Klavye konusunda çoğu kişi tututcudur. Zorunlu kalmadıkça klavye tercihleri kolay kolay değiştirilmez.
Kimi F’den vazgeçemez, kimi Q’cudur... Çünkü birine alışılmıştır artık, ‘macera’ aranılmaz. Peki şu anda kullandığınız ve ‘toz kondurmadığınız’ klavyeniz, bilimsel olarak da size en ‘uygun’ olan mı? Sahi, E klavye ile tanışmaya hazır mısınız?
'Asla değiştirmem’ dediğiniz klavyeniz yazım performansınızı ne kadar artırıyor? On parmak yazıma ne ölçüde elverişli? Türkçe yazıma ne kadar uygun? En sık tekrarlanan harfler ve kelimeler taranarak mı oluşturulmuş? Harflerin parmaklara dağılımı neye göre yapılmış? Ne kadar ergonomik? Ne kadar hızlı? Bütün bunların ötesinde ne kadar sağlıklı ve kullanımı kolay?
Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mahmut Ekşioğlu, tüm bu soruların, yani bilimin ışığında yepyeni bir klavye geliştirdi. Ekşioğlu, doktora öğrencisi Ali İşeri ile birlikte yaklaşık 3 yıl boyunca bu klavye üzerinde çalıştı. E klavye, işte bu titiz çalışma sonucu doğdu. TÜBİTAK tarafından da desteklenen E klavye için patent başvurusu da
Doç. Dr. Ekşioğlu ile, E klavyeyi konuşmak üzere, üniversitedeki odasında randevulaştık. Söyleşimizden önce, masasındaki klavyesi dikkatimizi çekti. Bu, belki de uzun yıllar kullanılacak ve milyonlarca adet üretilecek E klavyenin ilk örneğiydi. E klavyenin grafiklerini biliyorduk ama uygulanmış hâlini ilk kez görmüştük. Zaten Ekşioğlu, bu ilk örneği yapıp masasına koyalı daha bir kaç gün olmuştu. Böylece E klavye ile ilk poz da TRT HABER DD’ye verilmiş oldu.
-Uzun çalışmalar sonucu E klavye elinizde. İlk yola çıkışınız nasıl oldu?
- Projenin çıkış düşüncesi dünyada on parmak klavye kullanıcıları arasında sıklıkla görülen ve insanları ızdırap içinde bırakan el-bilek rahatsızlıkları riskini, yazım performansını düşürmeden.
- Ne gibi rahatsızlıklar bunlar?
- Yazarken parmak hareketlerini yapmak için kas kasılıyor, tendonlar hareket ediyor.
Tendonlar birbirinin üzerine sürtünerek hareket ediyorlar, aşırı tekrarlı hareket nedeniyle zamanla sürtünmeden dolayı şişmeler, yanmalar, iltihaplanmalar oluyor, sinirlere baskı oluyor. Bu rahatsızlıklar ileri aşamalarda insanı düğmesini bile ilikleyemez duruma sokuyor. Ağrı, uyuşma, rahatsızlık hissi dışında, bir de iş yapamaz hale getiriyor. İnsanlara bu kadar rahatsızlık veren hastalıklar var ortada. Yani biz önce bir sağlık sorunu olarak baktık. İnsanların bu rahatsızlığını nasıl ortadan kaldırabiliriz diye yola çıktık.
- Peki bu nasıl sağlanabilirdi?
Yazının devamını okumak için aşağıdaki uygulamalara tıklayınız...