ABD işgal ettiği ülkeleri kara para aklama üssüne dönüştürüyor!
Kabil’den ülke dışına milyonlarca dolar kaçırılıyor. ABD'nin sözde Afganistan'ın refahı için yaptığı harcamalar nasıl buhar oluyor?
Kısa bir süre önce Irak’ta garip dolar hareketleri diye bir haber yapıp, Irak işgalinden beri ABD ve Pentagon’un maruz kaldığı tuhaf yolsuzluk suçlamalarına dikkat çekmiştik. Şimdi ABD’li SeattleTimes gazetesinde öyle bir haber okuyoruz ki, konu ile ilgili bir önceki Irak haberimizi alın, Irak sözcüklerini Kabil ile değiştirin, haber aynı haber içerik olarak.
Afganistan’ın merkez bankası olan Kabil Bank’tan yirmiden fazla ülkeye dolar kaçırılmış. Bazen bu kaçırma işlemleri için yolcu uçaklarında yiyecek servis etmek hizmetine yarayan yiyecek-içecek dolapları kullanılmış.
Haberin kökeni de haberin kendisi kadar ilginç. Haberi Associated Press ajansı geçmiş. Bu rapor “isminin açıklanmasını istemeyen uluslararası sponsorların” katkısı ile yayınlanmış. Raporu basına duyuran ise Drago Kos, Independent Joint Anti-Corruption Monitoring and Evaluation Committee’nin başkanı. Yani Bağımsız Anti-Yolsuzluk Gözleme ve Değerlendirme Komitesi. İlginç geliyor kulağa, böyle bir komitenin varlığından ilk defa haberdar olduk.
Kabil’den bu kadar çok miktarda parayı kim nereye kaçırıyor?
Raporun detayları tam içler acısı. Milyonlarca dolar “kredi” bankanın sahiplerine verilmiş. IMF sıkıştırıyormuş Afgan hükümetini, size verdiğimiz krediler nasıl buhar oldu diye?
Sakın ABD “Afgan halkının refahı ve alt yapı hizmetleri için harcıyacaz” dediği yardım paralarını sakin sakin geri alıyor olmasın?
Global banker-vampirler, ABD veya Avrupa gibi ülkelerde, medyalarının ve savcılarının gözleri önünde böylesi yolsuzluklara imza atacak değil ya, kargaşa olan yerler daha müsait bu tarz çetrefil kara para taklalarına.
IRAK NASIL KARA PARA AKLAMA MERKEZİ HALİNE GELDİ?
UsaToday’in haberine göre, bazı ABD’li ve Irak’lı mali müfettişlerin ortak yürüttüğü bir soruşturma akabinde, Bağdat’ın bir “kara para aklama merkezi” olarak kullanıldığını sonucunda ulaşmışlar.
İddiaya göre her hafta yaklaşık 800 milyon ABD doları illegal bir şekilde yurt dışına çıkartılıyor.
Konuya ilk önce Irak’ın baş mali müfettişi Abdul-Basit Turki değinmiş, durumu ABD’li yetkililere bildirmiş. Bu haberi aynı zamanda FoxNews’da geçmiş. Demek ki bütün ABD kamuoyu bu haberi atlayamaz artık, komplo teorisi filan diyemezler.
Irak neden işgal edildi?
Acaba bu konunun derinlerinde Irak’ın gerçek işgal sebebi yatıyor olabilir mi? O kadar çok doları “gereksiz” yere basan bir Federal Reserve, bu işi ülke içinde yaparsa istemeden de olsa doların değerini kaybettirebilir. Bu işlem için uzak bir ülkede bir “şube” çok kullanışlı olabilir. Ne de olsa sanal bir paradır dolar, bu yüzden nerede “icad” edildiğinin bir önemi kalmaz.
Haberde sorulmayan soru şu, ne FoxNews sormuş, ne de UsaToday:
Irak’tan bu kadar anormal miktarda “ABD doları” her hafta yurt dışına çıkıyorsa, öncelikle bu para nereden giriyor ki Irak’a?

O kadar doları kim basıp gönderebilir ki Irak’a ABD hükümetinden başka? Bir dakika, ABD hükümetinin dolar basma yetkisi yok ki, öyle zannedilse bile. ABD anayasası ile bu hak sadece ve sadece ABD’nin Federal Reserve’üne ait.
Her hafta 800 milyon dolar, ciddi bir rakam.
Antik Babil’in büyücülerinin faizli bankacılık sistemini icad etmesi herhalde Bağdat’ın kaderini kadim bir şekilde lanetlemiş olacak ki, bu bölge mali fitnelerden bir türlü kurtulamıyor.
KARA PARA AKLAMA MERKEZİ IRAK
Irak savaşı ile ilgili yolsuzluk haberleri sıkça gündeme geliyor. Sahi ABD’de cidden basın özgürlüğü ve devlet harcamalarında şeffaflık var mı?
AFP’nin yeni bir haberine göre ABD savunma bakanlığının yaptığı 2.8 milyar dolarlık petrol alımının, ki Irak’ın petrollerini ABD niye “satın” alsın, zaten üzerine çöreklenmişti, 1.7 milyar dolarının faturaları bulunamıyormuş. Yani zaten ya zorla gasp edilmiş ve bu para hiç Irak’ın cebine girmemiş.
Ya da “Irak’ın cebi” diye bir kavram yok, ABD’nin Irak işgali sonucunda yok oldu gitti.
Pentagon ve Federal Reserve’ün Kayıp Trilyonları
İster mesele kanserli hücrelerin vücuttan atılması olsun, ister birikmiş cerehatın artık dayanılmaz boyutlara ulaşıp kendi kendine patlaması olsun veya ister Wikileaks gibi bir “gazetecilik başarısı” olsun, artık bilgi akışı eskiden olduğu gibi kontrol edilemiyor. Edilemeyeceği için de insanlar daha bilinçli olarak sorguluyor her şeyi. Kaçınılmaz olarak da medya ve kamu oyu oluşturma havuzlarının vanalarının başında olanlar artık yalnız olmadıklarının bilincinde oldukları için, herkes daha dikkatli. Halkları uyutmak daha zor.
İşte ABD tarihinde ilk defa kendi “merkez bankaları” Federal Reserve’i yolsuzlukla ilgili olarak müfettiş denetimine tutuyor. Amerika’nın aslında bir merkez bankası olmadığını, Federal Reserve’ün özerlik kisvesi altında özel sektör zihniyeti ile çalışıp, devletten, daha da önemlisi seçilmiş hükümetlerden bağımsız çalıştığı biliniyor.

Bu denetim sonucu ortaya çıkan ilk tabloya göre 2008 krizinden dolayı banka kurtarma operasyonlarında örtülü bir şekilde 16 trilyon dolar harcamış. Bu borçların çoğununu FRBNY, yani Federal Reserve Bank of New York, batık bir bankayı “satın alsın” diye bir başka bankaya vermiş. Birbirinin sırtını kaşıyan düzinelerce ahtapot misali, bu tarz “kurtarma” operasyonları dallı budaklı ve sadece Amerika içi batık bankaların birbirlerine “yardım” etmesi ile ilgili değil, işin içine hemen Alman, İsviçre ve İngiliz bankaları giriyor.
Vermont eyaleti bağımsız senatörü Bernie Sanders konuyla ilgili olarak “Bu resmen zenginlere gelince devletin sosyal demokrat kesilip, iş gelir düzeyi düşüklere gelince 'kendi başınızın çaresine' bakın demesi oluyor” diyor.
ABD tarihinde ilk defa FED’i sorguluyor, Bloomberg, FED ile ilgili 30.000 sayfa gizli belge ele geçiriyor. Daha da fazla cerahat patlaması yakındır. Sadece FED’in bir merkez bankası olmayıp, özel bir “kuruluş” olduğu fikrinin bile tüm dünya tarafından iyi idrak edilmesi gerekiyor, çünkü bu sorunun cevabı “Amerika’yı gerçekte kimin yönettiği” ile ilgili. 250 milyon ABD’li hala seçimlere gidip “imajı parlak” bir başkan seçtiklerinde, kendi kaderlerini kendileri tayin ettiklerini sanmaya devam ediyor, her birine sorun, Federal Reserve hakkında milyonlarca Amerikalı hiç bir şey bilmez.
Benzer pis kokular artık Pentagon’dan da sızıyor, üstü ne kadar örtülürse örtülsün. Business Insider, yakında kongreye sunulacak bir rapora önceden göz atmış. Rapora göre ABD, Irak ve Afganistan’da harcadığı her 6 doların 1 dolarını direkt olarak çöpe atmış. Yalnız ilginç bir not düşülmüş raporun sonuna, deniliyor ki, “eğer bu iki ülkedeki yeni hükümetler başlatılan projeleri tamamlamazlarsa, bu çöpe atılan rakam daha da artar”.
İhaleye çıkmadan taşerona iş verme kültürü, gelen bütün eleştirilere, başkanların düzeltme sözü vermelerine rağmen Pentagon’un vazgeçemediği bir başka saplantı. 2003 yılında ihalesiz kontratlar, 50 milyar dolarken, 2011 yılında bu rakam 140 milyar dolara çıkıyor, tam üç katı. Center For Public Integrity(Birleşik Kamu Yararı Merkezi) isimli sivil toplum örgütü bu konu ile ilgili bir rapor hazırlamış, artık ABD medyasında bu rapor ne kadar ses getirir bilinmez.
Bilinen o ki, bütün bu pisliklerin boyutları o kadar fazla ki, dünyanın en derin lağım çukurları bile yetmez örtmeye.
Kaynak: Genelgündem