'Niye rahatsız oluyorlar?' - Bakan Tekin, bu yıl Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli adıyla müfredatı revize ettiklerini hatırlatarak, "Müfredat revizyonumuzun üç ana boyutu var. Bir, dünyada artık 1980'li 1990'lı yıllarda çocuklara bilgi yüklemek üzerine odaklanmış eğitim mantığı terk edilmiştir. Bu biraz önce bahsettiğim uluslararası raporlarda biz bununla eleştiriliyorduk. 'Siz hala çocuklara bilgi ezberletiyorsunuz, bunu artık terk etmeniz lazım.' diye eleştiriliyorduk. Neye geçmek lazım? Beceri odaklı. Yani 'Çocuklara bilgi vermek değil bilgiyi hayata, toplumsal yaşamda uygulanabilir hale getirecek becerilerle donatmak gerekir.' diyorlardı. Biz Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nde bunu yaptık" şeklinde konuştu. Uluslararası endekslerde ve raporlarda kendilerine yönelik eleştirilerden ikincisinin de zorunlu eğitim çağındaki çocukların ısrarla kaldıramayacak kadar bilgi yüküyle donatılması olduğunu dile getiren Tekin, "Bu bizi zor duruma sokuyordu. Okullarımız, öğretmenlerimiz, sanki üzerine düşeni yapamıyormuş gibi bir tabloyla karşı karşıya bırakıyordu. Çocuklarımızı zorluyorduk. Uluslararası göstergeler açısından da sıkıntı yaşıyorduk. İkinci yaptığımız şey de bu. Müfredatımızı çağın gereklerine uygun bir biçimde bazı öğrenmeleri ve bazı kazanımları daha sonraki öğrenme süreçlerine bırakacak şekilde sadeleştirdik" değerlendirmesinde bulundu. Bakan Tekin, ülkeyi bir arada tutan, toplumsal değerlere sahip çıkan ve bunu gelecek kuşaklara aktaracak şekilde yetişmesini sağlayacak bir müfredat oluşturmaya çalıştıklarını vurgulayarak, konuşmasını şöyle tamamladı: Müfredatın içerisine adalet, hak, hukuk, millet, vatanseverlik, merhamet gibi kavramları yerleştirdik. Şimdi bize karşı çıkıyorlar. Ben de soruyorum yani vatanseverlik kavramının çocuklarımıza kazandırılmasından niye rahatsız oluyor insanlar? Merhamet, hak, hukuk toplumsal değerlerimiz, milli manevi değerlerimiz, bunların bu çocuklara kazandırılmasından niye rahatsız oluyorsunuz diye soruyorum açık açık. Bir de bunların yanında bize zorla dayatılan bazı hususları da müfredatın dışında bıraktık. Bunlardan biri mesela 'Orta Asya' kavramı, oraya ters bir bakış açısı. Biz onun yerine Türkistan dedik. Buna benzer bazı şeyleri yaptık. En sonunda biliyorsunuz mavi vatanla ilgili, mavi vatan, gök vatan gibi kavramları da müfredata koyduk. Çocuklarımız Türkiye'yi, Türkiye'nin egemenlik haklarını, Türkiye'nin komşularını ve Türk devlet geleneğinde bizim geleneğimizin, bizim siyasi iktidarımızın etrafındaki ülkelere nasıl sahip çıktığını, dünyanın neresinde olursa olsun bir mazlum varsa onun hukukunu korumak için nasıl çaba sarf ettiğini çocuklarımız öğrensin istedim. Bu hususları da müfredata koyduk. Bu yıl inşallah başladık.