• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ayhan Demir
Ayhan Demir
TÜM YAZILARI

Reçak’ta neler oldu?

18 Ocak 2023
A


Ayhan Demir İletişim: [email protected]

 

Osmanlı tarihini okuyanlar iyi bilir ki, Arnavutlar ve Boşnaklar eğer isteseydi, şu anda yeryüzünde bir tane bile Sırp kalmazdı. Fakat hiçbir Müslüman Arnavut veya Boşnak, böyle bir şeyi yapmamıştır, yapmaz da. 

Buna karşılık: Sırplar, yüzyıllarca beraber yaşadıkları masum, silahsız ve savunmasız Boşnak ve Arnavutlara karşı acımasızca davranmış, her daim soykırım politikası gütmüşlerdir.

Tarih boyunca defalarca gördük: İnsanlık namına hiçbir şey umurlarında değil. Varsa yoksa kötülük...

Çok uzağa gitmeye gerek yok.

Yirminci yüzyılın sonunda; önce Bosna’yı, ardından Kosova’yı kana boğan Sırpların, işledikleri cinayetlere ait görüntüler hâlâ hafızalardaki tazeliğini koruyor. 

Bosna’da; Saraybosna, Zvornik, Foça, Vişegrad ve Srebrenitsa. Kosova’da; Eski Çikatova, Poklek, Rezalla ve Reçak.

On binlerce insanın hayatıyla oynamalarına rağmen, yüzlerinde herhangi bir mahcubiyet ifadesi bulunmuyor. Yaptıkları soykırımları kabul etmiyor, kirlettikleri kadınlardan, dul ve yetim bıraktıkları insanlardan özür dilemeye yaşanamıyorlar. 

İstiyorlar ki, her türlü fenalığı yapalım ve hiçbir şey olmamış gibi hayatımıza devam edelim. Bedel ödemeyelim.

Sürekli yumruk atıp hiç yumruk yememek. Adil mi? Değil. Hakkaniyete uygun mu? Hayır.

Bu kadar ile kalsalar yine iyi…

Sırplar, bölgede, tuğlası insan bedeni, harcı kan ve gözyaşından ibaret olan, ayrılıkçı özerk yönetimler inşa etmeye çalışıyorlar. Bosna Hersek’te, RS ile kısmen başarılı oldular. Şimdi sırada Kosova’da “Sırp Belediyeler Birliği” var. İnşallah, bu sefer, başaramayacaklar.

Sırp Belediyeler Birliği’ne giden yolu açmak isteyen: Sırp siyasetçiler, “Kosovalı Sırplara zulmedildiğini, onlara kötü davranıldığını” söylüyor. Sırbistan basını da “Kosovalı Sırplara yönelik katliam hazırlığı yapıldığını” dile getiren haberler yapıyor.

Nihayetinde oyunun farkındayız: Yapan, yaptınız diyendir.

Sırpların Bosna Hersek’te gerçekleştirdiği soykırım, dünya kamuoyuna yansımıştır. Pek bilinmez ama Batı Türkistan’daki (Balkanlar) en büyük ikinci soykırımı Kosova’da gerçekleştirmiştir. 

1998-1999 yılları arasındaki Kosova Savaşı’nda, yaklaşık 12 bin 500 Arnavut katledildi. Bunların bin 300’ü henüz çocuk yaşta idi. Ve savaş esnasında, binlerce kadına tecavüz edildi.

Savaşın ardından, bin 653 Kosovalının kayıplara karıştı tespit edildi. Bu insanlara dair, halen, hiçbir bir bilgi veya veri bulunmuyor. Bilinen tek bir şey var: Sırbistan, Kosova’da bir iki değil, birçok katliam gerçekleştirdi. 

Sırpların Kosova’da gerçekleştirdiği katliamların doruk noktası, Priştine’nin 30 kilometre güneyinde yer alan, Reçak’ta yaşanmıştır. 

15 Ocak 1999 tarihinde Reçaklı 45 sivil erkek, çocuk, kadın ve yaşlı, Sırp ordusu, özel polis kuvvetleri ve paramiliter oluşumları tarafından katledildi. 

Sırplar, sabahın erken saatlerinden itibaren, Reçak köyünü ateş altına aldılar. Birkaç saat sonra Sırp asker ve polisler, köye girdiler. Bombardımandan kurtulmak için ahır ve bodrumlara saklanan Reçaklı Arnavutlar, köy meydanına toplanarak, saatlerce işkenceye maruz bırakıldılar. Ardından, bölge halkının Bebuşun Çukuru (Gropes se Bebushit) olarak isimlendirdiği yere götürüldüler. Burada otomatik silahlarla şehit edildiler.

Bütün şehitleri isim isim yazacak kadar yerimiz yok. Ancak hiç değilse birkaçını analım. Halim R. Beqiri şehit edildiğinde henüz 14 yaşındaydı. Haki M. Metushi amcamız 63 ve Avdyl S. Sejdiu dedemiz 99 yaşındayken şehit edildiler. Hanumshahe B. Mehmeti ablamız 22, Sahide Metushi teyzemiz ise 61 yaşında şehadet şerbeti içtiler. 

Reçak’taki katliam, olaydan sonra bölgeye gelen, dönemin AGİT Misyon Şefi Büyükelçi William Walker tarafından dünyaya duyurulmuştu.

Bitmedi, bitmiyor.

5 Nisan 1999’da Skenderaj’a bağlı Rezalla ve çevre köylerdeki 98 Arnavut yine Sırp ordusu ve polisi tarafından infaz edildi. Sadece üç kişi, bu katliamdan sağ kurtulabildi. 

17 Nisan 1999’daki Poklek katliamında ise 54 sivil Arnavut, bir evin bodrum katında yakılarak, katledildi. Öldürülenlerden 24’ü, altı ay ile 17 yaş arasındaydı. Aynı gün Eski Çikatova’da gerçekleştirdikleri katliamda ise 24 Arnavut sivil öldürüldü.

Ve daha niceleri…

Sırpların Kosova’da uyguladığı soykırımlarda hayatını kaybeden ve savaşta zarar gören Arnavutlar anısına, 15 Ocak “Soykırım Günü” olarak belirlendi. Ayrıca ortası siyah, dört yapraklı “kırmızı çiçek” sembolü tasarlandı. 

Kırmızı çiçeğin yapraklardan her biri, soykırımın farklı bir şeklini ifade ediyor: Vurulanlar, tecavüze uğrayanlar, etnik temizliğe maruz bırakılanlar ve Arnavut kültürüne ait objelerin yok edilmesi. Ortadaki siyah kısım ise, soykırıma maruz bırakılan çocukları, yaşlıları, kadınları ve erkekleri simgeliyor.

Kosovalı Arnavutlar, bununla, yaşanan soykırımı tüm dünyaya duyurabilmeyi umut ediyorlar. Ancak adalet ve merhamet duygusunu kaybedene bir şey anlatma imkânınız yoktur. Böylelerine derdinizi anlatamazsınız. 

Gözleri görmeyene gösterir, bunlara gösteremezsiniz. Kulakları duymayana izah eder, bunlara edemezsiniz. Dilsizle konuşur, bunlarla konuşamazsınız.

Ve geriye söylenebilecek tek bir şey kalır: Bütün şehitlerimizin aziz ruhları için el Fatiha.

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Orhan İnan

Gavur fıtratında olanı hep yaptı ve yapacak da. Bunu bilmeli ve ona göre yaşamalı, hareket etmeli.

HasanTurgay

Allah razı olsun Unutturmamak hatırlatmak Acılarını paylaşmaya çalışmak çok güzel
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23