• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

“Anne, darbe olacakmış, seninle yatabilir miyim!”

24 Aralık 2022
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

 İyi ki Meral Akşener bir yalan uydurmuş.

İyi ki, bizi tahrik etmiş..

İyi ki, damarımıza basıp, gerçekleri hatırlatmaya bizi zorlamış..

Şimdi gerçekleri hatırlatma vaktidir..

Meral Akşener, akit’e destek vermek için değil..

28 Şubat sürecinin henüz devam ettiği 1999 yılında değil.. 

AK Parti’nin iktidara gelerek, darbe sürecinden kısmen de olsa çıkıldığı 2004 yılında akit’e geliyor..

akit’in “gürültülü ziyaret” çağrısı ile değil..

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na MHP’nin adayı olması sebebi ile kamuoyuna kendisinin tanıtımının yapılması için geliyor..

“Destek vermeye” değil, “destek almaya” geliyor..

“akit mazlumların sesi olmuştur, ben de sizi destekliyorum” demiyor, “ben mazlumların sesi oldum, gazeteniz aracılığı ile bunun halka duyurulması gerekir” diyor..

İbretlik röportajı gazetemizde tam metin yayınlıyoruz..

Ama ben de, o röportajdan alıntılar yaparak, Meral Akşener’in 2004 yılında söylediklerinden çok farklı bir konuma savrulduğunu, gözler önüne sermek istiyorum..

Buyrun, 25.02.2004 tarihli, mahalli seçimlere bir ay kaldığı bir süreçte, MHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı sıfatı ile Meral Akşener’in, akit’e söylediklerini birlikte okuyalım:

“28 Şubatçılara kesinlikle hakkımı helal etmiyorum. Sayısız hakaret ve tehditlere maruz kaldım, bir sabah uyandığımda vatan hainliği ile suçlandım. Bunun hesabını mahşer gününde soracağım. O düğmeye basan elleri biliyorum. Bunlara hakkımı helal etmeyeceğim.”

28 Şubatçılara “kesinlikle hakkını helal etmeyen” Meral Akşener’in genel başkanı olduğu İyi Parti’nin yeni transferlerinden A. Zeki Üçok, önceki gün bir cenazede idi. 28 Şubat davasında mahkum olan Vural Avar’ın cenazesinde..

Sadece Akşener’in danışmanlığına getirilen Üçok değil..

Akşener’in, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı için, “Bizim adayımız yok, biz Mansur’u destekliyoruz” diyerek,   oy verdirdiği Mansur Yavaş da 28 Şubat mahkumunun cenazesinde..

Akşener’e, “Gelirsek oraya, yağlı kazığa oturturuz” tehdidi yapanlar yargılanmış, mahkum olmuş.. Şimdi onlardan birisi ölmüş, cenazeye Akşener’in kutsal ittifakının birinci partisi CHP milletvekillerinden Özgür Özel, Sezgin Tanrıkulu, Veli Ağbaba, Haydar Hakverdi katılıyor..

Akşener ise, ABD’li işadamının Fox tv’inde, kendisini kazığa oturtacakları mahkum edecek zemini yargıya hazırlayan Erdoğan’a hakaretler yağdırıyor..

2018’de İyi Parti’den milletvekili seçilen Ümit Özdağ’ın da o cenazeye katıldığını hatırlatıp, geçelim.. 

2004’de gazetemize verdiği röportajda, Akşener şöyle diyor:

“28 Şubat’ı sadece ordunun eliyle yapılmış bir hadise olarak görmüyorum. Ordu önemli bir aktördü. Ama bunun bürokrasi ve en önemlisi de İstanbul ayağı, yani sermaye ve medya ayağı vardı.”

Bugün ise aynı Akşener, 28 Şubat’ın bürokrasisi ve İstanbul sermayesi, hatta  medyası ile kol kola..

O tarihde Cumhuriyet nerede duruyordu? Bugünkü Sözcü’nün o tarihdeki versiyonu Gözcü gazetesi nerede duruyordu... Uğur Dündar, Emin Çölaşan, Fatih Altaylı, Ertuğrul Özkök, Rahmi Turan ve diğerleri, 28 Şubat’çı paşalarla birlikte değil miydi?

Bu gazeteler ve isimler, şimdi altılı ittifakın yanında değil mi?

Devam edelim, Akşener’in 2004’te akit’e verdiği röportajında söylediklerine:

Ara başlık da atmışız..

“HİDAYETE ERDİLER” şeklinde..

AK Parti tek başına iktidara gelmiş. AK Parti, ilk defa bir mahalli seçime katılıyor..

Ama AK Parti’nin karşısında ciddi bir rakip yok gibi algı oluşmuş. Öyle ki, AK Parti’den kim aday gösterilse, “kesin kazanır” düşüncesi hakim.

Onun için de soruyoruz Akşener’e:

“Medya da mı yarışın AK Parti aday adayları arasında geçtiğine inanıyor?”

Akşener cevaplıyor:

“Kabul etmek lazım, medyada AK Parti’nin aday adaylarına bizlerden daha çok yer ayrıldı. Sanki yarış AK Parti’nin aday adayları arasında geçiyor gibi bir hava oluşturulmak istendi. Benim şaşırdığım bir konu var. Zamanında Sayın Erdoğan hakkında kaleminden kan damlayanlar, şimdi hidayete ermiş görünüyorlar. Erdoğan’ın mağdur olduğu dönemde sevinen kesimler şimdi onun yanında. Bunların ‘hidayete ermiş!’ olmasını sizler de eminim benim gibi şaşkınlık ve hayretle izliyorsunuz.”

O kartel gazetelerinin, belki kendilerine acır diyerek, o tarihde Tayyip Erdoğan’a saldırmadığını tahmin edebiliyoruz..

Ama Akşener’in tespiti müthiş..

Bugün hemen hepsi, altılı masanın ve dolayısı ile İyi Parti’nin yanında duran 28 Şubatçı gazetecilerin “hidayete ermiş” olabileceğini, ironik olarak ifade ediyor Meral Akşener..

Ama işi öğrenmiş olmalı ki.. Erdoğan gibi iktidara bile gelmeden, o 28 Şubatçı gazetecilerin desteğini arkasına almış..

Şu sözler de, 28 Şubat davasına çağrıldığında, “darbeydi” diyemeyen, “şikayetçi olmayan” Akşener’e ait:

“28 Şubat’ı sadece ordunun eliyle yapılmış bir hadise olarak görmüyorum. Bunu orduyu aklamak için söylemiyorum. Ordu önemli bir aktördü. Ama bunun bürokrasi ve en önemlisi de İstanbul ayağı yani, sermaye ve medya ayağı vardı.”

Akşener’in bir cümlesi daha, net bir şekilde ara başlık olarak kullanılmış 2004 tarihli gazetemizde:

“MAHŞER GÜNÜNDE HESAP SORACAĞIM”

Evet sayın Akşener, 28 Şubat darbecileri için sarf ettiğiniz bu cümle de sizin..

“Mahşer gününde hesap soracağım.”

Ve bakın, yüz binlerce kızımızın mağduriyet yaşadığı, onlarla birlikte annelerinin, ablalarının çaresizlik içinde inledikleri o meşum 28 Şubat sürecini, şu travmatik cümlelerle anlatan Akşener, 2014’de gidip mahkemede nasıl olup da “şikayetçi değilim” diyebildiğini, bir izah edin..

Akşener, 28 Şubat’ta milyonlarca ailenin yaşadığının bir benzerini kendi ailesinde nasıl yaşadığını şöyle özetliyor:

“Çok acı günler yaşadım. 13 Haziran 1997 gecesinde 14 yaşındaki oğlumu eşofmanlarıyla yatağımızda otururken gördüm. İçeri girdiğimde ‘Anne, seninle yatabilir miyim?’ diye sordu. Neden benimle yatmak istediğini sorduğumda, ‘darbe olacak’ diye konuşulurken duyduğunu söyledi. Yıllar sonra da ‘Anne, darbe olacak diye duydum ve seni korumak için beraber uyumak istemiştim’ dedi. Bu günleri yaşadık.”

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Okur

Erbakan neden şikayetçi olmadı. Dava açmak için neden adamın ölümü beklendi

Muh

Ne diyelim kardeş Rabbim bizleri şeytanın şerrinden, deccalın şerrinden, illada yaramazkadınların şerrinden emin eylesin amin
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23