• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

“CHP’ye şantaj yapıldı, tezkereye hayır oyu verdiler!” mi?

19 Temmuz 2022
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

Siyaset, gazetecilik bu kadar mı ayağa düştü?

CHP Genel başkanı, her şeye karşı çıkan, ama bir yandan da dindarlardan “helallik isteyen” görüntüsünde ne zaman nerede duracağını kestirmek mümkün değil..

Her yeni yalanı, eski yalanını unutturmak üzere kurgulanıyor ve servise sokuluyor..

Ciddiyeti de, mantığı da olmadığı için üzerinde durulmayan iftiraları, üzerinden bir süre geçtikten sonra, muhafazakar geçinen gazeteciler, dindar görünümlü siyasi parti yetkilileri tarafından vizyona sokuluyor.

O iftiralardan sadece birisine değineceğim..

Bu iftiranın arka planını görün, diğerlerinin de benzerliğini artık siz takdir edin..

Evet bu tür iftiraları ciddiye almaya gerek yok. Bunlarda mantık aramaya gerek yok. Cevap vermeye de gerek yok..

Ciddiye alındığı, küçücük bir mantık içerdiği, cevap verme ihtiyacı olan bir konu olduğu anlamına gelmemek kaydı ile..

Değineceğimiz algı operasyonuna karşı bazı sorularımızı yöneltelim de.

Muhataplarımız belki utanırlar..

Onlar, attıkları iftira söylemi ile, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a bir zarar veremezler ama..

Belki biz, onların bu net yalan ve iftiralarını yüzlerine vurarak, kendi tabanlarına bir gerçeği göstermiş oluruz..

Konu ne idi?

Barış Pınarı operasyonu.. Başlayıp başlamayacağı zaten büyük tartışmalara sebep olmuştu. 

Bir kısım CHP’liler, “Ne işimiz var Suriye’de” diyorlardı..

Hükümet ise, terörün “kaynağında kurutulması gerektiği” gerekçesi ile, bu operasyonun zorunluluğuna dikkat çekiyordu..

Planlama yapıldı..

ABD maraza çıkarttı. İşbirliği yaptığı PYD’lileri kurtarmak için süre istedi..

Türkiye’nin ilk hedefi, PYD’nin sınırımızın dibinde bulunmaması olduğu için..

Şöyle düşünüldü..

Yıllardır beklenmiş; iki-üç hafta daha beklesek ne olur?

Belki kendiliğinden, PYD, sınırımızın 30 km aşağısına çekilirdi..

Nitekim beklendi..

Ayrıntılara girmiyorum.. 

İlk planlanan genişlikte ve derinlikte olmasa da.. 

O operasyon yapıldı..

Ancak, Süleymanşah Türbesi sanki çepeçevre Suriye topraklarında değilmiş gibi..

“Süleymanşah Türbesi’ni niye sınırımıza yakın bölgeye taşıdık, bulunduğu yerde niye korumadık” diye siyasi iktidara nanik yapmaya çalışanlar, “Suriye’ye girmeyelim.. Suriye’ye girmek, onların içişlerine karışmaktır” tezini, nasıl bir mantığa sahip iseler, aynı zaman diliminde savunabilenler..

Barış Pınarı operasyonunda, ilk hedeflenen genişliğin ve derinliğin tamamına ulaşılmamasını, kendileri o operasyonun hiç başlatılmamasını istedikleri halde, “Tayyip Erdoğan, geri adım attı” şeklinde yorumladılar..

Bu kadarı ile yetinseydiler… “Evet, ilk hedefteki 50 adımın 49’u yapılmış, bir adım geri kalmışız. Muhalifler, bunu bir geri adım olarak tanımlarsa, vicdansızlık yapmış olsalar da, teorik olarak yanlış söylemiş olmazlar” der geçerdik.

Ama öyle ilkesizler ki. Öyle ahlaksızlar ki. Öyle sahtekarlar ki..

Kendileri, ülkemize yönelik terör saldırılarını önlemek için dahi olsa, Suriye’ye hiç girilmemesini istedikleri halde..

Türkiye, hedeflediğinin büyük bölümüne başarı ile de girdiği halde..

Girilmeyen üç yeri gösterip, “ABD, Türkiye’ye şantaj yaptı. Erdoğan ile ilgili malvarlığı dosyasını gösterip, ilerlemeyi durdurdu!” ahlaksız iftirasına başvurdular..

Kendileri söylüyorlar: “Dış politikada, ‘ey Amerika’ diye bir söylem olmaz” diye.. 

Bunu söyledikleri Tayyip Erdoğan ise, her şartta “Ey ABD” diye söze başlıyor..

“Dış politikada böyle külhanbeyliği olmaz” diyerek Erdoğan’ı eleştirmeye kalkışan içimizdeki ABD’liler, bir yandan da “Malvarlığı dosyası ile Türkiye geri adım attı” deyince, bana da “Bu kadar utanmazlık olur mu? Pes size” demek düşüyor..

Ve hatırlatmaya devam ediyorum.

Bu muhaliflerin, özellikle de CHP’nin lügatına bakarsak, zaten bunlar Suriye’nin bir metresine bile girilmesini istemiyorlardı ki...

AK Parti iktidarı, CHP’ye rağmen, Suriye’de hedeflediği yerlerin bir kısmına girmiş..

Bunlar nanik yapıyorlar: “Tamamına giremediniz ki! Çünkü malvarlığı dosyası önünüze konuldu.”

O zaman biz de şunu diyelim mi, “Esed şantaj yaptı, Kemal Kılıçdaroğlu’nun malvarlığı dosyasını açtı.. CHP de kendi ülkesini suçlamak zorunda kaldı. ‘Suriye’de ne işimiz var’ açıklaması yaptı.”

Nasıl olsa uydur uydur söyle.

Bir delil sunmak yok. Kamuoyunun bilmediğini iddia ettiğiniz “malvarlığı” diye bir şeyi göstermeye gerek yok. 

Hatta tam aksine, Türkiye’nin lideri, gizli saklı hiçbir şeyi olmadığını ispat edercesine, sizden çok daha öte bir söylemle ABD’ye suçlama üstüne suçlama yapsın..

Ama siz kalkın, “Türkiye geri adım attı, çünkü sebebi şu..” diyerek, yalanlar uydurun..

Bu yalanlar, CHP yetkilileri tarafından gündeme taşınır iken..

Artık şimdi..

AK Parti’de yakın tarihe kadar siyaset yapan Gelecek ve DEVA partili yetkililer de tekrarlamaya başladılar.

Bunların son örneği de, ekonomik öngörülerinin hiçbirisi tutmayan İbrahim Kahveci tarafından sergilendi..

Halk TV ekranına çıkıp, orada Tayyip Erdoğan’ın tercümanının başörtülü bir hanım olması üzerinden solcuların yaptıkları hakaretleri bıyık altından gülerek seyredip..

Sonunda da, Barış Pınarı-malvarlığı söylemi üzerinden aylar önce CHP genel başkanının attığı iftirayı tekrarladı.

Oysa minnacık sorgulama yapsa..

Kafasını çalıştırsa..

Hatırlayacak ki: CHP, Barış Pınarı’na hiç razı değildi..

Hatta bir ay önceki son tezkereye, CHP “hayır oyu” verdi..

CHP’ye bir şantaj yapıldığı için “hayır oyu” verdiğini söylemiyoruz da..

Yeni bir tezkere ile Barış Pınarı operasyonunu tamamlamak isteyen siyasi lidere, niye ahlaksızca iftiralar atıyoruz.

“Yarın-öbürsü gün o  operasyon tamamlandığında.. Halkın önüne nasıl çıkacağız. Ekranlarda nasıl boy göstereceğiz” diye hiç mi düşünmüyorlar..

Hiç mi utanmıyorlar..

Siyaset yaparsınız..

Farklı siyasi partiler, tekil konularda diğerlerinden farklı düşünebilirler.

Gazeteciler, bazı siyasi partilerin söylemlerine doğru bulmayabilirler, uygulama ile çelişki gördüklerinde bunu dillendirebilirler..

Ama mantıksız konuşmak, hele hele iftira atmak, kendi ülkesinin liderinin elini, başka devletlerin önünde zayıflatmaya kalkışmak nasıl bir ahlaki zafiyettir, söyler misiniz.

Ki hatırlayın..

Barış Pınarı operasyonu üzerinden yaptıkları, “ABD, cumhurbaşkanının malvarlığı dosyasını açtı, harekat durdu” ahlaksız iftirasından aylar sonra..

Bu sefer hem de çakma ülkücü Meral Akşener, İsveç ve Finlandiya üzerinden Erdoğan’ın Batı’ya (gereksiz) posta koyduğunu iddia edip, Haçlıları savunmaya kalkmadı mı?

“Eğer amacın tansiyonu yükseltip para pazarlığına oturmak ve elini yüksekten açmaksa; orada sana dur demek boynumuzun borcudur” cümlesi, CHP’li ittifakta yer alan İP Genel Başkanı Meral Akşener’in bir ay önce kurduğu bir cümle değil mi?

Hani n’oldu, kim şantaj altında, doğru olmayan işler yapıyormuş, söyler misiniz?

CHP mi.. Tezkereye baştan “hayır” diyerek..

İyi Parti mi, “Tansiyonu yükseltme” diyerek..

 

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

şüayıp

HDPyi memnun etmek için vatan millet ikinci derecededir

Levent 15

Şu muhalefetin Tayyip Erdoğan düşmanlığı, vatana - millete hizmet gayretine dönüşse Türkiye 'ye kimse yan bile bakamaz! Ama maalesef "Bu hükümet dünyanın en güzel, en doğru işini de yapsa" , bunun ne kadar yanlış bir şey olduğunu iddia eden bir zihniyetle maluller! Zihinlerine bir check up yaptırsalar, ortaya çıkacak görüntüden eminim kendileri de dehşete düşerlerdi!
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23