Katliama CHP ve İP desteği ABD’den bile fazla!

Bugün 10 Aralık.

Bugün, 10 Aralık İnsan Hakları Günü..

10 Aralık 1948 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından “İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi”nin kabul edilmesi, dünyada her yıl 10 Aralık’ta, “İnsan Hakları Günü” olarak kutlanıyor..

Kutlandığı ile kalıyor..

İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin birinci maddesindeki “Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve birbirlerine karşı kardeşlik zihniyeti ile hareket etmelidirler” ifadesi, raflardaki kitaplarda, süs olarak kalmaya devam ediyor..

Gazze’de insanlar öldürülüyor..

Gazze’de, kadınlar öldürülüyor.

Gazze’de çocuklar öldürülüyor.

Gazze’de siviller öldürülüyor..

Ama dünyanın gelişmiş olduğu iddia edilen ülkeleri, “hayvan hakları” adı altında bambaşka bir gündem ile maskeli balo festivali düzenleyip, dünyayı meşgul ediyorlar..

İnsanların hayat haklarının sağlanamadığı bir dünyada, hayvan hakları söylemi, bir aldatmacadan ibaret değil mi?

İnsanların katledildiği, “Bugünden sonra bari ateşkes ilan edilsin” çağrısı yapıldığında, katliamın ikinci ayında dahi, BM Güvenlik Konseyi’nin 13 üyesi evet oyu verdiğinde, İngiltere’nin çekimser, Amerika’nın “hayır” oyu ile, “ateşkes istemiyoruz” kararının çıkması, insanlık tarihi için bir utanç vesikası değil mi?

Ne demektir, “Ateşkes istemiyoruz.”

İnsanların, çocukların ölmesini istiyorsunuz öyle mi?

“İnsanların ölmesini isteyen” Amerika’ya..

İnsanların ölmesi” konusunda çekimser kalan İngiltere’ye, bizim ülkemizdeki bazı siyasiler dahi, “Demokrasinin beşiği” sıfatları ile hitap ediyorlar, öyle mi?

Bu nasıl bir soytarılık, nasıl bir hokkabazlıktır?

İnsan Hakları Gününün arefesinde, Gazze’de insanların öldürülmesine son verilmesi için yapılan oylamada, Amerika’nın “hayır” oyu vermesine, İslam ülkeleri’nden itirazlar gelmeye başladı..

Amerika’nın boyunduruğu altındaki halkı Müslüman ülkeler de, artık bu vicdansızlığa isyan ediyorlar..

Ama bir gerçeği de hatırlatalım..

Amerika’yı kınayalım..

Amerika’yı boykot edelim.

Amerika’nın vicdansızlığını dillendirelim..

İslam ülkelerinin daha yeni yeni, Amerika’nın vicdansızlığına itiraz etmeye başladığını hatırlatalım..

Amerika’yı savunma adına söylemiyorum ama..

Bizim içimizdeki katliama destek verenleri de görelim..

Hayır, Fatih Altaylı’yı ciddiye alıp, 30 kanserli hasta Filistin’den getirildi diye, “Bizdeki kanserli hastalara bakamıyoruz. Filistinliler niye getirildi ki?” diyenleri kasdetmiyorum..

“Çok seviyorsanız, Gazze’ye gidin, Filistinlilerle birlikte, İsrail’le savaşın” diyen, ama Filistin’e gidecek üç genç çıktığında, CHP’li milletvekilinin, Azerbaycan’in işgal altındaki Karabağ toraklarını kurtarmak istediğinde yaptığı gibi, “Maalesef gelen haberlerde, Türkiye’den Azerbaycan’a silah yardımı yapıldığı ve söylentilere göre cihatçı grupların da Azerbaycan’a gönderildiği ifade ediliyor” diyerek, uluslararası mahkemelerde yargılanabileceğimiz söyleyenleri de dikkate almıyorum..

Ama..

Anamuhalefet partisinin tüzel kişiliğini temsil eden.. Eski genel başkanları Kemal Kılıçdaroğlu.. Yeni genel başkanları Özgür Özel. 

Ve ana muhalefet partisinin hemen sonrasında, ikinci anamuhalefet partisi konumundaki İyi Parti’nin genel başkanı Meral Akşener...

İsrail katliamlarının sürdüğü dönemde, HAMAS’ı, terör örgütü olarak ilan etmişlerdi..

Düşünebiliyor musunuz, Gazze’de sivillerin katledildiği bir süreçte, Türkiye’deki muhalefet partilerinin en büyüklerinden ikisi, katilleri haklı çıkartacak şekilde, ölenlerin arasında terör örgütü olduğu mazeretini üretiyorlardı..

CHP ve İyi Parti’ye baktığınızda..

Dini farklı, anlayışı farklı, kültürü farklı Amerika’dan ne bekleyibilirsiniz ki?

Amerika’nın şu an “ateşkese hayır” oyu kullanmasının arkasındaki pazarlık, (Tekraren belirtmek zorundayım. Asla cevaz vermiyorum. Asla onaylamıyorum. Asla mazur görmüyorum. Ama bizdeki partilerin içler acısı halini tavsif etmek için hatırlatıyorum) Hamas’ın terör örgütü olarak ilan edilmesi bile değil..

Amerika’nın önceki akşam, Güvenlik Konseyi’nde oylanan ateşkes kararına itiraz etmesinin sebebi, ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Robert Wood’un ağzından şöyle ifade ediliyordu:

“Karar tasarısında Hamas kınanmadı, bazı Konsey üyelerinin bu konuda sessiz kalması kabul edilemez.”

Bu ne demek oluyor?

BM Güvenlik Konseyi’nde, ateşkes ilan edilmesini isteyen üyeler yerine, CHP ve İyi Parti temsilcileri olsa idi..

Amerika çoktan, ateşkesi bile kabul etmiş olacaktı.. HAMAS’ı terör örgütü olarak ilan etmeyi bırakın, kınamak bile, İsrail’in müttefiki Amerika için, çok çok büyük bir kazanç..

Bizim CHP ile İyi parti ise, daha işin başında, şıppardanaak ilan ettiler, “HAMAS terör örgütüdür” diye..

Amerika’nın istediği ise, “HAMAS’ı kınayın”dan ibaret.

Şimdi soru şu:

Siyasi sonuçları, dünya kamuoyundaki sebebiyet vereceği gelişmeler açısından, Amerika’nın çok önemli gördüğü HAMAS aleyhine suçlamayı, CHP ve İP, kimden aldıkları emirle ve ne karşılığında yaptılar..

Buyursunlar açıklasınlar..

Saadet Partisi, Gelecek Partisi, DEVA Partisi’nin, “İsrail aleyhine hiçbir şey yapılmıyor” şeklindeki eleştirilerini de bu kapsamda masaya yatıralım..

Türkiye ilk günden bu yana, HAMAS’ın terör örgütü olmadığını deklare ederek, aslında İsrail’in katliamlarının hesabının sorulması noktasındaki tezini, sağlam bir altyapıya kavuşturmuştur..

“HAMAS; Gazzelilerin meşru temsilcisidir” derseniz eğer, ancak bunu söyleyerek, Gazze’de İsrail’in yaptığının katliam olduğunu söylediğinizde, çelişkiye düşmemiş olursunuz...

Bu tespiti yapan Ak Parti iktidarına karşı, CHP ve İP ise, HAMAS’ı terör örgütü olarak ilan ederek, aslında bugün devam eden katliamlara da destek çıkmıştır..

Gazze’deki katliama destek çıkan iki parti ile ittifak yapan muhafazakar partiler ise, önce aynaya bakıp, sonra Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan’a, “Niye çok daha sert ve fiili tepki vermiyor” eleştirisini yapsınlar..