Bu hedef doğrultuda çalışacağız ve 1,5 milyon riskli konutun 500 binini Anadolu Yakasında, 500 binini Avrupa Yakasında belirlediğimiz rezerv alanlarda yapacağız. İnşallah kalan 500’ü de yerinde. Niye bu 1 milyonu rezerv alanlara gönderiyoruz. Çünkü bugün baktığınızda şehrin merkezinde nefes alacağımız bir yer yok. Allah göstermesin herhangi bir afette, yangında, selde, heyelanda, depremde o sokaklara gidebileceğimiz bir alt yapı, ortam yok. Tabi ki bu çerçevede biz hızlı bir şekilde dönüşümü yapıp, bu yoğunluğu rezerv alanlara aktarmamız gerekir. Aktardığımız alanlarda da ilave nüfus gelsin istemiyoruz. Yani 16 milyonlu İstanbul yine bu nüfus içerisinde işte ekonominin İstanbul’u olsun, yeşilin İstanbul’u olsun, finansın İstanbul’u olsun, mavinin korunduğu, artırıldığı bir İstanbul olsun, güvenli bir İstanbul olsun. Yani buradaki güven ülke adına, gelecek adına bir güven. Dolayısıyla bu 1,5 milyon dönüşümü de başlatmak istiyoruz. 100 yılın dönüşümü diyoruz. İnşallah Türkiye Yüzyılı’nda İstanbul’u dönüştürecek adımları da bundan önce olduğu gibi kararlı bir şekilde atacağız ve bayramın ilk gününde Cumhurbaşkanımızla birlikte bu 1,5 milyon konutun dönüşümünde ilk rezerv konutlarımızın daha önce yaptıklarımıza ilave temellerini atacağız. Vatandaşımıza Cumhurbaşkanımızın müjdeleri olacak. Devletimizin bu noktada gerek finans desteği anlamında, yani kentsel dönüşüme girecek vatandaşlarımızın, riskli binada oturan vatandaşlarımızın binalarının yapımı noktasında finans desteğinde, yapım desteğinde müjdelerini Cumhurbaşkanımız inşallah bayramın birinci günü tüm milletimize paylaşacak ve bu çerçevede İstanbul’u güvenli hale getirene kadar bu çalışmaları yapıyor olacağız" diye konuştu. "Afetlerde tatilde olmayacağız" bakan Kurum şunları kaydetti: "Tabi bu süreçte gerçekten şehrimiz adına, İstanbul’umuz adına mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz. 81 ilimizde yaptığımız gibi ilk önce afet konutlarımızı atacağız, diğer taraftan da yeni İstanbul’un dönüşümüne ilişkin de kararlılığımızı net bir şekilde sahaya yansıtacağız. Bu manada 14 Mayıs seçimlerimiz gerçekten ülkemiz adına, ülkemizin geleceği adına çok çok kıymetli. Biz hep şöyle tarif ediyoruz. İşte bir tarafta ülkemiz adına, ülkemizin geleceği adına milyonlarca konut bitiren, şehir hastaneleri yapan, yine millet bahçeleriyle gencine, çocuğuna, yaşlısına en iyi imkânı sunan bir irade var. Cumhurbaşkanımız var. Diğer tarafta da maalesef ülkemizin geleceğine dair bir irade, öbür tarafa, 100 yılına dair bir projesi olmayan bir irade var. Diğer tarafta 3.3 milyon konutu dönüştüren bir irade. Öbür tarafa baktığımızda maalesef yüz binlerce konutu dönüştüreceğiz deyip, bin 500 günde bin 500 konutu dönüştüremeyen bir irade var, gelecek kaygısı çeken bir irade var. Ve bu manada biz tüm benliğimizle, kimliğimizle vatandaşımızın yanında olacağız, yanında olmaya devam edeceğiz. Afetlerde tatilde olmayacağız, vatandaşımızın dizinin dibinde olacağız. Geçmişte olduğu gibi bu anlayışla çalışmalarımızı yapacağız. Hiçbir zaman gelecek kaygısına da düşmeyeceğiz. Yani biz bugün bakanız, yarın milletvekili oluruz. Veya hiçbir şey de olmayabiliriz. Hiç önemli değil. Ama olduğumuz sürece koltuğumuzun hakkını vereceğiz, koltuğumuz için vatandaşımız bizden ne bekliyorsa vatandaşımıza bu hizmetleri götürmeye gayret göstereceğiz. Bunları yaparken bilimin ışığında, kültürün ışığında yapacağız ve hep birlikte bu dönüşümü yapacağız.