• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ersoy Dede
Ersoy Dede
TÜM YAZILARI

Bakanlar Yüce Divan’a neden gönderilmemeli?

05 Ocak 2015
A


Ersoy Dede İletişim: [email protected]

Bugün kritik gün.. Soruşturma komisyonu için Yüce Divan oylaması günü.. Dört eski Bakan’ın Yüce Divan’a sevkine gerek olup olmadığı oylanacak.. Dün böylesi bir karar verilmesi durumunda bunun darbecilerin emellerine ulaşmaları anlamına geleceğini, 17/25 Aralık’ta başlayan darbenin, TBMM kullanılarak yargısal bir darbeye dönüştürülebileceğini yazmıştım.. Gelin bugün de meselenin hukuki boyutuna bakalım.. 

Bakanlar Yüce Divan’a gönderilmemeli, çünkü;  Ortada suç teşkil edecek eylem yok.. 17 Aralık’ın en güçlü iddiası neydi?.. İran ile Halkbank üzerinden yapılan altın ve dış ticaret işlemlerindeki usulsüzlük.. Şimdi ortaya çıktı ki, o çok konuşulan Gana’dan gelip Dubai’ye giden altınlar ile ilgili işlemler, mevzuata uygunmuş meğer.. Dahası altınlar, Türkiye’de de dolaşıma girmediğinden ortada bir kaçakçılık durumu yok.. 

Bakanlar Yüce Divan’a gönderilmemeli, çünkü; İşadamı Zarrab’ın İran’la yaptığı işi yapan onlarca daha başka şirketler olduğu görüldü. 

Bakanlar Yüce Divan’a gönderilmemeli, çünkü; İmar ile ilgili alınan tüm kararların yasal olduğu çıktı ortaya..  

Bakanlar Yüce Divan’a gönderilmemeli, çünkü; 17 Aralık dosyaları da 25 Aralık dosyaları da adli yargıdan takipsizlik aldı.. Bağımsız yargı takipsizlik kararı vererek hiçbir suç işlenmediğini, herhangi bir suç fiilinin oluşmadığını ilan etti. Ayrıca yapılan dinleme ve takiplerin hukuka ve Anayasa’ya aykırılık teşkil ettiği, yasadışı yollardan toplandığı, pek çoğunun düzmece ve kurgu olduğu bu hukuka aykırı ve hukuken geçersiz delillerin hem Anayasa’nın 36/8 maddesine ve hem de CMK’ya göre “delil olarak kullanılamayacağı tespit edildi.

İŞTE O DÖRT BAKAN’IN SUÇLARI!

Zafer Çağlayan’a isnat edilen; İran ilintili dış ticaret işlemlerinde Sarraf’a imtiyaz sağlama ve Gana’dan gelip Dubai’ye giden altınlarla ilgili olarak kaçakçılık kanununa muhalefet etme iddialarının gerçekleşmediği, iddia edilen bu konularda gerek Halkbank Teftiş Kurulu ve gerekse Gümrük Müfettişliği’nce hazırlanan raporlarda ve Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yapılan incelemeler sonucunda verilen takipsizlik kararlarıyla iddia edilen suçların oluşmadığı açıkça görüldü.

Muammer Güler’e isnat edilen; Zarrab’a emniyet şeridi kullanma ve koruma polisi verme, yakınlarına istisnai vatandaşlık sağlama, Zarrab ile ilgili adli çalışma olup olmadığını inceletme ve hakkında basında çıkacak haberleri engelleme fiillerinin gerçekleşmediği tespit edildi. 

Egemen Bağış’a isnat edilen; Zarrab’ın otel kiralama girişimine ve yakınlarına vize alınmasına aracılık ettiği iddiasının tamamen uydurma olduğu, Bağış ile Zarrab’ın otel konusunda tek bir diyaloğunun dahi olmadığı, dahası adamın bir otel ya da otel projesi bile olmadığı anlaşıldı.. Bağış’ın İtalya vizesi için aracı olduğu iddia edilmişti, hiç İtalya vizesi müracaatı yapılmadığı belirlendi. Egemen Bağış’ın medyaya Zarrab ile ilgili baskı yaptığı iddiasının da palavra olduğu, Zarrab için hiçbir medya yöneticisini aramadığını da artık biliyoruz..

Erdoğan Bayraktar hakkında isnat edilen; özel imtiyazlı imar planları hazırlattığı ve usulsüzlüklere göz yumduğu iddialarının da gerçekleşmediği, İstanbul’da kurulduğu iddia edilen Çetenin var olmadığı gibi Bayraktar ile alakasının bulunmadığı belirlendi. 

ARKADAŞINIZDAN ŞÜPHE DUYUYOR MUSUNUZ?

Ak Parti içindeki paralelci tezlere yakın milletvekillerine dün açık çağrı yapmıştık. Hem Ak Parti rozeti taşıyıp hem de Yüce Divan’a ‘evet’ demek politik ahlâk ile izah edilebilecek bir durum değildir. Bu olsa olsa ihanettir.. Cumhuriyet tarihinde kendi partisi tarafından Yüce Divan’a gönderilen bir kişi vardır.. O da rahmetli Özal’a hakaret ve ihanet iddiası ile partisinden dışlanmış olan İsmail Özdağlar..   TBMM’nin kuruluşundan bugüne kadar 70’e yakın Soruşturma Komisyonu kurulmuş, 120’den fazla kişiyi incelemiş ve sadece 17’si ile ilgili Yüce Divan’a sevk kararı almış, geri kalanının Yüce Divan’a sevkine gerek olmadığı yönünde karar vermiştir. Siyasi amaçlı bir algı kampanyasının etkisi ile ortada delil ve fiil yokken üstelik tüm davalar takipsizlik ile sonuçlanmışken Yüce Divan’a sevk kararı verilmesi darbenin gerçekleşmesi demektir. Bunu bütün partilere ifade etmek gerekiyor aslında ama, en çok da Ak Parti’ye.. 

EKİP AYNI EKİP

Bir şeyi daha kamuoyu yakından görüyor. Ak Parti içinde, Yüce Divan’a sevk kararı çıkarmak için çaba gösterenler, hem kapatma davası sürecinde, hem Gezi sürecinde hem de 17 ve 25 Aralık süreçlerinde adeta arazi olmuş ve Erdoğan’ı yalnız bırakmışlardır.. Bu eminim Beştepe’den de açıkça görülüyordur.. Daha acı olansa Ak Parti’nin geçmişini kirli, çarpık, yolsuz ve cahil; yeni yönetimini ise temiz, doğru, dürüst ve bilge gösterme çabası ise fitneden öteye geçmez.. Davutoğlu ile Erdoğan arasına nifak sokma gayretidir ve heveslenenler iyot gibi açığa çıkacaktır.. Bugün o 4 Bakan’a, millet iradesi adına sahip çıkma günüdür.. Kalın sağlıcakla.

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23