Geçmiş olsun!
Bu yazının tek başlığı ama iki gayesi olsun.
I.
Yeni Akit Medya Grubu’nun bulunduğu binada çıkartılan yangında, gazetemiz ve televizyonumuz büyük zarar gördü. Hem maddi, hem de manevi anlamda. Milyonlarca liralık ekipman ve alet-edevat. Her köşesindeki aziz hatıralar, emekler, eserler ve güzel günler.
Bilen bilir, Akit’in en önemli özelliği kuvvetli arşividir. Dosta güven, düşmana korku verir. Yangın neticesinde Akit’in arşivinde zarar gören ne varsa, medya grubumuzun değil, derin ve karanlık yapıların aleyhinedir.
Hal böyle olunca: “Arşiv belgelerini yakıyorlar, yaktılar” sözleri, bir yalandan, iftiradan ibarettir.
Bundan daha başka ne söyleyebiliriz? Belki şunu: Herkes vazifesini yapıyor ve yapacak. İyi iyiliğini, kötü kötülüğünü. İyiliğin tek, kötülüğün çok yolu vardır. Doğru ile yalan gibi. Doğru birdir, yalan bin.
Bir de şu duayı: Beterin beteri var. Allah beterinden saklasın.
Geçmiş olsun.
II.
Bosna Hersek’te 1992-95 yılları arasında yaşanan savaşı durduran Dayton Antlaşması, silahları susturdu, ölümleri durdurdu. Ancak beraberinde, ülkeyi sıtmada tutan, karmaşık bir siyasi yapıyı getirdi. Dayton ile oluşturulan Yüksek Temsilcilik Ofisi-OHR, bunlardan bir tanesidir.
OHR, uluslararası toplum adına, Bosna Hersek’te Dayton’un Antlaşması’nın uygulanmasını denetliyor. Bu ülkede faaliyet gösteren uluslararası kurumların etkinliklerini koordine ediyor. Her yıl, Birleşmiş Milletler’e, Bosna Hersek’teki gelişmeler ve sorunlar ile ilgili bir rapor da sunuyor.
Buraya kadar sorun yok. Sorun şurada…
BM Güvenlik Konseyi kararı ile atanan Yüksek Temsilci, “Bonn yetkileri olarak bilinen, oldukça geniş yetkilere sahip bulunuyor. İhtiyaç durumunda; mevcut yasayı askıya alabiliyor, yeni yasa çıkarabiliyor ve Cumhurbaşkanlığı Konseyi üyeleri dâhil olmak üzere “ülkede barışın uygulanmasına engel olan” kişileri görevden alabiliyor.
Yeni Yüksek Temsilci Christian Schmidt’in göreve başladığı günden beri, buna dair örnekler sıklıkla yaşanıyor. Öyle ki, Bosnalı Sırpların ayrılıkçı söylemleri ve eylemleri ile mücadele etmek zorunda kalan, Bosnalı Boşnakların yeni imtihanı Yüksek Temsilci Christian Schmidt dersek hiç de abartmış olmayız.
Örneğin geçtiğimiz yıl 2 Ekim’de gerçekleştirilen genel seçimlerin sonuçları açıklanırken, Bosna Hersek Yüksek Temsilcisi Hans Christian Friedrich Schmidt, “Bonn yetkilerini” kullanarak, seçim yasasında bazı değişiklikler yaptığını ilan etti.
Bu konuya dair başka örnek, geçtiğimiz günlerde neticelenen, Bosna Hersek Federasyonu-FBiH Hükümeti kurulması esnasında yaşandı. Yüksek Temsilcisi Christian Schmidt, hükümetinin kurulması için “Bonn yetkilerini” kullandığını duyurdu.
Bosna Hersek’teki iki entiteden birisi olan Bosna Hersek Federasyonu bir başkan ve iki yardımcı ile yönetiliyor. Federasyon Başkanı tarafından hükümet kurmakla görevlendirilen kişi ve kurduğu kabine, iki başkan yardımcısının onayını almak zorunda. Ancak Schmidt, “Bonn yetkilerini” kullanarak, sadece Sosyal Demokrat Partili Başkan Yardımcısı Igor Stojanovic’in imzasıyla yeni hükümetin kuruluşunu onayladı. Demokratik Eylem Partili Refik Lendo’nun şahsında, Boşnakların oyunu/iradesini yok saydı.
Yüksek Temsilcisi Christian Schmidt, bu vazifeye atandığı günden beri, Boşnaklara karşı yıldırma ve etnik ayrımcılık politikası güdüyor. Hırvatlara ve özellikle ülkenin en büyük Hırvat partisi Hırvat Demokratik Birliği ve onun lideri Dragan Çoviç’e karşı da pozitif ayrımcılık uyguluyor. Aslına bakılırsa Amerika Birleşik Devletleri’nin başını çektiği Batılı ülke büyükelçilerinin yaklaşımları da yanı doğrultuda.
Schmidt vce batılı ülke büyükelçileri HDZ ve Sekizli İttifak tarafından oluşan koalisyonun hükümeti kurması için her türlü desteği verdiler. Bu uğurda ülkenin anayasasını bile ayaklar altına aldılar. Son seçimlerde Bosna Hersek Federasyonu içerisindeki kantonların büyük çoğunluğunda seçim yarışını önde tamamlayan Demokratik Eylem Partisi’ni ise her türlü tehdit ve baskı ile sindirmeye çalışıyorlar.
Daha açık ifade edelim: Bosna Hersek Yüksek Temsilcisi Christian Schmidt, Bosna Hersek Federasyon Hükûmeti kurulması konusunda “Bonn yetkilerini” kullanarak, Boşnaklara karşı sivil darbe yaptı. Seçim sonuçlarını hiçe sayan bu kararlar sonrası, Bosna Hersek’te Boşnaklar artık söz sahibi değiller.
Son seçimlerde Demokratik Eylem Partisi’ne oy vermeyen, hatta bu partiye karşı sıkı muhalefet edenler bile, Schmidt’in bu yaptığını eleştiriyor, doğru bulmuyorlar. Büyük bir ihtimalle, önümüzdeki ilk seçimde SDA oylarını daha da artıracak. Ancak şuan için iş işten geçti.
Geçmiş olsun.