“AK Parti’nin oyları düşüyor… Muş!..
Öyle diyorlar;
AK Parti’nin oy oranı düşüyor…
Muş!..
•
Resmi internet sitesi “anket”in açıklanmasından sonra birden bire “teknik bakım”a alınan bir araştırma şirketinin kamuoyuna açıkladığı sonuçlara göre, 2011’de yüzde 49 oy alan AK Parti, Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olmasından sonra yüzde 37’ye gerilemiş!!!
CHP yüzde 27 (!!!), MHP yüzde 17 (!!), CHP’den ayrılan Emine Ülker Tarhan’ın Ana Parti’si yüzde 8, (!!) HDP yüzde 6 küsur.
Bu oranlara göre AK Parti, hükümeti tek başına kuramıyor!..
Neresinden bakarsanız bakın “çarpık” bir anket; Ana Parti’nin yüzde 8 almasından, darmadağınık CHP’nin yüzde 30’a yaklaşmasına kadar ve MHP’nin “Öcalan’ın paketlenerek Türkiye’ye teslim edilmesinden” hemen sonra ulaştığı oy oranını yakalamasına kadar, saçma sapan!..
Eski CHP’li Emine Ülker Tarhan’ın Ana Partisine bak; oyları CHP’den değil de AK Parti’den çekiyor!
•
Bu anket sonuçlarını sözde değerlendirirken “AK Parti’ye uyarı! Kutuplaştırıcı politikalara devam ederseniz böyle çökersiniz!” mesajı veren “yazar”lara rastladık.
AK Parti’nin alaşağı olması için nerede kirli bir operasyon varsa destek veren adamların “tavsiye”lerini neye yorarsınız?..
AK Parti’nin devrilmesini engellemeye mi çalışıyorlar?..
Dostane tavsiyelerde mi bulunuyorlar?..
Komik!..
•
Bunların yazdıklarını çizdiklerini fazla ciddiye almak için sebep yok.
Bununla birlikte “önümüzdeki dönemin hesaplarına” göz atarken, bu yazılanları göz önünde bulundurmakta da fayda var.
“Davutoğlu geldi, AK Parti hızla erimeye başladı!” diyorlar özetle.
“Bu aşı tutmadı!” diyorlar!..
Bir de bugünlerde “maksadı malûm çevreler” tarafından gündeme taşınan “baraj” tartışması var.
Son derece ilginç oyunlar çevriliyor!..
•
“Bazı” AK Partililerin tam da bu noktada “akıllarını başlarına” almaları gerekiyor.
Devlet’in Zirvesi’ni Söğütözü’ne taşımanın ne anlama geldiğini, Yeni Türkiye yolunda ne denli önemli bir adım olduğunu görmeyen ya da görmezlikten gelen bazı AK Partilileri uyarıyoruz!
Sayın Erdoğan’ın “Milli Vazife” olarak işaret ettiği faaliyetlere destek vermeyenleri “dikkatle takip” etmenin zaruretine işaret ediyoruz.
Türkiye, tarihinin en önemli seçimine gidiyor.
Sık sık ifade etmeye çalıştığımız gibi, Türkiye mevcut sistemle “Yeni Türkiye” hedefine ulaşamaz.
Meselenin altı da üstü de, sağı da solu da “Başkanlık Sistemi”ni işaret ediyor.
Fitne, fesat, tezvirât, gerginlik, ne “belâ” varsa, mevcut sistemden kaynaklanıyor.
Merhum Fatih Sultan Mehmet Han “atını denize sürmeseydi” -Allah bilir-, İstanbul’un fethi mümkün olmayacaktı.
Geçtiğimiz 12 yılın birçok kritik aşamasında “Atını Denize Süren Lider” olarak, şahsında Türkiye’yi hedef alan birçok operasyonu sonuçsuz bırakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bu mücadelesinin hedefe varamaması için “birtakım işler çeviren”ler arasında bazı AK Partililer de var mı?..
Var.
Olmasaydı, Başbakanlığı dönemindeki grup toplantılarında sık sık “İçerideki omurgasızlara” dikkat çeker miydi Sayın Erdoğan?..
•
“Ayağı yere basmayan anket sonuçları”, birbirini takip eden “algı” operasyonlarının gerçek hedefini ortaya koydu.
Birkaç yıl evvel, alkolü fazla kaçırdığı belli olan “Bir Kısım Medya Yöneticisi”, “Bu AKP ne zaman gidecek? Artık öyle bir moda girdim ki, bunlar hep böyle başta kalacak ve bizler de böyle bunların yüzüne gülmek zorunda kalmaya devam edeceğiz!” demişti bana.
Kinleri çok büyük.
“Pijamayla Başbakan karşıladıkları” dönemleri arıyorlar!..
Teşvik Dağıtmaktan Sorumlu Bakan’a –birkaç haftalık gecikmeden dolayı– afedersiniz- ana avrat düz gittikleri dönemleri arıyorlar!..
Hiç kimse, -tezgahların tutması halinde- 28 Şubat karanlığının geri gelmeyeceğinden emin olmasın!..
Oradaki “baskıcı zihniyet”, birbirini takip eden seçim mağlubiyetlerinden dolayı “sinmiş” gibi durabilir ama hiç şüpheniz olmasın ilk fırsatta geri dönecektir!..
Geri döndüğünde de bugün Sayın Erdoğan’ın şahsında ülkemizi hedef alan operasyonları “ince göndermelerle” destekleyen ya da “sessiz kalmak suretiyle destekleyen” bazı “AK Partilileri” bağrına basmayacaktır.
Bu kardeşiniz, AK Parti’nin özellikle eğitim ve kültür alanlarındaki “sıkıntılarına” en fazla vurgu yapan yazarlar arasındadır.
Belki de en fazla vurgu yapan yazardır.
Bununla birlikte, “gidenin yerine hangi zihniyetin gelebileceğini”, kimin nerelere “hizmet” ettiğini de çok iyi bilmektedir.
Akıllar başlara!..