• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Dershanelerde geri adım yok

Yeniakit Publisher
2013-11-20 23:49:49 - 2013-11-21 04:03:29
Dershanelerde geri adım yok

Başbakan Erdoğan, son günlerde çokça tartışılan dershaneler konusunda, “Artık bu işi bitirmemiz gerekiyor. Hazırlanan taslak daha bize sunulmadan, atılan gazete başlıkları çok çok çirkindi. Bir ‘gece baskını’ başlığı yenilir yutulur bir başlık değildi. Bizden bir geri dönüş bekliyorlarsa bunun olmayacağını bilmeleri lazım” dedi.

HABER MERKEZİ - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dershanelerle ilgili düzenlemeye gösterilen tepkilerin yersiz olduğunu belirterek, “Hazırlanan taslak daha bize sunulmadan, atılan gazete başlıkları çok çok çirkindi. Bir ‘gece baskını’ başlığı yenilir yutulur bir başlık değildi. Kim, nereye gece baskını yapmış? Ortada ne var?” dedi. 

Başbakan Erdoğan, A Haber kanalında katıldığı canlı yayında, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevapladı.

Erdoğan’ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:

DİYARBAKIR PROGRAMI

“Diyarbakır’daki buluşma birçok yönüyle çözüm sürecini güçlendiren bir adım oldu. Sayın Barzani’nin ve Şivan Perwer’in katılması , İbrahim Tatlıses’in de rahatsız olmasına rağmen katılması çok farklı bir güç kattı. İlk gün yaklaşık 60 bin Diyarbakırlı bir araya geldi. İşin sosyal boyutunda bu buluşma arz ediyordu. Sayın Barzani’nin oradaki konuşması ve daha sonra televizyonlardaki konuşması bu buluşmanın bir milat olması için anlamlıydı. Bir çözüm sürecinin içerisindeyiz. Bir barış havasını gerçekleştirmenin çabası içerisindeyiz. Bir yerde de bu cesaret işiydi. 2005’te de bunu söyledik. Bu işi halledeceğiz dedik. 38 yıl sonra Şivan Perver’in gelmesi önemli. Kendisine vatandaşlık konusunda isterse gerekli yardımı yapacağımızı söyledim. Aynı şeyi merhum Ahmet Kaya ile ilgili de ailesine söyledim. Bir nakli kubür yapılması gerekiyorsa biz buna varız dedik.”

KÜRDİSTAN İFADESİ

“Irak Anayasası’nda geçen ifade şudur; Kürdistan Bölgesel Hükümeti diye geçer. Kürdistan bölgesi yasaları diye geçer. Madde 4’te aynı şekilde federal ve resmi kurum ve ajanslar Kürdistan Bölgesi’nde her iki dili de kullanırlar diye geçer. Bu onların anayasal ismidir. İşin bir diğer yanı da; şu an benim elimde aslı da var, bugünkü Türkçeye çevrilmiş olarak Türkiye Büyük Millet meclisi Reisi Mustafa kemal olarak tüm bakanlar kurulunun imzasının olduğu bir kararname var. Burada çok ilginçtir, Kürdistan ismi geçiyor. Yine Gazi ile alakalı bir başka durum ise, Kürdistan, Lazistan vs. hakkında değil diye yine bir konuşmasında geçiyor. Güneydoğu Kürdistan Karadeniz Lazistan diye geçiyor.”

GENEL AF TARTIŞMASI

“Sözlerimin başını kesip atmışlar. Bugüne kadar genel af ifadesini kullanmadım. Böyle bir şey olamaz. Böyle bir taahütümüz kimseye yoktur. Yanlış anlaşma var. Şu anda bir duadayız, temennideyiz. Öyle bir gün gelecekki dağlardan inecekler ve cezaevleri de boşalacak. Hemen alıyorlar genel af.”

“Ben bir başbakan olarak katili affetme yetkisini kendimde göremem. Hatta hatta devletin de bunu affetme yetkisi olamaz. Ancak devlete karşı suçlarda böyle olabilir. Ben kalkıp katili nasıl affedebilirim? O katillerin maktüllerine, şehitlere, şehitlerin ailelerine bunun hesabını nasıl veririm. Temennimiz cezaevlerinin boşalmasıdır.”

DERSHANELER KONUSU YENİ DEĞİL

“(Dershaneler konusu) Bugün gündeme gelmiş bir konu değil. 1980’li yıllardan bu yana çok çok farklı dünya görüşüne sahip olan yönetimlerin iktidarların sürekli gündeme getirdiği mesafe aldık alamadık bu şekilde devam eden trendin çok çok düşük seviyelerden yavaş yavaş bizim iktidarımızda zirve yaptığı süreçtir bu. İktidar olduğumuzda ben, hatta Hüseyin Bey’in bakanlık döneminde artık bu dershaneler konusunu bir sonuca kavuşturalım dedim. Ve bunu bir dönüşüm projesi olarak sizden özellikle istiyorum dedim. Zira geldiğimizden bu yana biliyorsunuz birçok konuda attığımız reformları bu konuda da atalım.”

“YAZILANLAR ÇOK ÇİRKİN”

“Deshaneler konusunda da son dönemde artık bu işi bitirmemiz gerekiyor. Ve arkadaşlarımız belli bir çalışmayı yaptılar. Hazırlanan taslak daha bize sunulmadan, atılan gazete başlıkları çok çok çirkindi. Bir “gece baskını” başlığı yenilir yutulur bir başlık değildi. Kim, nereye gece baskın yapmış? Ortada ne var?

Meclis’e gelmiş mi, gelmemiş. Hem bir taraftan taslak diyeceksin bir taraftan gece baskını diyeceksin. Eğer bir gece baskını olacaksa, bu yeni başlamadı. 2003’ten bu yana konuşulan görüşülen, nitekim bu işi en çok seslendiren kişilerle konuştum. Eski küpürler var, bunların içinde, olumlu olumsuz çok farklı gazete küpürleri var.”

“MERDİVEN ALTI DERSHANECİLİĞİ BİTİRECEĞİZ”

“(Abbas Güçlü’nün “Dershaneler ‘şampiyonuz’ diye halkı yanıltıyor başlıklı yazısını göstererek) Bu durum çok manidar, o gün bunu yazan zat, şimdi bakıyorsun, orta yolu bulmaya çalışıyor. Bu çok manidar ve ilginç. Buradan şimdi destek almaya çalışıyorlar. Biz de diyoruz ki gelin bu konuda samimi olalım. Biz sizden hizmet almaksa, hizmet alalım. Gelin bu dershaneleri okula dönüştürelim. Sınıflarda boşluk mu var? Bizim limitimiz 30, kalite arıyoruz çünkü. Burada 15 öğrenciniz mi var, biz size 15 öğrenci verelim. Eğer 15 öğrenci veremiyorsak bu öğrencilerin bize yıllık maliyeti nedir? Diyelim ki 2 bin 2 bin 500 lira, her biri size o ücreti verelim siz bunu rahatlıkla devam ettirin. Ama merdive naltı dershaneciliği bitireceğiz. Ve sizden böylece hizmet alımı yapalım. Efendim bizde öğretmen fazlası var. Tamam siz bu öğretmenleri bize devredin sadece mülakatla alıp devlet okullarında istihdam edelim. yok bunu da istemiyorsunuz. O zaman ne istiyorsunuz bize bunu söyleyin.
O zaman biz size arsa verelim, ucuz kredi verelim. Bütün bunların yanında vergide indirim, muafiyet sağlarız. Yeter ki gelin. Peki neden okula yanaşılmıyor da illa dershane deniyor. Bize bunu anlatamıyorlar. Şu tablo çok ilginçtir bu dershanelerin öğrenci profili, fen ve sosyal bilimler liselerindeki öğrencilerin yüzde 95’i dershanelere gidiyor. Anadolu liselilerinin yüzde 91’i, meslek liselilerin yüzde 18’i dershanelere gidiyor. Siz fen ve Anadolu liselerindeki öğrencileri alıyorsunuz ve ona olsa olsa test tekniklerini öğretiyorsunuz. Eğitimini devlet okullarında almış sen ona biraz bir eğitim veriyorsun ve  sonra bir okulu kazandığında hemen sırtına tişörtü giydiriyorsun. Bu fakir fukara çocuklar niçin bu kurslara gidemiyorlar. İstifade edenler büyükşehirlerdeki zengin ailelerin çocukları. Burada böyle bir karışık durum var. İzah edemedikleri bir durum var. Ama benim sevgili vatandaşım önümü kesip bana bunu anlatıyor. Çocuğumu gönderdim ama şimdi paralarını ödemekte zorlanıyorum. Haberleri görüyorsunuz, dershane borcu intihara sürükledi. Bu borcu ödeyemedikleri zamanlar böyle durumlarla karşılaşıyorlar. Madem vakıfsınız ücretsiz eğitim verin deyince de rahatsız oluyorlar. Şimdi biz devlete verebiliriz diyorlar. Kusura bakmayın biz bir darbe hükümeti değiliz. O zaman kurun okulları biz sizden hizmet alımı yapalım. Böyle hayırlı bir konuda neden böyle bir tartışma yapılıyor. Değişik yerlerde okullarınız da var, bunları da biliyoruz. Alın bu çocukları çok daha faydalı hizmetini yap.”

“kara kampanya”

“Biz böyle bir çalışmanın içindeyken yalan yanlış bir kara kampanyanın olması bizi üzmüştür. Kampanya öyle bir boyuta getiriliyor ki efendim okuma salonları kapatılıyor. Ortaya çıkmış bir taslak yok. Tabii nereden servis yapıldı, nereden ortaya çıktı. Yasağa uymayanlara 500 bin lira ceza gelecek diye haberler çıkıyor. Bugüne kadar pek çok taslaklar yapıldı ama nitekim bize de sunulan yok. Bu nereden çıkıyor. Elbette bir yaptırım olur ama 500 bin TL nereden çıktı. Biz şimdi bu gecekondu mantığını değiştirmek istiyoruz. Yani biz hala orada mı kalalım. Ben başbakan olduğumda 35 bakan vardı. Ne yaptık 25’e indirdik. Koskoca Amerika 14 tane bakanla idare ediliyor. İlk adımı böyle attık. Ardından da 8 tane devlet bakanı vardı. Bunları kaldıralım, hepsi icracı olsun dedik. Orada da bir reforma gittik. Aksi halde bu ülkeyi sıçratamazdık. Biz istiyorduk ki bizim çocuklar bir yarış atı olmasın. Hafta sonu ailesiyle, arkadaşlarıyla oynasınlar. Biz bunu yaşadık ama maalesef şimdi yaşayamıyorlar.”

“GERİ DÖNMEMİZ SÖZ KONUSU DEĞİL”

Eğitimde biliyorsunuz bir reform yaptık, 4+4+4. Bunu niye yaptık? Hiçbir iktidar 12 yıl zorunlu eğitime imza atamadı ve biz bu adımı attık. İstiyoruz ki kaliteyi arttıralım.  Bu kampanyayı yüretenlere diyoriz ki “gelin siz madem bu kadar başarılısınız kurun okullarınız orada bu başarıyı gösterin”

Şubat ayında 10 bin öğretmen atayacağız.  10 yılda 400 bin öğretmeni Milli Eğitim’e kazandırdık. Bütçemizi dikkatli bir şekilde değerlendireceğiz, kullanacağız. Önümüzdeki 4-5 yıl içinde öğretmen açığımızı sıfırlamış olacağız. 4+4+4 ile Türkiye önemli bir değişim yaşıyor. Bu dernekler, bu arkadaşlarımız, bu adımları atmak suretiyle eğer bu okula dönüştürme, okul istemiyorlarsa da kendilerine bir alternatif daha verdik, “açık lise” dedik. Gelin açık liseler kurun.  Onların farklı bir alternatifleri varsa sunsunlar. Bizim geri dönmemiz söz konusu değil.  Burada bu art niyetler olduğu sürece bu iş bu nokta da bitmez. Gelinen noktada artık dershane anlayışının, düşencesinin yürümesi mümkün değil. Biz milletin aleyhine olacak bir şeye fırsat vermek istemiyoruz.

“BİZ NİÇİN CEMAATİ KARŞIMIZA ALALIM”

Eğitimde fırsat eşitliği olayını üniversiteye girişte de sağlamış ve okul müfredatlarına bağlı bir sınavı sağlamış olacağız. Bu mesele bizim için bir memleket meselesidir, bir eğitim meselesidir. Partimizin ve hükümetimizin programlarında yer alan bir meseledir. Yeni açıklanmış şeyler değil bu. Cemaat deniliyor, Cemaat’le Hizmet’le karşı karşıya gelmek gibi bir şey de çok çirkindir. Biz Cemaat mensubu kardeşlerimizin ellerindeki medya organlarıyla bize saldırmalarını, hatta gerçeğe aykırı şekilde saldırmalarını yadırgıyoruz. Bu niye bir cemaate yönelik olsun. Cemaat mensubu olan kardeşlerim lütfen burayı tekrar hatırlasınlar biz ne dedik öğrencileri özel okullarda okutalım, parayı devlet versin. Danıştay ne yaptı, bunu reddetti. O zaman Ak Parti iktidarı Cemaat’e kaynak sağlamak için bu yasayı düzenledi dediler. Cemaat mensubu kardeşlerim bu olayda yediğimiz darbeyi, tokadı unutuyorlar mı? Biz şimdi niçin Cemaat’i karşımıza alalım. Siz niye eğitimi belli vakıflara, derneklere teslim ediyorsunuz diye bize hesap sorarlar. Çünkü biz belli bir grubun değil tüm milletin iktidarıyız. Kendilerinin de bizi anlayışla beklemeleri lazım, sürdürdükleri propagandayı bitirmeleri lazım ve bizden bir geri dönüş bekliyorlarsa bunun olmayacağını bilmeleri lazım.

“DERSHANELERDE İŞ BİTİYORSA BU OKULLARA NE GEREK VAR”

“Pazartesi bize yapılan sunumda bazı eksikler var. Bakanımıza “Bunlar üzerinde çalışmayı yapın, dışarıdan almanız gereken destekler varsa alın, görüşülmesi gereken STK’lar varsa görüşün ve bir sonraki bakanlar kuruluna getirin” dedik. Buradaki tuzak zaten bu. Kuran Kursları ne kadar mukaddeste bizim için o kadar mukaddestir mantığı çok ters bir mantık. Kuran Kursu’na giden Kuran’ı öğrenmek için gitmiyor, Kuran’ı hıfz etmek için, ezberlemek için gidiyor. Okullarda seçmeli Kuran ve Siyer-i Nebi dersleri var ama buralarda Kuran okumayı öğrenebilirsiniz, hıfz edemezsiniz. Biz iktidara geldiğimizde sorular neye göre hazırlanıyordu, bu dershanelerin müfredatına göre hazırlanıyordu. Hüseyin Bey’in döneminde dedik ki bunu süratle değiştireceğiz. Ne demek ya. O zaman bu okullar niye var. Dershanelerde iş bitiyorsa bu okullara ne gerek var. Asgari 2 bin lirayla 20 bin lira arasında dershane ücretleri var. Daha da çıkabilir. Bunlar diyelim 4 öğrenci alıyor. Adları VİP dershane olan dershaneler de kuruldu. Fen liselerinden, Anadolu liselerinden seçilmiş öğrenciler oraya geliyor. Bu öğrenciler üzerinde belli bir süre kısa bir süre çalışma yürütülüyor ve biz kazandırdık deniyor. İnsaf edin ya, bu çocuklar devletin okullarında okudu. Bu emek nerede? Bu devletin bu çocuklar üzerinde hakkı yok mu? Olmaz böyle bir şey. Burada bir gerçek bir tarafa konulmuş oluyor. Sonra da konuyu Kuran Kursları ile mukayese etmek çok çirkindir. Orada ücret de yok. Bir şeye daha üzülüyorum, elimizde 800 bini aşkın öğretmenimiz var. Bu dershaneler konusu bu öğretmenlerimizin döktüğü tere haksızlıktır, saygısızlıktır.”




x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23