Eğitim İş dava açmış!
CHP helalleşme istiyor.
Saadet Partisi destek veriyor.
Gelecek Partisi, “Tarihi fırsat, verilen kanun teklifini hemen kabul etmeliyiz” diyor..
Türkiye’de tartışmaların bir yüzünde bunlar yaşanıyor.
Diğer yüzünde de bakın yaşanan ne?
Akit tv’de hafta içi her gün sabah 10.30-11.50 arasında canlı yayınlanan ve günün aktüel gelişmelerini, gazetelerdeki haberleri yorumladığımız Haber Müdürümüz Murat Alan moderatörlüğündeki Manşetlerin Dili programı için açılan davada, bugün delil listemizi sunmak için son günümüz.
Davacı kim?
Eğitim İş Sendikası..
Öğretmenlerin ağırlıkla üye olduğu CHP kafasında bir sendika..
Uzun adı, Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası.
Dava dilekçesinin birinci maddesini vereyim, siz de bu sendikanın kafa yapısını anlarsınız:
“Eğitim İş sendikası, Atatürk’ün önderliğinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin ..”
Yeterli değil mi?
Yeterli olmalı..
Yıl 2022.
Bir gazeteye dava açıyorsunuz..
İlk cümleniz, Atatürk’ü arkanıza almak oluyor..
Alsınlar..
Benim bir rahatsızlığım yok..
Ama, kimler özgürlükten bahsediyorlar..
Sonra basını susturmak istiyor..
Sonra dönüp, “Türkiye basın özgürlüğünde bilmem kaçıncı sırada” diye ahkam kesiyor..
Onlarla birlikte kimler dindar insanları susturmak için yol arkadaşlığı yapıyor, hepsini birden görmeniz için, bu ayrıntıları veriyorum..
Diyeceksiniz ki, davanın sebebi ne?
Davanın sebebi, Türkiye’de öğretmenler için başörtü yasağı kaldırıldığında mahkemeye koşan..
Açıklamalar yapan..
Boşverin yasağın kalktığı tarihleri..
Şunun şurasında bir ay önce.
Yeni eğitim yılı başlarken bile..
Türkiye’deki memurların kıyafetleri üzerinden yönetim kurulu kararları alıp.
“Siyasi iktidarın kamu kurumlarında saf dini simgeleri sokma, toplumu muhafazakarlaştırma, Cumhuriyet değerleriyle hesaplaşma adına özgürlük kisvesi adı altında yapmış olduğu uygulama ve düzenlemeler kabul edilemez” diyerek..
“Kılık Kıyafet eylem kararı alan bir sendika için..
İmam Hatip liselerinin orta kısımları tekrar açılmak istendiğinde benzer açıklamalarla karşı çıkan bu sendika için..
Katsayı zulmü kaldırılmak istendiğinde karşı çıkan bu sendika için..
Bir değerlendirmede bulunmuşum..
Değerlendirme öncesinde, Antalya’da bir lise öğrencisinin, sınıfta Kur’an-ı Kerim’e tekme atma görüntüleri gazetelerdeki sayfalardan izleyicilere aktarılmış.
Ben de şu yorumu yapmışım..
Ben özellikle dindar insanlarımıza, ... eğer bu görüntülerde bizim de bir vebalimiz var düşüncesinde ve sorumluluğunda olan her insan, bu görüntülerden üzerlerine düşen paylarını çıkarması gerekir, yoksa sadece o çocuk, o öğrenci değildir suçlu olan, hepimiz suçluyuz” devam etmişim, Din Kültürü ve Ahlak bilgisi öğretmenlerimiz, Kur’an-ı Kerim’in kutsallığını, bu öğrencilere anlatamamış mıdır acaba, diye sormuşum.. Öğretmenlerimiz de sorumluluklarını kuşanmalılar diye hatırlatmışım..
Ve sonrasında da..
Eğitim İş Sendikası’nın öğretmenler nezdindeki örgütlenmesi ve başörtü aleyhindeki açıklamaları, din dersleri ile ilgili olumsuz yaklaşımları, İmam hatip okulları ile ilgili hedef gösterici beyanatlarından yola çıkarak, şu ihtimali dillendirmişim:
“Ben, 14-15 yaşındaki gençlerin hangi saiklerle bunu yaptıkları noktasında araştırma yürütülmesini ve bunun arka planında mesela Eğitim İş Sendikası var mıdır, yok mudur merak ediyorum!”
Hepsi hepsi bu..
Çıkarsınız, “Biz Kur’an-ı Kerim’e tekme atan öğrencinin tavrını kınıyoruz. Öğrencimizin hareketinin başka öğrencilere de sirayet etmemesi için, şu şu tedbirlerin alınmasını, şu hususlara dikkat edilmesini öneriyoruz” dersiniz..
“Helal olsun Eğitim İş Sendikası’na” derim..
Ama, o olaydan daha bir hafta önce..
Bursa’da, bir okul müdürü, kız öğrencilerin velilerinden gelen istek üzerine, “Sınıfta her kız öğrencinin yanına, mutlaka bir erkek öğrenci oturtulması dayatmasında bulunmayın. Sınıflar karma.. Ama sıraların da karma olması yönünde zorunluluk yok” bakış açısı ile..
Yine isteyen kız öğrenci, istediği erkek öğrenci ile oturabiliyor iken.
Ama, bir kız öğrenci, “Benim yanımda bir kız öğrenci otursun” isteğinde bulunur iken..
“Hayır.. senin yanına, mutlaka bir erkek öğrenciyi oturtacağız, dayatması yapanlar”a karşı okul müdürünün yaptığı bir açıklamayı..
Eğitim İş Sendikası hemen kınayıp, açıklama üzerine açıklama yapıyorsa..
Ama Kur’an-ı Kerim’e tekme atan öğrenci olayı ile ilgili olarak, bakın öğrenciyi suçlasınlar demiyorum, bu olayları nasıl önleriz noktasında, bir tavsiye mahiyetinde bir açıklama yapmıyorlarsa..
Ben, “bunun arkasında, bazı öğretmenlerin dindar insanları hedef gösteren açıklamaları yatıyor olabilir mi” diye bir soru ile merakımı dillendirmem, niçin dava konusu olabiliyor?
Hani nerede basın özgürlüğü?
Nerede hürriyet?
Sonuca gelelim..
Hürriyet iddiası ile ortaya çıkıp, “dindar insanların başını örtme diye bir hürriyetleri olamaz” diye boy gösteren Eğitim İş Sendikası, geldiği noktada, bir gazetecinin, “şu konu bir araştırılmalı” demesine bile tahammül edemediğini, açtığı dava ile ispat etmiş oluyor..
Ama burada, Eğitim İş Sendikası’ndan ziyade.. sorun muhafazakar insanlarımızda..
Eğitim İş Sendikası.. Diğer sendikalarla birlikte..
DİSK’i ile..
Diğer STK’ları ile.. ADD’si ile..
Meslek odaları ile.. Baroları ile tabipler odaları ile.. mühendisler odaları ile. Mimarlar odaları ile..
Hemen tamamı, düne kadar başörtü yasağını ölümüne uyguladıkları gerçeği gözümüzün önünde durur iken..
Bunların hiçbirisi, “helalleşelim, bundan sonra başörtü yasakçılığı yapmayalım” demediği halde.
CHP’nin..
Hem de CHP’de de, sadece Kemal Kılıçdaroğlu’nun..
“Helalleşelim” sözü ile..
Bizim muhafazakarlarımız, “hıyarım var” diyenlere.. Hemen tuz yetiştirmeye çalışıyorlarsa..
Suç bizim muhafazakarlarımızdadır..
Eğitim İş Sendikası, tavrını koymuş. Açıkca söylüyorlar: “kamu kurumlarına dini simgeleri sokmak”tan bahsediyorlar..
“Toplumu muhafazakarlaştırmak”tan bahsediyorlar..
Sonuçta da “Cumhuriyet değerleri ile hesaplaşma” iftirası ile dindar insanları suçluyorlar..
Bunlar hakkında, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Siz ne dediğinizin farkında mısınız? Biz bu tür sendikaların baskıcı yapılarıyla hesaplaşacağız.. Biz bu kafalardan uzağız” diyor mu? Diyebiliyor mu?
Diyemiyor.
Çünkü onlarla iktidar olacak. Ve sonra, muhafazakarları kapının önüne koyup, bunlarla yoluna devam edecek..
Hâlâ mı anlamadınız, hâlâ mı, tehlikenin farkında değilsiniz?