Erdoğan, Balıkesir Ekonomi Ödülleri Töreni’nde konuştu: “Ben diyorum ki, bir siyasi partinin kapatılması gibi bir madde gündeme gelse, ‘Bir siyasi partinin kapatılması teklif dahi edilemez’ diye bir hükmün oraya gelmesi lazım. Ancak suçu işleyen kimse, onlar bu işin bedelini öder. Kökünden bunun kazınması lazım.”
BALIKESİR - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, parti kapatmalarına ilişkin anayasa değişikliği teklifiyle ilgili, “Ben diyorum ki bir siyasi partinin kapatılması gibi bir madde gündeme gelse, ‘Bir siyasi partinin kapatılması teklif dahi edilemez’ diye bir hükmün oraya gelmesi lazım. Ancak suçu işleyen kimse, onlar bu işin bedelini öder. Kökünden bunun kazınması lazım” dedi.
Erdoğan, “Balıkesir Ekonomi Ödülleri 2015” töreninde yaptığı konuşmada, Meclisin gündeminde olan parti kapatılmasıyla ilgili Anayasa değişikliği teklifine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
“Şimdi ‘parti kapatılsın, kapatılmasın’ bunu tartışıyorlar. Şu anda cumhurbaşkanı sıfatıyla değil şimdi de başbakan ve genel başkan olduğum dönem sıfatıyla konuşuyorum. Partilerin kapatılmamasıyla alakalı, 2010 Anayasa değişikliğini yaparken, biz ‘Gelin partileri kapatmayalım’ dedik” ifadesini kullanan Erdoğan, ilgili madde görüşülürken muhalefet partilerinin TBMM’yi terk ettiğini, AK Parti’den bazı milletvekillerinin Genel Kurul’a gelmediğini hatırlattı.
AK Parti’nin konuyla ilgili Anayasa değişikliği teklifinin, 13 Mart 2015 Cuma günü TBMM Anayasa Komisyonu’nda kabul edildiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
“İnşallah Genel Kurul’dan da geçmek suretiyle artık ülkemde parti kapatılması tarih olur. Bana kalırsa, ben bu işin herhangi bir şeye bağlanmasını dahi doğru bulmuyorum. Benim düşüncem, ilk defa burada açıklıyorum, o da şudur: Ben partileri, madem ki tüzel kişiliktir, gerçek kişi ile tüzel kişiliği birbirine karıştırmayalım. Hani hep nüktedir, biliyorsunuz, tüzel kişiye ceza verilir mi? Cezanın gerçek kişiye verilmesi lazım. Bir partinin başkanı suç işlediyse ver, üyeleri suç işlediyse kendisine ver ama bir partiye bu cezayı neden veriyorsun? Mesela şu anda iktidar partisinin yaklaşık 22 milyon oy vereni, seçmeni var. O partiyi siz kapattığınız anda bu ne demektir, 22 milyonu cezalandırıyorsunuz. Bu adalet midir, böyle şey olur mu? Tekrar yenisi kurulur o ayrı mesele ama niçin bu denli yanlış bir adımı atıyorsunuz?
Ben diyorum ki şöyle olması lazım: bir siyasi partinin kapatılması gibi bir madde gündeme gelse, bunun için söylenmesi gereken, ‘Bir siyasi partinin kapatılması teklif dahi edilemez’ diye bir hükmün oraya gelmesi lazım. Ancak suçu işleyen kimse onlar bu işin bedelini öder. Olay bu olması lazım. Kökünden bunun kazınması lazım. Aynı şeyi ben vakıflar, dernekler için de söylüyorum. Derneği, vakfı neden kapatacaksın? Suç işleyen kimse gel onları cezalandır. Tabelayı cezalandırmakla bir yere varamazsın.”
MAĞLUBİYETİ SİNDİREMEYİZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Balıkesir’de özetle şunları söyledi;
l “Bizim mağlup olmayı içine sindiremeyen bir karakterimiz, dünyayı içine sığdıracak kadar geniş bir kalbimiz var. Bunun böyle bilinmesi gerekir. İnanın bu duyguyu, bu karakteri, kimliği açığa çıkardığımızda, bu büyük potansiyeli hayata geçirdiğimizde o hedeflediğimiz, beklediğimiz büyük Türkiye’yi, yeni Türkiye’yi kısa sürede inşa edebiliriz.”
l “Çanakkale’de sadece bir milletin değil, bir ümmetin, İslam aleminin kaderi belli oldu. Çanakkale, Malazgirt gibi, İstanbul’un fethi gibi kıymeti aynı derecede ölçülebilecek bir mücadeleydi, böyle sonuçlar doğurdu. Bizim bu şanlı zaferimiz, işgal altındaki milletlere özgüven kazandırdı.”
l “Biz, gözümüzü ufuktan ayırmayacağız. Biz, büyük resme kilitleneceğiz. İşte o zaman Allah’ın yardımıyla tüm engelleri aşacak, tüm sorunları geride bırakacağız.
DIŞARDAN TAHRİK BAŞLIYOR
l ‘’Gezi’den 17-25 Aralık darbe teşebbüsüne kadar son yıllarda yaşadığımız tüm hadiselerin gerisinde hep aynı amaç var. Şimdi de dövizle, faizle, manipülasyonla, fısıltıyla, MİT Müsteşarı ile ellerine ne geçerse onunla, aynı yöndeki gayretlerini sürdürüyorlar. Ekonomideki belirsizlik, bir kriz görüntüsü oluşturmak için özellikle çalışıyorlar ama nafile. Bunların hepsi koskoca bir hiç, bunları başaramazlar. Bundan sonra da başaramayacaklar’’
l ‘’Kardeşim neyin eksik senin. Bir Kürt olarak sen bu ülkede Cumhurbaşkanı oldun mu? Oldun. Başbakan çıkardın mı? Çıkardın. Bakan çıkardın mı? Çıkardın. Devletin en üst kademelerine yönetici gönderdin mi, gönderiyor musun? Var. Türk Silahlı Kuvvetlerinde var mısın? Var. Ne istiyorsun daha, ne istiyorsun?’’
l ‘’Biz ne zaman, nerede, ne yapacağımızı çok iyi biliriz. Dışarıdan birileri köşelerinde bir şeyler yazıyorlar, bunların hiçbirisi bizim aklımıza girmez. Bizim aklımıza bir şey girer, biz ne yaptığımızı, nasıl çalıştığımızı, aldığımız neticelerle ortaya koyuyoruz. Filanca iş adamının, filanca holdingin, filanca üst aklın veya filanca köşe yazarlarının yazdıkları yazılar bizim aramızdaki muhabbeti ortadan kaldırmaz.’’