Mavi Vatan doktrininin kurucusu müstafî Tümamiral Cihat Yaycı, Youtube platformundaki Logos kanalında önemli açıklamalarda bulunmaya devam ediyor.

Deniz Kuvvetleri Komutanlığı eski Kurmay Başkanı Yaycı, 2019 yılında Kıbrıs Türklerine ait bir deniz alanında sondaj yapmak isteyen Rumlara nasıl engel olduğunu anlattı.

Çarpışma tehlikesi altında geçen mücadeleden sonra Türk donanmasının kararlı olduğunun farkına varan İtalyanların limana geri dönmek zorunda kaldığını dile getiren Cihat Yaycı, Rumların hırsızlık girişimine karşı verilen mücadeleyi şöyle anlattı:

Sene 2019... Saipem 12000 diye bir sondaj platformu var İtalyanların. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin (GKRY) sözde parseli olan alanda sondaj yapacak.

Ben o sırada Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanıyım. Gururuma yediremiyorum o geminin 3 numaralı parselde sondaj yapmasını.

Kıbrıs'ın doğusunda, aynı parselin üzerinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin de sondaj bölgesi var. Fakat bizimkiler haritayı öyle eksik şekilde yapmışlar ki, GKRY'nin ruhsat sahasını TPAO'nun ruhsat sahası üzerine koyduğunuzda, çok küçücük bir alan boşta kalıyor, doğu yönüne doğru...

Ama orada GKRY'nin hak sahibi olması mümkün değil, çünkü orası KKTC'nin alanında. Küçücük bir açıklık var, Rumlar "Biz orada sondaj yapacağız" diyor. Yahu orası da bizim, seninle ne alakası var, orası da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin.

Sondaj gemisinin o bölgeye sokulamayacağı şeklinde kanaat belirttim. Bizim gemiler seyre çıktı, başında bir amiral. İtalyanlar ve Rumlar bizim böyle kararlı olacağımızı düşünmüyordu.

Bizim gemiler Saipem 12000 sondaj gemisinin önünde duvar gibi durdular. Adam da (Saipem kaptanı) nasıl zorluyor! Girecek, sondaj yapacak falan... Sondaj gemisi çok büyük. Bizim fırkateynler onun yanında küçük kalıyor.

O gemi girmek için türlü manevralar yaptı saatlerce. Neredeyse çarpışma tehlikeleri yaşandı. Ama biz asla çekilmedik. Nereye giderse gitsin yolunu kapattık. Çok kararlı olduğumuzu hem Rumlar hem de İtalyanlar gördü.

Sonra geri çekilmek mecburiyetinde kaldılar. Sondaj gemisinin kaptanı diyor ki, "Beni durduramazsınız" şöyle böyle... "Biz seni durdururuz" diye cevap verdim. "Burası Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin değil, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nindir ve Türkiye'nindir" diye cevaplar verdik, bunları da kayda geçirdik.

Benim ne gibi riskler aldığımı da tahmin edersiniz. Neticede Saipem 12000 oraya giremedi. Daha sonra birkaç hamle daha yaptılar, hepsinde de durdurduk. Her gün çok ciddi miktarda para da Rumlara yazıldı. Epey büyük bir para. Saipem 12000 sondaj süresi için kiralandığı zamanı limanda zaman zaman hamle yaparak boşa harcadı ve sondaj parasını çatır çatır Rumlardan aldı. Oradan da bir sonraki sondaj için Mısır'a gitti. Bir daha da oraya (KKTC bölgesine) hamle yapamadılar.

Dirençli olduğumuz takdirde petrol ve doğalgaz şirketleri o bölgeye girmek istemiyorlar. Çünkü çok ciddi maddi kayıp oluyor. O bakımdan riskli bölge oluyor. GKRY kiralık sondaj gemisini o bölgede tutamadı ama bizim kendi sondaj gemilerimiz, kendi sismik araştırma gemilerimiz var. O bakımdan minnettarım gerçekten. Bunları yapanlar, edenler... Ama iyi kullanmak çok önemli. Şu anda iyi kullanamıyoruz.

KAYNAK: TRHABER