• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Gülen, geziciler lehine destek açıklamaları yapıyordu

Yeniakit Publisher
2015-05-23 07:38:00 - 2015-05-23 07:38:06
Gülen, geziciler lehine destek açıklamaları yapıyordu

Paralel Yapı tarafından desteklenen Taksim Dayanışma platformu hemen harekete geçti ve sosyal medya üzerinden bilgi ve direktif merkezi haline geldi. Taksim Dayanışma platformunu destekleyen PDY üyeleri özellikle sosyal medya üzerinden bilgi kirliliğine devam ederken, Amirinden değil Abisinden emir alan polisler de eylemleri tahrik edecek şiddetten geri durmuyorlardı. O günlerde Fetullah Gülen, Gezi eylemcileri lehine açıklamalar yaparken, polis şiddeti diye nitelendirilen olaylara karışan polislerin amirliğini de PDY polisleri yapıyordu.

Grupların büyük bölümü Taksim’e girmiş, diğer gruplarında girmesiyle sayı 10 bin civarına yaklaşacaktı. Ancak Taksim postanesinin köşesinde iki çevik kuvvet polis memuru ellerindeki gazbombasını kurcalarken hata ile patlamasına neden olunca eylem gruplarının tüm planı alt üst oldu. Meydanın diğer taraflarında konuşlanan polislerde gazbombasının patlamasıyla talimat beklemeden meydanı gaza boğdular. Henüz meydanda gerekli organizasyonu tam olarak kontrol altına alamamış grupların beklemediği bir şeydi bu. Polislerden hiç bir uyarı almamış oldukları için yanyana gelememiş ve üyelerini bir arada tutmayı başaramamışlardı.

Ara sokaklara dağılan gruplar bir daha toparlanamayınca Harbiye çevresinde konuşlanmış Taksim’den gelecek kitleyi bekleyen gruplar da çaresiz kalmışlar ve sadece bir kaç slogan atıp dağılmışlardı.

O tarihten itibaren 1 yıllık emeği boşa çıkan OCCUPY’in Türkiye uzantısı Diren İstanbul grubu bir daha Emek Sineması eylemleri, Eşcinsel Onur Yürüyüşü organizasyonu ve çevreci bir kaç eylem dışında bir araya gelmedi.

İstiklal caddesi ve Taksim meydanı dışında hiçbir eyleme katılmayan veya hiçbir eylemi organize etmeyen Diren İstanbul grubu 2013 Gezi Kalkışmasında bu defa yine karşımızdaydı.  

ÇADIR KURAN EYLEMCİLER

27 Mayıs 2013 tarihinde Gezi parkına çadır kuran 50 kişilik Diren İstanbul grubu üyeleri aslında meydanı dolduracak diğer grupların katılımından emin olduğu için o gece oraya yerleşmişlerdi. Tıpkı IMF protestosu çalışmaları gibi Gezi Parkı kalkışması da aslında önceden organize olmuştu.

29 Mayıs sabahı çadırlara yapılan müdahaleden sonra mikrofonlara konuşanların tamamı Diren İstanbul grubunun üyeleriydi.

Bir iki gün içerisinde 1 ay sürecek bir protesto için insan gücünün organize edilemeyeceğini belirten Terör uzmanları, bu şekilde organize olunabilen tek faaliyet, doğal afetlerde görülür aniden insanlar toplanır, organize olur ve yardım faaliyetine başlar bunun için bile bir uzman organizatör ekip gerekir. Bu durumda bile insan gücü bulmak zordur ilk bir kaç günden sonra sayı azalar. Oysa Gezi parkı olayında ilk günden gaz maskesinden, sapana, havaifişek tetikleyicilerinden bir takım saldırı araçlarına kadar her şey mevcuttu. Ayrıca tüm çevresi kuşatılmış bir bölgenin içerisinde her türlü ihtiyaçlarını karşılayacak malzeme de devamlı bulunuyordu. Resmen savaşıyorlardı. Bu malzemeler o çevrede önceden hazırlanmış olmasa bu lojistik sağlanamazdı, diye belirtiyorlar.

PARALEL YAPI FIRSATI KAÇIRMADI

Paralel Yapı tarafından desteklenen Taksim Dayanışma platformu hemen harekete geçti ve sosyal medya üzerinden bilgi ve direktif merkezi haline geldi. Taksim Dayanışma platformunu destekleyen PDY üyeleri özellikle sosyal medya üzerinden bilgi kirliliğine devam ederken, Amirinden değil, Abisinden emir alan polislerde eylemleri tahrik edecek şiddetten geri durmuyorlardı.

O günlerde Fetullah Gülen, Gezi eylemcileri lehine açıklamalar yaparken, polis şiddeti diye nitelendirilen olaylara karışan polislerin amirliğini de PDY polisleri yapıyordu.
Sonuçta bu iş her hali ile hükümete ve Başbakan’a yıkılacaktı.

Olaylar sırasında hükümete nasihatlar vermeye çalışan Fetullah Gülen’in aslında bu kitlelerin sokağa çıkmasındaki etkenlerden biri olduğu unutuluyor-unutturuluyordu. Ülke imkanlarının büyük bölümü PDY tarafından sömürülürken Hükümet sömürgeci olarak lanse ediliyordu.

Hatta birçok eylemci de Fetullah Gülen’in açıklamalarından sonra evine dönmüştü. Emniyet teşkilatının bütünüyle Fetullahçı kadrolar tarafından yürütüldüğünü bilen eylemcilerden ise bu yapı aleyhine tek bir slogan çıkmadığı gibi, Paralel desteği de bilerek kabul ediyorlardı.

Tüm bu olayların başlamasına neden olan Gezi Parkı inşaatının durdurulduğu İstanbul 10’uncu İdare Mahkemesi’nin 6 Haziran 2013 tarihinde Taksim Camii ve Galatasaray Katlı Otoparkı’nı da içine alan Beyoğlu Koruma Amaçlı İmar Planı’nı “şehircilik ilkelerine uymadığı” gerekçesiyle iptal eden karar almış, ancak bu durum taraflara bildirilmemişti.

KARARI GİZLEYEN HAKİME RABİA BAŞER PARALEL ÖRGÜTÜN SEMBOLÜ OLDU

Kararı gizleyen kişi İstanbul 10’uncu İdare Mahkemesinin başındaki Hakime Rabia Başer’di.

Tahşiye soruşturmasında tutuklanan Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca ile paralel devlet yapılanması adına sahte isimlerle dinleme ve teknik takip yapan 63 polis amirini tahliye kararı veren hakim Mustafa Başer’in eşi hakime Rabia Başer.

10 kişinin ölümü, yüzlerce insanın yaralanması 1 ay boyunca ülkede kaosa neden olan olayların başlamadan bitmesine neden olacak, 6 Haziran 2013 tarihli almış olduğu kararı UYAP sistemine tam 27 gün beklettikten sonra sokan Rabia Başer böylece amaçları uğruna FETÖ örgütünün neler yapabileceğinin de sembolü oldu.

2013 Ekim ayında gezi olayları ile ilgili yapılan analizlerden bir tanesinde aynen şu şekilde yazıyordu.

“Eylemleri organize eden Taksim Dayanışma Grubunun üyelerine, yöneticilerine ve destekçilerine baktığınızda işin ilginci yine bu çetenin medya bölümü karşımıza çıkıyor. Sosyal medyada apaçık ortada duruyor yaptıkları.

Hepsi telefonlarının dinlendiğini düşünüyordu. Sabaha karşı evlerinin kapısını yanlışlıkla biri çalsa polis mi bastı korkusuyla yaşıyorlardı. Resmi bir işleri olduğunda işlerinin yolunda gitmeyeceğinden şüpheleniyordu. Herhangi bir kültürel Sanatsal ve ya bilimsel projeleri olsa birinin taraftarı olmadıkları için yaşamlarında ilerleme kaydedemediklerini söylüyorlardı. Açıkça Çete’yi işaret ediyor ama şikayet edecek mercileri olmadığını da söylüyorlardı. Polise- Yargıya güvenmiyor ve bu iki kurumdan da korkuyorlardı. Özgürlüklerini kaybettiklerini düşünüyorlardı. Aslında isyanları bu Çeteye ve onun devlete sızmasına yönelikti.

Bu eylem gruplarının geneline baktığımızda yüzde 10’u yaşamları boyu muhalefetlikten beslendiği için onlar öyle devam edeceklerdir. Ancak % 90 ile iyi bir iletişime geçilebilir. O gençlere projelerini sunabilecekleri imkanlar yaratılabilir.’’

CEMAATE DOKUNAN YANIYORDU

Aslında Gezi kalkışmasına katılan insanların isyanı ülkeyi kontrol atında tutan FETÖ yapılanmasına karşıydı. Kumpaslarla insanlar hapislere atılıyor, Cemaate dokunan yanıyor, cemaatçi olmayan sıradan bir esnafın dahi işleri bozuluyor. Poliste adliyede devletin herhangi bir kurumunda görünmeyen ama varlığı bilinen ve sonuna kadar hissedilen bir sistem çalışıyordu. Bu sistemde asla kendinden olmayana yaşam hakkı tanımıyordu. Bu sisteme karşı olanlar ve olma ihtimali olanlar korkunç iftiralarla karşılaşıyor, etkisizleştiriliyor veya düzmece delillerle hapse atılıyordu.

Eyleme katılanların çok büyük bir çoğunluğu aslında bu baskıya isyan ediyordu. Baskı Devlet yada Hükümet eliyle değil buralara sızmış PDY üyeleri tarafından kesintisiz ve artarak devam ediyordu. Dünyanın en büyük sömürgeci çetesi ve Ülkemizdeki uzantıları 5 tane ağacı bahane etmiş, Paraleller mahkeme kararını gizlemiş, unutulmaz acılara neden olmuş bir olay olarak tarihimizde yerini almış oldu. Sokakları örgütleyip ülkeyi istikrarsızlaştırmaya çalışan Uluslararası Çetenin etkin ismi George Soros Haziran seçimleri öncesi yine sahne aldı. Bu defa barlardan, eşcinsel gruplarından değil, George Soros’un Açık Toplum Vakfı ile Koç Üniversitesi ve ABD’nin Ohio Üniversitesi Devlet Üniversitesi ve Sabancı Üniversitesi. Hep birlikte ülkenin seçimlerini etkileme çabasıyla ortak hareket ediyorlar.Yeni Akit

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23