Timaş Yayınları’ndan çıkan ve Cemal Aydın imzasını taşıyan Açıklamalı Mesnevî, Mevlâna Celâleddîn-i Rûmî’nin klasik eserine farklı bir yaklaşım getirerek okuyucusunu yalnızca edebî bir metinle değil, aynı zamanda derin bir kültürel ve düşünsel mirasla buluşturuyor.
Cemal Aydın, eserin başına yazdığı geniş kapsamlı önsözde Mevlâna’nın çağlar üstü önemine dikkat çekerken, bu büyük İslâm âlimine ve düşünürüne karşı gösterilen ilgisizliği eleştiriyor. Aydın’a göre, Mevlâna gibi evrensel bir dehaya sahip olsaydı Batı, onu her dile çevirir, eserlerini her yaş grubuna uygun şekilde düzenler ve dünya çapında yaygınlaştırırdı. Ancak bizler, elimizdeki bu kıymetli hazinenin değerini bilmekte geç kalmış durumdayız.
Mevlâna’yı Savunma Manifestosu Gibi Bir Önsöz
Cemal Aydın’ın kaleme aldığı önsöz, sadece bir sunuş yazısı olmanın ötesinde, Mevlâna’yı savunmaya yönelik bir manifesto niteliği taşıyor. Aydın, Mesnevî’ye yöneltilen haksız eleştirileri yanıtlamakla kalmıyor; aynı zamanda bu büyük eserin günümüz insanı için nasıl bir anlam taşıdığını da açıklıyor. Eserin, Farsça orijinali başta olmak üzere Fransızca, Arapça ve Türkçe çevirilerden de yararlanılarak hazırlandığı belirtiliyor.
Mesnevî’nin, Kur’anî bir ruhla yazılmış olması sebebiyle, anlayış niyeti taşımayan kişilere kapalı olduğunu vurgulayan Mevlâna’nın şu sözleri hatırlatılıyor: “Bizim bu Mesnevîmiz, gönlü kararmışlara tıpkı Kur’ân gibi çirkin görünür.” Cemal Aydın, bu uyarının altını çizerek Mesnevî’yi anlamak isteyenlere kılavuzluk ediyor.
Batı’nın Hayran Olduğu, Bizim Göz Ardı Ettiğimiz Bir Deha
Önsözde, Mevlâna’nın etkisinin Batı dünyasındaki yansımalarına da geniş yer veriliyor. Goethe’nin Doğu-Batı Divanı’nı yazarken Mevlâna’dan ilham aldığı, Hegel’in onu “Mükemmel Celâleddîn” sözleriyle andığı belirtiliyor. Dante’nin İlâhî Komedya’sının İslâmî Miraç anlatılarından beslendiği, Cervantes’in ise Don Kişot’u Cezayir'de Müslümanlar arasında esaret altında geçirdiği yıllarda öğrendiği İslâmî değerlerle kaleme aldığına dair örneklerle..., Mevlâna’nın Batılı edebiyatçılar üzerindeki etkisine dikkat çekiliyor.
Simyacı’nın yazarı Paulo Coelho’nun, Mesnevî’nin altıncı kitabındaki bir hikâyeden esinlenerek romanını kaleme aldığı hatırlatılırken, Türkiye’de bazı aydınların “Ne varmış Mesnevî’de?” gibi küçümseyici yaklaşımlar sergilemesi ise sert biçimde eleştiriliyor.
Bilimsel Yönleriyle de Öne Çıkan Bir Mevlâna
Eserde, Mevlâna’nın sadece bir sûfî değil, aynı zamanda bilime dair ileri görüşleri olan bir düşünür olduğu da vurgulanıyor. Dünya’nın yuvarlaklığını Kopernik’ten 300 yıl önce bir beyitinde ima eden Mevlâna’nın, mikroorganizmalardan da Pasteur’dan yüzyıllar önce söz ettiği örneklerle açıklanıyor.
Her Yaştan Okuyucuya Hitap Eden Bir Anlatım
Açıklamalı Mesnevî, sade diliyle hem ilk kez Mesnevî’yle tanışacaklar hem de onu yeniden ve derinlemesine okumak isteyenler için erişilebilir bir kaynak sunuyor. Açıklamalar, beyitlerin hemen ardından parantez içinde verilerek okuyucunun metni doğrudan kavramasına yardımcı oluyor. Böylece eser, akademik derinliği korurken didaktik bir üsluba kaçmadan rehberlik ediyor.
Sonuç Yerine: Kendi Değerimizi Yeniden Keşfetmek
Timaş Yayınları tarafından yayımlanan bu özel çalışma, Mevlâna’nın sadece geçmişin değil, bugünün ve geleceğin de en güçlü rehberlerinden biri olduğunu hatırlatıyor. Cemal Aydın’ın önsözüyle zenginleşen Açıklamalı Mesnevî, hem Mevlâna’yı savunmak hem de onun evrensel mesajlarını yaymak isteyen herkes için önemli bir kaynak olma niteliği taşıyor.
