Aspirin, 1950 yılında Guinness Rekorlar Kitabı’na girmeye hak kazanmıştı. Elbette en çok satılan ilaç olarak.

Aspirinin özünde salici maddesi bulunmasına rağmen sırları hala tam olarak çözülememiştir. Her yıl aspirinle alakalı 3000’den fazla makale yayınlanmaktadır.

Aspirin ısıya karşı oldukça dayanıklıdır. 135 dereceye geldikten sonra kaynamaya başlar.

Aspirin tabletlerinden her yıl en az 100 milyar adet üretilir.

Yapılan araştırmalar, aspirinin 50’den fazla hastalığa iyi geldiğini ortaya çıkarıyor.

Her gün bir çay bardağıyla içilen yarım aspirin, felç geçirilme olasılığını minimum seviyeye indiriyor.

Dalından kopartılmış ya da solmuş bitkilerin suyuna aspirin karıştırdığınızda yaşam sürelerini de uzatmış olursunuz. Bunun sebebi ise aspirinin içinde bulunan, bitkilerin savunma sistemini güçlendiren salisilik asit.

Aspirinin cilde önemli ölçüde faydası bulunuyor. Bir maske gibi yüze uyguladığınızda cildiniz hem daha beyaz hem de eskisine oranla daha sağlıklı oluyor.

Aspirinin böceklere karşı antioksidan etkisi de bulunuyor. Arı ya da sivrisinek sokması sonucu oluşan iltihaplı bölgeye ıslattığınız aspirini sürdüğünüzde kızarıklığın azaldığını göreceksiniz.

İçerisinde klor bulunan havuz, belli bir süre yüzdükten sonra saç rengine olumsuz olarak etki eder. Eğer yaklaşık 10 adet aspirini suda çözeltip saçınıza dökerseniz, 10-15 dakika sonra duruladığınızda eski rengine döndürmüş olacaksınız.

Aspirinin beyne de ciddi şekilde yararı bulunuyor. Özellikle yaşı fazla olan insanlardaki ‘hafıza yitimi’ni ciddi oranda azaltıyor.

İnanmayacaksınız ama aspirin, bir ara Güney Afrika’da para birimi olarak kullanılmaya başlanmış. Söylenenlere göre yüksek enflasyonun yüksek olduğu dönemde insanlar birbirlerine para üstü olarak birkaç aspirin veriyormuş. (Teknolojioku)