Haçlı ordularına karşı Kudüs’ün savunulması amacıyla bölgeye hakim bir noktada inşa edilen kale, Kudüs’e ulaşmak isteyenlerin geçeceği yolların göründüğü stratejik bir noktada bulunuyor.
Kalenin etrafında o dönem 16 metre genişliğinde ve 13 metre derinliğinde yapay bir gölet yapıldığı, ancak zamanla göletin kuruduğu kayıtlarda yer alıyor.

Bölgenin 1506 yılında Osmanlı egemenliğine girmesiyle birlikte kalede görevlendirilen ailenin kalenin korunması ve bölgenin gözetlenmesi görevini nesilden nesile aktardığı, kalenin 1918 yılında ise Osmanlı egemenliğinden çıktığı belirtiliyor.
1837 yılında yaşanan depremde büyük hasar gören kale, 1967 yılında restore edildi.

Bugün kalede dünyanın çeşitli bölgelerinden gelen ziyaretçileri Eyyubi askerlerini tasvir eden kıyafetlerle nöbet tutan kişiler karşılıyor. Namaz vakitlerinde bu kişilerden biri kalenin en yüksek noktasında ezan okuyor.

Ayrıca kale içerisinde tarihî eserlerin sergilendiği bir müze de bulunuyor. Aclun Kalesi’nin bölgeyi Haçlı seferlerine karşı koruma ve ulaşım yollarının kontrolünün dışında önemli bir işlevi daha var. O da Aclun Kalesi’nin Kahire, Şam ve Bağdat arasında haber taşıyan posta güvercinlerinin durak noktalarından biri olması.

Kale ayrıca 15-20 metre derinliğinde ve 25-35 metre genişliğinde bir hendekle çevrili.