Sömürü düzeni ve gelir beyanları
Sömürü düzeni ve gelir beyanları
ALİ OSMAN AYDIN
“Zincir mağazalar ve sömürü düzeni” adlı yazımızda market çalışanlarının insanlık dışı çalışma koşullarını anlatmıştık. Orada şöyle demiştik:
“Kocaman market bir ya da iki kişiyle dönüyor genel olarak. Kasaya bakan kişi reyonlarla da ilgileniyor, sayımla da, mal indirmeyle de, müşteriyle de... Hatta temizliği de aynı kişiler yapıyor. Bunların birkaçının bazen aynı anda yapılması gerekiyor.
Çoğu markette kasalardan sadece biri açık oluyor. Çünkü diğer kişinin bu işlerden bir ya da ikisini halletmesi gerekiyor. En acımasız taraflardan biri de kasalarda sandalye olmaması! Kasiyerler işlemleri ayakta yapıyorlar. Çünkü oturmaları yasak! Yani oturarak çalışmaları! Çalıştıklarında bile oturmaları istenmiyor.”
Bu hafta sosyal medyaya düşen bazı videolarda, oturmaları yasak olan market çalışanlarından birinin kasanın başında yorgunluktan bayıldığı görülüyordu.
Son derece üzücü, kahredici bir görüntü bu. Sermayenin insafına terk edilmiş gençliğin çırpınışı gibi…
O yazıyı bitirirken söylediklerimizi bu vesileyle yinelemek istiyorum. Belki yönetenlerin dikkatini çeker!
“Marketlerde bir müşteri olarak bizi bile rahatsız eden bu berbat koşullar neden denetlenmiyor?
Bu çalışma şartları mevzuata uygun mu? Değilse müdahale etmek gerekmiyor mu?
Bu ezici şartlar altında gençlerin insanca yaşaması, bir gelecek hayali kurması mümkün mü?
Bir sektörde her ay personel değişmesi, orada yapısal sorunlar olduğunu ve bu sorunların insan kaynağını hem fiziken hem de ruhen tükettiğini gösterir.
Bakanlık acilen bu konuyu gündemine almalı.”
Gelir Beyanı!
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bazı meslek gruplarının ortalama aylık brüt gelir beyanlarını paylaştı. Tablo tüyler ürpertici ve düşündürücü.
Mesela restoran, bir aylık gelirini 20 bin TL olarak gösteriyor.
Üç kişilik tek öğün yemeğin neredeyse iki bin lira civarı tuttuğu bir memlekette aylık 20 bin lira gelir, çok enteresan!
Kuyumcu: 42.360 TL gelir göstermiş.
Doktor: 61.031
Avukat: 33.641
Taksici: 12.961
Market: 10.149
Minibüs şoförü: 8.954
Erkek kuaförü: 3.633
Muhtemelen ortalama bir erkek kuaförünün bir ya da iki günlük cirosudur beyandaki tutar.
Markette alelade bir alışveriş bile asgari bin lira gibi bir para tutuyorken, aylık 10 bin TL komik geldi.
Memlekette en çok para kazanan sektörlerden dizi filmlerde de durum değişmemiş.
Dizi film oyuncuları aylık 157.265 lira beyanda bulunmuşlar. Müzisyenler ise 136.900.
Aklı başında ve Türkiye’deki fiyat grafiğini az çok bilen herhangi biri bu beyanların gerçekle hiçbir ilişkisi olmadığını bilir.
Bu gelir beyan etmek değil, soygunu kamufle etmek!
Buna soygun mu demek daha doğru olur yoksa yağma mı?
Soygun da olsa, yağma da olsa ortada organize bir kötülüğün olduğu aşikâr.
2020 yılında, alacağım evin değerini yüksek göstermek istedim. Tapudaki memurlar bile itiraz ettiler.
“Paran çok galiba” diyerek dalga bile geçtiler sağ olsunlar!
Neden?
Çünkü olabilecek en düşük fiyattan göstermek bir teamül hâline gelmiş.
Ev alan da, ev satan da, bu işlemlere nezaret eden memur da mülkün gerçek değerini biliyor aslında.
Fakat buna rağmen evler, sahip olduğu ticari değerin çok çok altına alınıp satılıyor!
Vatandaş eliyle, memurlar nezaretinde soyuluyor devlet.
Bu gelir beyanları da sözünü ettiğimiz soygunun bir ayağı.
Türkiye’de herkesin bildiği bir gerçek bu.
Eğer herkes düşük gelir beyanıyla vergi kaçırırsa devlet kamu hizmetlerini sürdüremez.
Kayıt dışı artar. Vergi yükü özellikle maaşıyla çalışan belli kesimlerin ve belli sektörlerin sırtına biner.
Gelirde ve vergide devleti aldatarak haksız kazanç elde etmek, Müslümana asla yakışmayan bir davranıştır; kamu hakkına girmektir.
Müslümanların bu konularda özellikle hassas olmaları gerekir.
İsrail İçi Muhalefet
Gazze’de insanlığın şahit olduğu en korkunç soykırımlardan birine imza atan İsrail terör devleti, hem iç hem de dış siyasette köşeye sıkışmış durumda.
İsrail içindeki muhalefet her geçen gün hem büyüyor hem de sertleşiyor.
Önceki yazıda eski başbakanlardan Ehud Barak’ın, İsraillileri kitlesel sokak ayaklanmasına çağıran yazısını paylaşmıştık.
Barak’ın ardından yine eski başbakanlardan Ehud Olmert de Netanyahu hükümetine karşı sert açıklamalarda bulundu.
Olmert’e göre Netanyahu hükümeti “suç örgütü” ve “savaş suçu işleyen bir çete.”
Gazze’de yürütülen operasyonlar “amaçsız, plansız ve başarısızlığa mahkûm.”
Netanyahu’nun Gazze politikası planlı insani yıkım ve “etnik temizlikten” oluşuyor.
İsrail, temel insani yardım malzemelerinin girişini kısıtlayarak açlığı bir silah hâline getiriyor.
Olmert bu açıklamaları, siyasi rakibi Netanyahu’yu yıpratmak, siyaseten kendini aklamak, İsrail toplumunda ve dünya kamuoyunda iyice artan tepkiyi arkasına almak için yapıyor olabilir.
Yine de Gazze’de yaşanan korkunç gerçeklerin İsrail içinden yüksek sesle eleştirilmesi, teşhir edilmesi ve bu eleştirinin -başka gayelerle bile olsa- Netanyahu hükümetinin düşmesine katkı sağlayacak olması, önemli.
Netanyahu iktidarının duvarından bir tuğla bile düşürecek olsa, önemli…