• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Osman Aydın
Ali Osman Aydın
TÜM YAZILARI

Sansür mü? Denetim mi? Torba Kanunda Neler Var?

05 Şubat 2018
A


Ali Osman Aydın İletişim: [email protected]

Adnan Oktar’ın dini sohbet yaptığı programının içinde dans edilmesi çok tepki çekmişti.

Kamuoyu “Bu rezalet durdurulsun!” diye RTÜK’ü şikayet yağmuruna tutmuştu.

Ancak yayın internet üzerinden yapıldığı için RTÜK “denetim alanımızın dışında” demek zorunda kalmıştı.

Hükümet bu ve benzeri yayınları kontrol altına alabilmek için yeni torba kanuna bir madde ekledi. Bundan sonra “Lisanslı yayın kuruluşları, internet sitelerinden yayın yapabilmek için RTÜK’ten ayrıca lisans almak zorunda” olacaklar.

Kısaca internet artık yeni nesil istismarcılar için yol geçen hanı olamayacak.

En azından şimdiki kadar denetimsiz olmayacak.

Bu uygulama hem internetten yayın yapıp servet kazananları vergiye tabii kılacak hem de RTÜK’e o yayınları içerik yönünden denetleme imkanı sunacak.

Ne güzel değil mi?

Ama CHP'li RTÜK üyesi İlhan Taşcı böyle düşünmüyor.

O tipik bir CHP’li tavrıyla bu durumu “sansür”e “kılıf” olarak değerlendiriyor.

Sayın Taşçı… Hadi memleketin çocuklarını, gençlerini zerre umursamıyorsunuz ama sizin evladınız yok mu?

Bari onları düşünün…

Çocukların bir dakika içinde isterlerse uyuşturucu imalatına ya da bomba tarifine ulaşabildiği bir denetimsizliğin nesi iyi?

Veya bu denetimsizlik, kim için iyi?

Yurtdışındaki belli düşünce merkezlerinden yönetildiği çok açık milyonluk youtuberların, internet fenomenlerinin saçtığı zehri hafife mi alalım yani?  

Elbette “A9 TV’ye de denetim geliyor, bu doğru ve gerekli, ama dini programda erotik dans yapılması bu ülkede siyaset yapan sizleri de rahatsız ediyor olmalı diye düşünüyorum… Yoksa yanılıyor muyum?

Ülke gençliğiyle ilgili endişesi olan her insan gibi “Çok geç kalındı, daha önce yapılmalıydı.” diyeceğinize çarpıtmak için “sansür” tekerlemesini dilinize doluyorsunuz…

CHP olarak sansürle ilgili iftihar edeceğiniz(!) iz bırakmış, hayli uzun bir maziniz olduğunu biliyoruz…

Ama bazı konuların siyaset üstü bir ağırlığı olduğunu göremiyor musunuz?

FURKAN, VAKIF MI? “ÖRGÜT” MÜ?  

Bazı muhafazakar yayın organlarında Furkan Vakfıyla ilgili çıkan haberleri okuyorum da...

Kuytul henüz mahkemeye çıkmadığı ve vakıf binasında tek bir ateşli silah bulunmadığı halde Furkan Vakfı “örgüt” olarak yaftalanmış bile.

Bazıları Hükümete gerçekten çok sert eleştiriler yaptığı videoları kesip kırparak süratle “FETÖ”cü ilan etmişler Kuytul’u…

Birileri “A. Kuytul tayfası bizim paralel yapımız gibiydi.” diyor mesela…

Kendisinin “Hoca dediğin sadece abdesti bozan şeylerle” ilgilenir diye düşünen bazı laik kesimleri hayal kırıklığına uğrattığı kesin ama sert eleştirilerinin böylesi bir “hainlikle” eş tutulması herkes için çok tehlikeli… 15 Temmuz, FETÖ ve AFRİN Harekatı radikalleşmiş çevrelere, kripto FETÖcülere, çakma Fuat Avnilere dilediklerini yaftalayacakları puslu bir hava oluşturdu ve onlarda işaret parmaklarını istediklerinin üzerine çevirerek adeta eğleniyorlar.

Bu körleşmiş öfkenin nedenini anlamak zor.

Bugün FETÖ kumpası olduğu net olarak ortaya çıkan ve tahliyeyle sonuçlanan Ergenekon, Balyoz davaları süreci, bu körlüğün utanç verici yanıyla ilgili hiç mi bir şey öğretmedi bazılarına…

O günlerde, söz konusu davalarla ilgili tutuklamaları coşkuyla alkışlayan bazı kriptolar şimdi bu tür operasyonlara verdikleri destekle hem güç gösterisi yapabileceklerini gösteriyor hem de bazı kişi ve grupları FETÖcü ilan ediyor olamazlar mı?

Hamasi rüzgarlara kapılıp bir vakfı topyekûn “örgüt” olarak yaftalamak izanla veya hüsnü zan ilkesiyle bağdaşıyor mu?

Furkan vakfının yaptığı faaliyetleri beğenmiyor olabilirsiniz.

Alparslan Kuytul’un tavrını, tarzını, bakış açısını tasvip etmiyor da olabilirsiniz.

Bunlar ayrı şeyler…

Ben de son olaylar vesilesiyle izlediğim birkaç videosu hariç kendisini ne bilir ne de tanırım. Eleştirilerinde de, tutumunda da katılmadığım bir dünya yön var.

Ama bunlar Kuytul’u ve koskoca bir vakfı “Örgüt, paralel, FETÖ” olarak yaftalamak ve mahkum etmek için yeterli nedenler mi?

Birilerine olan “kızgınlığımız” bizi “adaletten” ayırmamalı…

Son zamanlarda operasyon yapılanlara ve yapılmayanlara bakarak, mesela İhsan Şenocak gibilerin gördüğü muameleyi göz önünde bulundurarak, FETÖ’nün muhafazakarları hükümet aleyhine kışkırtmak için yeni bir oyun tezgahladığını söylemek mümkün.

Bu netameli zamanda, yakın tarihin tecrübelerinden ders çıkararak ve elbette itidali koruyarak, aynı oyunları tekrar tekrar kuranlara karşı teyakkuzda olmamız gerekiyor…

VAKİT GEÇ OLMADAN “MAHALLENE, OKULUNA SAHİP ÇIK!”

Türkiye'de bölgelere göre uyuşturucu kullanımı şöyleymiş: Marmara yüzde 33, İç Anadolu yüzde 19, Akdeniz yüzde 14, Ege yüzde 11, Doğu Anadolu yüzde 10, Güneydoğu yüzde 9 ve Karadeniz yüzde 4…Genel uyuşturucu kullanımındaki artış yüzde 17'ye, bonzaide ise yüzde 38'e doğru tırmanmış…

Yani çanlar Türk gençliği için çalıyor…

Bunları nereden mi biliyoruz?

Son günlerin en çarpıcı, en önemli, en hayati etkinliğinden…

‘Uyuşturucuya Hayır!' parolasıyla herkesi mahallesine ve okuluna sahip çıkmaya çağıran sevgili Osman Atalay ağabeyin ayakta alkışlanacak kampanyasından.

Proje uyuşturucuyla mücadelenin, semt sakinleri tarafından önce mahallede, mahalle okulunda başlatılması gerektiğini ortaya koyuyor. Bu nedenle sokağın bilinçlenmesi projenin temel hedefini oluşturuyor.

Osman Atalay bu çok kritik ve çok anlamlı projeyi 31 farklı şehirde sürdürmeyi planlıyor.

İlk program büyük bir başarıyla Trabzon’da gerçekleştirildi bile…

İstatistiklere göre son 4 yılda uyuşturucu bağımlılığında ciddi bir artış söz konusu. Atalay’ın verdiği bilgilere göre bağımlıların yüzde 82'si 20 ile 35 yaş aralığında. Yani geleceğimiz olan gençler için durum gerçekten çok vahim. Kampanya bu yüzden tüm STK’ları da yanına alarak bu acil meseleyle ilgili bir farkındalık oluşturmayı amaçlıyor.

Kampanya yeni ama Osman Atalay bu çalışmayı uzun yıllardır cansiperane bir şekilde sürdürüyor. Bu anlamda bir tebrik de İHH’ya… Çünkü bu kampanya Osman Atalay’ın da Yönetim Kurulu Üyesi olduğu İHH’nın himayesinde gerçekleştirilecek. İHH, Müslüman cemaatlerin en zayıf olduğu alanlardan olan uyuşturucu bağımlılığı sorununu bu projeyle kapatmaya soyunuyor.

Uyuşturucuyla mücadelede hayat kurtarıcı adımlar attığınız için…

Tebrikler Osman Atalay…

Tebrikler İHH…

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23