Seçim üzerine; bir öyle, bir böyle!

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sandıkların açılmasından 5 saat sonra, “Ankara’da 300, İstanbul’da 788 sandığa AK Partililer itiraz ettiler. Amaçları seçim sonuçlarının açıklanmasını geciktirmek” dedi..

Bu açıklamanın öncesinde de, “Ben öndeyim” diye bir iddiası vardı,Kemal Bey’in..

Yani tezleri şu: “Kılıçdaroğlu önde. Sonucun açıklanmasını geciktirmek için, itiraz ediliyor.”

Aradan 4 gün geçti..

CHP’liler şimdi, Ankara’dan İstanbul’a, Trabzon’dan Antalya’ya kadar, ülkenin dört bir ucunda itiraz üzerine itiraz ediyorlar..

AK Parti itiraz ettiğinde, hem de sandıkların açılmasından hemen birkaç saat sonra itiraz ettiklerinde, “Sonuçları geciktirmek için” diye suçlama yapanlar.. Aynı itiraz, kendileri tarafından, hem de günler sonra yapıldığında ise bunu “hak” olarak gösteriyor..

Bakıyorsunuz CHP’ye yakın medya organlarına, itiraz etmek büyük bir başarı imiş gibi gösteriyorlar..

Oysa yapılan iş, iki satırlık dilekçe..

AK parti de yapsa, iki satırlık dilekçe..

CHP de yapsa, iki satırlık dilekçe.

Ama birileri, kendileri yapınca, “maharet” gibi gösteriyorlar. Başkaları yaptığında ise “engelleme” olarak tanımlıyorlar.

Bize de “CHP kafası işte bu.. Şaşırmadık” demek düşüyor..

•

2023 seçimleri, bize öyle mesajlar verdi ki..

Gelin de bu milletin basiretine, firasetine hayran olmayın..

Altılı masa ne diyordu: “Önceliğimiz parlamenter sisteme geçmek. Geniş yetkilerle donatılmış cumhurbaşkanı sistemi ülkenin iflası anlamına geliyor..  Diktatörlük anlamına geliyor. Vazgeçilmezimiz, parlamenter sisteme geçmek.. Seçimden sonra ilk icraatımız, hızla güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçmek!”

Bu açıklamalarını her tekrarladıklarında soruyorduk, “Olur ya, cumhurbaşkanlığını kazanırsınız ama TBMM’de anayasayı değiştirme sayısına ulaşamazsınız.. O zaman ne yapacaksınız?”

“Tıss” sesi ile cevap veriyorlardı..

Onlar sorularımızı cevapsız bırakıyorlardı ama..

Şimdi seçmen öyle firasetle, öyle basiretle bir sonuç ortaya çıkardı ki..

Haydi bakalım, soruyu cevapsız bıraksınlar da görelim..

Seçmen, bırakın Anayasa değişikliğini, TBMM’de salt çoğunluğu bile Millet İttifakı’na vermedi..

Dolayısıyla önümüzdeki 5 yıl için, parlamenter sisteme geçmek imkansız.. Çünkü Anayasa’yı değiştirme sayıları yok..

Ve tam bu noktada, cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarının ikinci tura kalması tablosu karşısında, seçmene bir defa daha şapka çıkartıyoruz..

Seçmen, bir yandan “Cumhurbaşkanlığı sistemi devam etsin” şeklinde kesin kararını veriyor.,

Ve Kılıçdaroğlu’nun samimiyetini, doğruluğunu, dürüstlüğünü test etmek için, “acaba parlamenter sisteme dönme konusunda samimi miydi” anlamak için, cumhurbaşkanlığı seçimini ikinci tura bırakıyor.

Bu noktada, Kılıçdaroğlu’nun çıkıp, “İkinci turda seçilirsem, parlamenter sisteme dönme imkanım yok. TBMM’de yeterli sayımız yok. Ben dürüst bir politikacıyım. Bu şartlar altında, Cumhurbaşkanı seçilirsem, TBMM’yi feshedip, yeniden Meclis ve cumhurbaşkanlığı seçimi yaptırıp, ikisinde de yetki almayı deneyeceğim” demesi gerekiyor..

Bunu demiyorsa, 14 Mayıs öncesindeki “Parlamenter sisteme döneceğiz, vazgeçilmezimiz bu” şeklindeki sözünün yalan olduğu, aslında cumhurbaşkanının geniş yetkilerini kullanmak için can attığı, ama seçmeni aldatmak için “Parlamenter sisteme döneceğiz” dediği anlaşılmış olacak..

Ha, bu noktada siz derseniz ki, “Daha dürüst davranış olarak, Kılıçdaroğlu’nun 28 Mayıs’taki ikinci turda adaylığından vazgeçmesi gerekir.. Çünkü parlamenter sisteme dönme yetkisi verilmedi. Cumhurbaşkanlığı sistemini de o kabul etmiyor. O zaman adaylığını da geri çeksin.”

Size vereceğim cevap, “Haklısınız” olur..

•

CHP, 2023 seçimlerine hazırlandığı ve seçim sonuçlarını anbean takip edecekleri sistemi kuran Onur Adıgüzel’e kapıyı göstermiş.

Oysa 2018 seçimleri öncesinde de iddialı bir sistem kurmuşlar, ancak seçim günü sonuçlar o sistem üzerinden paylaşılamayınca, cumhurbaşkanı adayları Muharrem İnce’nin “Adam kazandı” protestovari sözü ile, başarısızlık tescillenmişti. O tarihte göreve getirilen Onur Adıgüzel’in de, 2023 seçimlerinin anbean takip edileceği, belki de ajansların bile ilk haberleri alacağı sistem olarak övdüğü yapı, sandıkların açılmasından birkaç saat sonra, henüz daha verileri paylaşmadan çöktü..

Bana da, “Çöken sizin seçim sonuçlarını açıklayacağınız sistem olsun. Allah korusun, sizler bu ülkenin yönetimine gelirseniz, neleri çökertirsiniz, hayal bile edemiyorum” demek düştü..

•

Sözcü bir hesap yapmış ki, tam “akşamdan kalma” ürünü..

Oturmuşlar, sandığa gitmeyenleri hesaplayıp, onların hepsinin Kemal Kılıçdaroğlu’na oy vereceğini varsayarak 2. turun sonucunu vermişler.

Yetinmemişler, geçersiz oyların tamamını Kemal Kılıçdaroğlu’na verilen oylar olarak değerlendirip, onun hanesine eklemişler..

Sinan Oğan’ın oylarını da Kemal Bey’e yazınca, derin bir nefes alıp, “Kemal Bey kazanıyor” ilanını yapmışlar..

Ben hatırlatayım, hemen her seçimde, yüzde 14 ila yüzde 20 oranında seçmen, sandığa gitmez. Bunlar içinde iki taraftan da seçmen vardır.. Sadece CHP’lilerin sandığa gitmediğini söylemek, onlara da hakaret olur..

Belki daha önemlisi..

Daha önceki seçimlerde daha yüksek, örneğin 2018 seçimlerinde 1 milyon 200 bine yakın pusula geçersiz sayıldı.. Pazar günkü seçimde ise yaklaşık 150 bin daha düşük, geçersiz oy var..

Dolayısı ile, sanki ilk defa 1 milyon 100 bin geçersiz oy varmış gibi algı oluşturulması yanlış.. 

O oyların tamamının Kemal Bey’e gideceğini iddia etmek, yanlış oğlu yanlış..