• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

“Mecbur bırakıldığımız eylem şekli” diyen ahlaksızlar!

09 Temmuz 2022
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

Ne doktorun.. Ne avukatın.. Ne savcının..

Altını çizerek söylüyorum, ne de güvenlik güçlerinin..

Topyekün söylüyorum.. Söylemeliyim..

Hiçbir insanın..

Daha ötesine gitmeliyim, gitmeliyiz..

Hiçbir canlının..

Haksız yere hayatını sonlandırmaya kalkışmak, kabul edilemez..

Ne öldürülenin, ne de öldürenin kim olduğuna, bakmaksızın, hep birlikte, bu kınamayı yapmalıyız..

Ama şu solcular yok mu, solcular..

Kafalarını Marks’a, Lenin’e kiraya verenler yok mu..

Hem “İdama karşıyız” derler..

Hem cezaların yetersiz olduğunu söylerler..

Hem insan öldürmeye karşı olduklarını iddia ederler.. 

Hem insan öldürürler..

Hem “Barış” derler.. 

Hem savaş çıkartırlar..

Hem “Bağımsızlık” derler.. 

Hem mandacılık teklif ederler..

Hem “burjuva karşıtlığı” söyleminde bulunurlar.. 

Hem her şeyin en lüksünü kullanmaya kalkarlar..

Şu mübarek Kurban Bayramı’nda bile..

Bize çelişki üzerine çelişki örnekleri verirler..

Söylemlerinde samimi olmadıklarını, ispatlarlar..

Soyut nitelemeleri bırakalım, son olaylar üzerinden somut değerlendirmelerimizi yapalım..

Konya’da bir doktorumuz, bir hastanede güvenlik görevlisi olarak çalışan kişi tarafından öldürüldü..

Tam da solcuların “özgürlük alanı” diye tanıttıkları, kısıtlanmamasını istedikleri sosyal medyadaki paylaşımlarında, “cellat” olduğunu iddia eden bir psikopat tarafından doktor öldürüldü..

“Annesinin ölümünden sorumlu tuttuğu için doktoru öldürmüş” mavalı da, katilin bizzat babası tarafından “Bana bu yönde hiçbir şey söylemedi” açıklaması ile  tekzip edilmiş oldu..

Olsun..

Sosyal medya kısıtlanmasın..

İnsanlar, sosyal medyada cellatlığın ön hazırlıklarını yapsın..

Sonra, sosyal medyadaki cellatlığın cezasız kaldığını görünce..

Gerçek hayatta da cellatlığa soyunsun..

Sosyal medyada, özellikle Facebook’ta, İsrail aleyhine bir paylaşım yapın da göreyim..

Filistinlileri savunan bir anlatım yapın da, göreyim..

Anında engelleme..

Facebook sizi engelleyebilir.. Paylaşımınızı kısıtlayabilir..

Ama nefes aldığınız topraklardaki devlet, sizin sosyal medyadaki paylaşımlarınıza hiçbir kısıtlama getiremez.

Bunun da ötesinde..

Sosyal medyada psikopatlıklarını ispatlayanlar, işi genişletip, bir adım ileri götürerek,  gerçek hayatta vahşice bir suç işlediklerinde..

Sorumlusu, sosyal medyadaki suçları meşrulaştırma amaçlı o sınırsız serbestlik değil, yine devlet olur..

Nasıl bir sol kafadır bu?

Nasıl bir ahlaktır bu?

Üç gün ara ile yaşanan dramlar.. Birbirine çok benzediği halde..

Hatta birisinde derin devletin parmak izleri var iken.. Ölümlerin müsebbipleri, bir iki kişi ile sınırlı iken.. 

Diğerinde ise, bir terör örgütünün onlarca elemanı tarafından işlenen aynı sayıda ölümler var iken..

“Madımak” deyip.. Ama ağızlarından hayatlarında bir defa “Başbağlar” çıkmayan solcu kafası ile karşı karşıyayız..

Daha vahimi var..

Bugünlerde “Gezi sivil direniştir” mavallarını okuyarak, cezaevindeki şimdilik üç tane ile sınırlı faili de tahliye ettirmeye çalışan solcular..

Gezi olaylarında sabahlara kadar polisle karşı karşıya getirilen 14 yaşındaki bir çocuğun, gaz fişeği ile yaralanıp, bilahare ölmesi üzerinden..

Bir savcının, adliye içinde rehin alınıp, öldürülmesine alkış tuttular..

Hem nasıl alkış..

Cumhuriyet gazetesinde, teröristlerin açıklamaları yayınlanıp, “Mecbur bırakıldığımız eylem şekli idi” şeklinde, apaçık terör suçu olan bir fiile övgüler düzdüler..

Doktorun öldürülmesinde, “Annesinin ölümünden sorumlu tuttuğu için öldürdü” diyerek cinayete bahane üretmek ne kadar vahim bir ahlaksızlık ise..

Savcı cinayetinde, DHKP-C’li teröristlerin “Mecbur bırakıldığımız eylem” şeklindeki insan öldürmeyi meşrulaştırma amaçlı söylemini gazetede kullanmak da aynı derece bir ahlaksızlık olmasına rağmen, maalesef o yayın yapıldı..

Daha vahimi..

PKK köşeye her sıkıştığında “Barış” diyerek..

“Silahlar bırakılsın” diyerek karşımıza çıkan HDP..

Devletin askeri ve emniyet güçlerinin, güvenliği sağlamak için yaptığı operasyonları bile “savaş” diye takdim etmeye kalkan ilkesiz HDP..

Bir savcıyı, adliyede görevi başında öldürenlerin ahlaksızca yaptıkları “Mecbur bırakıldığımız yöntem” açıklamalarını hiçbir eleştiriye tabi tutmadan kendi imzası ile Cumhuriyet gazetesinde yayınlayan Ahmet Şık’ı, milletvekili adayı gösterip, seçtirdi..

Akit okurlarına sormama gerek yok..

Solculara sorayım..

Böyle bir ilkesizliği nasıl kabul edebiliyorsunuz?

Bu rezilliğe nasıl onay verebiliyorsunuz?

Bir cinayeti, “Mecbur kaldık” diyerek öven ahlaksızlara prim veren, yeni yeni cinayetler işlenmesi için savcının öldürülmesini normal gibi göstermeye çalışan bir anlayışı, nasıl sessizlikle karşılayabiliyorsunuz?

CHP milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi’nin, Konya’daki doktorun öldürülmesinden siyasi iktidarı sorumlu tuttuğu şu açıklamasına bakar mısınız:

“Konya’da yaşanan olayın tek faili hasta yakını değil; aynı zamanda AKP sağlık politikalarıdır. Siz sustukça, hekim kanı sizin ellerinize de bulaşacak, günahı boynunuzda kalacaktır.”

Aynı mantıkla..

Savcının katilinin de, sadece DHKP-C’li teröristler olmadığını..

O cinayete sessiz kalan Gamze Akkuş İlgezdi’nin şahsında, tüm CHP’liler olduğunu, hatta İyi Partililerin de (“Savcı şehit edildiğinde İyi Parti kurulmuş bile değildi” itirazında bulunmayın.. Bu CHP’lilerle bugün ortaklık edenler, o vebali sırtlarında taşımayı kabullenmişler demektir.) içinde bulunduğu tüm Gezi’ciler olduğunu söylersem, haksızlık mı etmiş olurum?

Savcının akıtılan kanında, katillere, katillerin demecini yayınlayan Cumhuriyet gazetesine sessiz kalan Gamze Akkuş İlgezdi’nin de sorumluluğu olduğunu söylersem..

Haksız suçlama mı yapmış olurum?

Doktor cinayetine “Mecbur bırakılan eylem” diye tanımlama yapan tek bir kişi yok..

AK Parti’nin tüm kadrosu, cinayeti kınadı..

Ama savcının katillerine, bu ülkede maalesef ki maalesef hak veren riyakar solcular çıktı..

Manşetler attılar..

Manşette imzası olan adamı, sadece ve sadece o manşeti attığı için, onu ödüllendirmek için milletvekili seçtirenler oldu..

Şimdi onlarla iktidara yürüme hazırlığı yapan CHP’liler..

Hatta İyi Partililer..

Hatta, daha düne kadar AK Parti’de siyaset yapan Ali Babacan’lar, Ahmet Davutoğlu’lar..

Dönüp kendilerine bir baksalar..

Ortaklık ettikleri cinayeti görecekler..

 

 

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

SoL cular kim?

Sozde SoLcu Özde Turkislamin can dusmani azinliktirlar paranın sermayenin tescilli fa hişeleridiler zira kominizmi yazan bir yahudidir, Rusya ya kominizmi goturen Yahudi bir banker Jacob Schiff'tir! Eline 3 kuruş geçen hiçbir SoLcu kominist ulkelere gitmez paranin sermayenin mabedi London New York'a giderler.

Diyarbakırlı Ali

Solculuk diye bir şey yoktur. Kendini kandırmış aşşağılık insana benzer dinsiz kitapsız mahluk vardır.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23