Dr. Güle Çınar üzerinden “kirli siyaset”!
Sürekli eleştirdiğim Türk Tabipler Birliğinin, Dr. Güle Çınar’a destek açıklamasından hiç etkilenmeksizin.
İktidar karşıtı birçok kesimin, “iktidara buradan da çakma malzemesi çıkartabilir miyiz” amaçlı söylemlerine körü körüne itiraz etmek için, karşı noktada konum belirleme yanlışına düşmeden..
Kendisini hiç tanımadığım halde..
Siyasi görüşü var mıdır-yok mudur, siyasi bakış açısını görevine karıştırır mı, karıştırmaz mı bilmeden..
Sadece; servis edilen kısacık videosundaki “sağlık çalışanlarına yönelik samimiyet kokulu ve işine odaklanmış bir doktor görüntüsü vermesi”nden kaynaklı olarak..
Hatta gizli çekilen videoda çarpıtılan konuşmasını bir kenara bırakın..
O videonun toplum üzerinde olumsuz bir etkisi olduğunu gördüğü an itibari ile..
Günler sonra falan değil..
Saatler sonra değil..
An itibari ile..
Hiçbir ego gösterisi sunmadan.
“Ben özür dilemem” gösterisi yapmadan..
“Sen dedin-ben dedim” tartışmasına hiç girmeden..
“Kamu menfaati”ni önceleyerek..
“Toplumsal olumsuz bir algıya neden olduğum için herkesten özür diliyorum” dediği... Diyebildiği için..
Dr. Güle Çınar’a, üniversitesinin de, bakanlığın da, siyasi iktidarın da, halkın da sahip çıkması gerektiğini düşünüyorum..
Fitneciler ne yapmak isterlerse istesinler..
Kamuoyu önünde yaptıkları açıklamalarla, insanları telaşa sürüklemek isteyenlerin amaçları ne olursa olsun..
Bir doktor ki, “Çok az uykuyla” diye başladığı ve bu “çok az uyku”nun şahidi olan sağlık çalışanlarına hitap ederek, onları bilinçlendirmek için çalışıyor, gayret sarfediyorsa..
Birçok hokkabaz, kamuoyuna açık paylaşımlarla, internet sitelerinde yapılan uyduruk haberlerle, gerçek dışı rakamlar vererek insanları paniğe sevketmek için didinirken.. Sağlık gibi çok önemli bir konuda bile.. İç siyaseti düşünerek, “Şu kötü, bu daha kötü. Zaten her yaptıkları kötü” mantığı ile hareket edenler, gözümüzün içine baka baka topluma zehirlerini akıtırken..
Bir doktor..
Koronavirüs salgınını nasıl yenebileceğimiz hususunda sağlıkçı mesai arkadaşlarını bilgilendirmek için, değişik ihtimalleri dikkate alarak onları motive etmeye gayret sarfediyorsa..
“Hepimiz çalışacağız. Birimiz bile çok önemliyiz. Çünkü birimiz olmazsa, orada hasta olan bizim kendi babamız olabilir..” şeklinde empati de yaparak..
Sağlık çalışanlarını, fedakarca gayret göstermeleri için motive etmeye odaklanmış..
“Sarf malzemelerinin nasıl dikkatli kullanılacağı”na varıncaya kadar, her ayrıntıyı sağlık çalışanlarına aktarmak için titizlikle hareket ediyorsa..
Benim nezdimde o doktor, eli öpülesi bir doktordur..
“Çok az uyku ile” çalıştığını, ama bu mücadeleyi kararlılıkla sürdürmek zorunda olduklarını söyleyen bir doktora..
O konuşmasının amacını çarpıtacak şekilde gizli kayıt yaparak.
Belki de..
Dr. Güle Çınar’dan çok daha az mesaiye gelerek.
Ama, halkı da tedirginliğe sevketmek için, o konuşmayı bağlamından kopararak medyaya servis edenlerin varlığını bilerek..
Dr. Güle Çınar’a herkesin sahip çıkması gerektiğini savunuyorum..
Bir doktorun..
Kamuoyuna değil..
Sağlık çalışanlarına yönelik bir eğitim konuşması yaparken..
Onların da zaten birebir bildikleri ve bakanlığın açıklamaları ile uyumlu bazı rakamların, birkaç gün veya birkaç hafta sonra nereye varabileceğini, uzmanlığı olduğu alan itibari ile tahmin ederek, iç eğitim sırasında tahmini ulaşılacak sayıyı aktarması üzerinden çarpıtmaya başvuranların, aslında en büyük kötülüğü, o doktora yaptıkları aşikar değil mi?
Onun çalışma azmini, çalışma şevkini kırdıkları ortada değil mi?
Kimbilir belki de, gerçek hedefleri budur..
Bir doktorun..
Tam da salgın alanında uzman bir doktorun..
Bir hafta sonra, iki hafta sonra olabilecekleri bir ihtimal dahilinde aktarırken ve onları en kötü senaryo şeklinde dillendirirken sarfettiği sözleri bağlamından çıkartarak servis edenler, siyasi iktidara, Sağlık Bakanlığının çalışmalarına değil, aslında o doktora düşmanlık yapıyorlar..
O doktorun, “Ben burada olmazsam. Ben görevimin başında olmazsam. Belki de kendi öz babam sağlık hizmetinden yararlanamayacak” empatisi ile hareket eden bir doktor üzerinden siyaset yapmaya çalışanlar, bu ülkeye en büyük ihaneti yapıyorlar..
Bakın, kendisini tanımadığım bu doktor hakkında..
“Aslında baya kontrollü gidiliyordu ama umre işi mahvetti” cümlesine rağmen.. Avrupa’dan, şurdan burdan gelenleri değil de..
Umrecileri dillendirmesine rağmen..
Bu doktorun hiçbir artniyeti olmayacağını düşünmeme beni sevkeden, aynı video üzerinden bir tespitimi daha aktarayım..
Hizmet içi eğitim sırasında, kendisi o bilgilendirmeyi yapan yetkili bir doktor olduğu halde..
Bilgilendirmesine başladıktan sonra, kusura bakmasınlar ama, gevşek hareketlerle salona gelenlere bile, tek olumsuz söz sarfetmeyecek kadar işine odaklanmış bir doktor görüntüsü karşımızda durur iken..
Nice küçük küçük makamlara oturanların..
“Makamıma, kapıyı tıklatmadan girdin.. Çık dışarı, kapıyı tıklat, sonra gir” diye kibir abideliğine soyunanları tanıdığımız bir Türkiye’de..
“Arabamın kapısını geç açtın. Cezasını çek” diye yanında çalışanları tahkir edenleri bildiğimiz bu ülkede..
Konusunun uzmanı bir doktor, hem de onların da can güvenlikleri açısından bilgilendirme yaparken..
Kendisinden daha alt seviyede çalıştıkları halde, gevşeklik gösteren hareketlerle, dikkat dağıtacak şekilde toplantı salonuna ağır hareketlerle girenlere bile tek söz sarfetmiyorsa..
İşine odaklanmış o doktoru, bu ülke insanına kötülük etmiş gibi göstermeye, kimsenin hakkı olamaz.
Bakmayın siz, sizi kalkan yaparak, siyaset yapmaya çalışan kindarlara.. Bakmayın siz, onlara alet olanlara; Doktor Güle hanım.
Bu ülke insanı için çalışanlar, ses tonlarından, özverilerinden, empatilerinden bilinir, tanınırlar..