CHP’nin ulusalcı milletvekilleri, ulusalcı gazeteci ve sanatçılar, başörtüsüne karşı kinini gözler önüne serdi. Taksim Hill Otel’de gerçekleştirdikleri toplantıda; “Laik Devlet, Özgür Toplum” başlıklı bildiri yayınladı. Bildiride, başörtülü vekillerin Meclis’e girmesi anayasal suç olarak tanımlandı.
Taksim Hill Otel’de gerçekleştirdikleri toplantıda; “Laik Devlet, Özgür Toplum” başlıklı bildiri yayınladı. Bildiride, başörtülü vekillerin meclise girmesi anayasal suç olarak tanımlandı. Bildiride; “Kadın kıyafetini siyaset yapmanın aracı kılarak kadın sömürüsünün en çarpıcı örneklerini sergileyen iktidar partisi, okullarda başlattığı türban baskısını kamu görevlilerini kapsayacak şekilde genişleterek anayasal suç işlemiş daha sonra bu suça TBMM’yi ortak ederek sorumluluğuna siyasi paydaşlar aramıştır” denildi. Bildiriye imza atanlar arasında geçtiğimiz günlerde tahliye edilen CHP Milletvekili Mustafa Balbay başta olmak üzere toplam 19 milletvekili yer alıyor.
AKİT MUHABİRLERİNİN SORULARINA CEVAP VEREMEDİLER
CHP İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler, CHP Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz, CHP Antalya Milletvekili Gürkut Acar, Cumhuriyet Gazetesi yazarı Ali Sirmen, Tarık Akan, Edip Akbayram, Ataol Behramoğlu ve Işık Yenersu basın toplantısına katıldı. Işık Yenersu tarafından okunan bildiride, AK Parti’ye ağır ithamlar yer alırken başörtülü vekillerin meclise girmeleri anayasal bir suç olarak değerlendirildi. Basın toplantısına gazetemiz muhabirlerimizin soruları damgasını vurdu. Muhabirlerimiz Mehmet Özmen ve Koray Taşdemir’in, sorularına basın toplantısında konuşan milletvekilleri, gazeteciler ve sanatçılar cevap veremedi. Bunun üzerine katılımcılar, muhabirlerimize cevap vermeye çalıştı. Ressam Bedri Baykam ve oyuncu Orhan Aydın başta olmak üzere salondaki bütün ulusalcı isimler cevap yetiştirme telaşına düştü.
“NEDEN BAŞÖRTÜLÜ VEKİLLERİN MECLİSE GİRMESİNİ İSTEMİYORSUNUZ?”
Bildirinin okunmasının ardından muhabirimiz Koray Taşdemir’in basın toplantısına katılan katılımcılara, “1934 yılında Mustafa Kemal, kadınlara seçme ve seçilme hakkını tanıdı. Çok büyük bir olaydı. Birçok Batı Avrupa ülkesinde bile bu gelişme daha sonra gerçekleşti. Bugün bu tarihe geldiğimizde yani 79 yıl sonra bile kadınların meclise başörtülü olarak girmesini neden istemiyorsunuz? Bildiride bunu neden anayasal bir suç olarak değerlendiriyorsunuz?” sorusunu yöneltti. Basın toplantısına katılan isimlerin, “Böyle bir şey mi var? Böyle bir şey yok” şeklinde konuştuğu gözlendi.
“ÇAĞDAŞ DÜNYANIN ÜYESİ İSE KARARLARI UYGULAMALIYIZ”
CHP Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz, Koray Taşdemir’in, “Metinde Anayasal suç olarak geçiyor” demesi üzerine, şöyle cevap verdi:
“Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları çok açık. Herhangi bir şekilde devlet dairelerinde ve kamu alanlarında dini bir simgenin kullanılması, haçlı bir kolyenin kullanılması, ya da rahibe kıyafetinin giyilmesi, ya da Musevi takkesiyle girilmesi ya da herhangi bir şekilde türbanla girilmesi bir şekilde insanlar üzerinde tarafsızlığa neden olabileceğini ve baskı unsuru olabileceğini belirtiyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, bizim imzaladığımız uluslararası anlaşmalar çerçevesinde bağlayıcı hükümlerdir. Bu hükümler çerçevesinde bizim anayasamız oluşturulmuştur. Ve bu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları çerçevesinde mahkemelerin kararları oluşmaktadır. Şimdi Avrupa’daki insanların, Avrupa’nın çağdaş dünyadaki yaklaşımı bu iken bu türden dini simgelerin bu şekilde tarafsızlığa engel olabileceği ve insanlar üzerinde baskı unsuru olabileceği belirtilmişken şimdi burada baskı unsuru olmadığı şeklinde bir algı yaratılmaya çalışılıyor. Biz eğer Avrupa’nın ve çağdaş dünyanın bir üyesi isek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararlarını uygulamak durumundayız.”
“SİZCE O VEKİLLER BAŞÖRTÜLÜ MÜYDÜ, TÜRBANLI MIYDI?”
Muhabirimiz Mehmet Özmen, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “Başörtüsü yıllar önce çözülmeliydi” dediğini hatırlattı ve Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları hakkında ne düşündüklerini sordu.
CHP İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler, “Öncelikle sorun başörtüsü sorunu değil. Bizim için sorun türban sorunu. Cumhuriyet Halk Partisi’nin de burada bulunan hazirunun da başörtüsüyle hiç sorunu olmadı” dedi.
Bunun üzerine Mehmet Özmen ve Birgül Ayman Güler arasında şöyle diyalog geçti:
- Mehmet Özmen: “Peki ama türban nedir, başörtüsü nedir?”
- Birgül Ayman Güler: “Söyleyeceğim şimdi. Pek çoğumuzun aileleri başörtülü, hiç bize yabancı bir dünya değil. Türban bizce bir siyasi simgedir. Türban dini inancı istismar ederek kullanılan bir siyasi simge. Bu ikisi arasındaki ayrımın çok net yapılması gerek”
- Mehmet Özmen: “Sayın Kılıçdaroğlu yapamadı mı efendim? Meclise başörtülü vekiller girdi ve kürsüde konuştu. Sizce o vekiller başörtülümüydü, türbanlımıydı?”
- Birgül Ayman Güler: “Siz çok hızlı gidiyorsunuz. Gazeteci gibi değil tartışmacı gibi soruyorsunuz. Ben fikrimi açıklıyorum size. Başörtüsüyle türban arasındaki farklılık çok açık. Bu platforma duyulan ihtiyaç duyulan nedenlerden birisi bu. Başörtüsüyle türban arasındaki farkı neden anlatamadık? Bu kadar çok başörtüsü demekte ısrar edenler neden zafere bu kadar hızlı koştu acaba? Bu meseleler üzerine düşünme ihtiyacımız var. Konuşma, tartışma ve kendi doğrularımızı anlatma ihtiyacımız var. Bu platform bizi zenginleştirecek, Türkiye’yi zenginleştirecek. TBMM’ye türbanla gelen milletvekillerine biz tepki göstermedik. Ben İzmir Milletvekili olarak partimin aldığı bu karara uydum. Çünkü geldiğimiz nokta bakımından laiklik ilkesi yanlızca bir açıdan değil toplam olarak delinmiştir. Şimdi yapılması gereken şey kadının üzerinden yürütülen bu kirli siyasete son vermek ve laiklik ilkesini yeniden tesis etmek. Bunun arayışındayız. Dolayısıyla Genel Başkanımızla ya da partimizle herhangi bir çatışmamız söz konusu değil.”
SANATÇI ORHAN AYDIN: “TÜRBAN GERİCİLİĞİN ŞERİATIN SİMGESİDİR VE ŞİDDETLE REDDETTİĞİMİ İLAN ETMEK İSTİYORUM”
Sanatçı Orhan Aydın, aydınların, vatanseverlerin bulunduğu bir toplantıda bile sözün türbana getirilip sıkıştırılmasını onaylamadığını belirterek “Türban bu ülkedeki gericiliğin, hem de dinci gericiliğin şeriatın simgesidir ve şiddetle reddettiğimi ilan etmek istiyorum” dedi.