Hamit Akın, “Prizren’de çok fazla Türk nüfusu olduğu için bizi çok iyi karşılıyorlar. Yani bizi böyle bir emanetmiş gibi görüyorlar. Buraya geldiklerinde, Türk olduğumuzu duyduklarında ‘Hemen tezgahı kapatın yemeğe gidiyoruz, hadi eve gidiyoruz’. Rahat rahat satış yapamadık aslında. Çünkü sürekli Prizren halkı bizi bir yere götürüyor. Biri kahveye, biri çaya götürüyor. Buradaki dernekler olsun, bize gerçekten çok iyi sahip çıkıyorlar. Biz de bileklik satıyoruz, onlarla sohbet ediyoruz, akşamları ziyaret ediyoruz, Osmanlı dönemini anlatıyorlar. Bizim için çok kıymetli. Daha önce hiç bilmediğimiz şeyleri öğreniyoruz. Prizren halkı bu konuda gayet iyi yani, bizi çok iyi karşıladılar. Buradan çok teşekkür ederim onlara" şeklinde konuştu. “Yolda çok zorlu bir durumla karşılaşmıyoruz” Özlem Akın ise, “Mobilyacı gezmek yerine dünyayı gezmeye karar verdik. Bu bizim için çok kolay aslında. İnsanlar çok soruyor nasıl yaptınız zor olmuyor mu yoldayken diye. O istek ve arzu varken özellikle her şeyi deneyimlememe ve tecrübe isteği olduğu için hiçbir şekilde bir zorluğunu yaşamıyorum aslında. Çünkü deneyimledikçe, tecrübe ettikçe iyi ki bu yoldayım diyorum, birlikte hatta bunu söylüyoruz. O yüzden çok fazla bir zorluk yok bizim için şu an. Özellikle bana çok soruyor insanlar, bir kadın olarak yolda ne gibi zorluklar çekiyorsun diye. Ama o hissiyatı şu an ne desem anlatamam. Yolda çok zorlu bir durumla karşılaşmıyoruz, bilmiyorum belki iyi enerjimizden kaynaklı belki de” diye konuştu.