hakkındaki düşünceleriniz nedir?

- Erdoğan, iki buçuk asırdır temenni edilen, arzulanan bir umudun sembolüdür. Erdoğan, için hiç kimse “umudun sembolü olamamıştır” diyemez. 28 Şubat’ın bedelini ödedik. Bugün ise İmam Hatip okuyanlar, Cumhurbaşkanı olmayı hedefliyor. Erdoğan, hakikaten bu milletin içerisinde, bu coğrafyanın asıl evlatlarının örselenmişliğini, kırılmışlığını telafi eden muhteşem bir özgüven ve umudun sembolü oldu.

ARADIĞIMIZ KAN: OSMANLI

Ofisiniz Osmanlı armaları ile dolu. Osmanlı hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?

- Türkiye olarak bizi köksüzlüğe mecbur ediyorlar. Selçuklu kökümüz, Osmanlı gövdemiz, Türkiye ise dal ve çiçektir. Bize yüzyıldır “Cumhuriyeti benimsemenin tek şartı Osmanlı’ya sövmektir. Osmanlı’yı sevmenin tek şartı Türkiye’yi benimsememektir” dediler. İkisi de yanlış. Türkiye de bizim, Osmanlı da bizim. İkisini birleştirebildiğimiz anda ortaya bambaşka bir mana çıkıyor, dinamizm çıkıyor. Aradığımız kan bu.

SENDEN İYİ ASKER OLUR

İmam Hatip’te “Sizi hakim, avukat olarak yetiştirelim” mi dediler... Bu konu nasıldı?

- İmam Hatip’teyken cemaat mensupları geldi ve öğrencilerin kabiliyetlerine bakıyorlardı. “Zeki bir kişisin, okulda popülersin senden avukat olur, senden asker olur” diyorlardı. Bana da hakimlik ve avukatlık düştü. O günden beri mesafeliyim bu yapıya. Bunlar artık herkesin bildiği şeyler... Tabiî bu gruptan bahsederken, bu grubun içerisindeki samimi insanları da ayırmamız, diğerleri ile bir tutmamamız gerek.

Gülen grubunun darbe girişimleriyle ne olduğu ortaya çıktı. Sizce bu grubun içerisinde bulunan samimi insanlar bu saatten sonra yapıdan ayrılmalı mı?

- Bu grubun içerisinde bulunan samimi insanlar, artık o aidiyet duygusunu bir tarafa bırakıp, mevzunun çok başka olduğunu farkedip kendisini bir kenara çekebilmesi gerektiğini tabii ki savunuyor ve düşünüyorum.

ABD’YE DAVET ETTİLER GİTMEDİM

Sizi hiç Pensilvanya’ya davet ettiler mi?

- Medya grubu içerisinde görüştüğümüz arkadaşlar, birkaç kere davet ettiler ama gitmedim.

Fetullah Gülen grubunun şu anki gidişatını nasıl görüyorsunuz?

- Birazcık izanı, birazcık feraseti, birazcık bu devlet ve millete sevgisi olan herkes görüyor ve biliyor ki, bu iş bitmiş. Bitmiş derken Bank Asya’yı, okulları, medya grubunu kastetmiyorum. Bilakis yapı birilerinin hayal ettiği gibi eskisinden daha güçlü olabilse bile gönüllerde bitmiş. Bu saatten sonra bu yapıdan bir şey olmaz.

Yeni Akit

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23