Vahşi batı ve merhamet medeniyeti
Eğitim Fakülteleri Batılı eğitimcileri örnek gösterir ve eğitim anlayışını anlatır. Varsa yoksa Maslow, Montessori, Deskartes, Proudhon, Kant, Hegel, John Dewey vb. Batı eğitimde alternatifsiz mi?
16 Ağustos’ta Konya Aydınlar Ocağı’nda “Eğitimde Hz. Muhammed (sav) Modeli” başlığıyla bir konferans verdim. Batı eğitim sistemine alternatif sistem anlattım.
“Bir Eğitimci Olarak Hz. Muhammed (sav)” isimli eserin yazarı Prof. Abdullah Özbek, Peygamberimizin (sav) Eğitim Yöntemleri isimli kitabın yazarı Duran Çetin, Muhammedü’l-Emin Hz. Peygamberin Evrensel Mesajları kitabı yazarı, şair Kazım Öztürk dinleyicilerim arasındaydı. Hz. Peygamberin (sav) eğitim anlayışı ve eğitimi metotlarını enine boyuna masaya yatırdık.
Konya Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü’den 26 senedir her salı akşamı kesintisiz sohbetler düzenlediklerini öğrendim, imrendim ve çok sevindim. İlim, sanat, fikir ve kültürün sahipleri ve takipçilerinin olduğunu öğrenmek beni tarifsiz sevince boğdu.
Batı’da ilim ve din sürekli çatışma hâlindedir. Aydınlanmacı bilim adamları kilisenin anlattığı dini reddederler. Sokrat, Aristo, Platon, Immanuel Kant, John Dewey, Heraklit, Tahles, Konfüçyüs insanı hayvan kabul ederler. Friderick Nitsche, insan düpedüz hayvandır, der.
Hayvanın ahlakı olmaz, hayvan erdemli olmak için nefsiyle mücadele etmez, hayvanlar medeniyeti yoktur. Batı aydını; hayatı mücadele ve insanı, insanın kurdu olarak görür. Jack London, insanlar ikiye ayrılır: Sağanlar, sağılanlar, der.
Hıristiyanlık üç Tanrı olduğunu kabul eder: Baba Tanrı, Oğlu Tanrı (İsa), Kutsal Ruh.
İslam, insanı en şerefli varlık, Allah’ın yeryüzündeki muhatabı ve halifesi kabul eder; Allah birdir; eşi, benzeri yok, der.
İslam akla ve mantığa hitap eder. İlim -din çatışmasını reddeder.
İlmin iki kaynağı vardır: Allah’ın gönderdiği kitaplar ve kâinat kitabı.
Fen bilimlerinin kaynağı evren; dini bilgilerin kaynağı Kur’an’dır. İki kitabın da sahibi Allah’tır. Vahiy ile fen kitapları birbiriyle çatışmaz. Bütün varlıklar, Allah’ın varlığının delilleridir.
İslam, ölümü ebedi hayatın başlangıcı olarak müjdeler.
Felsefecilerin ahiret hayatı ile ilgili fikirleri yoktur, ölümü yok oluş olarak görürler.
Hz. Muhammed (sav), bir eğitimci olarak gelmiş, kendisine kitap verilmiştir. İslam kitap dinidir, kitap ilim hazinesidir. İslam aklı ve mantığı önemser, aklı olmayanın dini yoktur.
Kur’an, insana hayatının hesabını vereceğini anlatır; yaptığı iyiliklerin ve kötülüklerin karşılığını cennet veya cehennemde göreceğini haber verir.
Ebedî saadeti kazanmak isteyen insan Allah’a inanmalı, iyilik yapmalı ve erdemli bir insan olmak için nefsiyle savaşmalıdır.
İslam güzel ahlaktır. Kur’an güzel ahlakı, çalışmayı, ilim öğrenmeyi, iyilik yapmayı, kötülüklerden kaçınmayı emreder.
Peygamberimiz (sav) mükemmel bir eğitimcidir; cahil, kaba ve vahşi bir toplumu, Allah’ın yardımıyla 23 senede değiştirmiştir. Cahil adamları bilgili, vahşi insanları medeni, zalim insanları merhametli hâle getirmiştir.
Hz. Peygamber (sav) tarihin şahit olduğu en büyük inkılapçıdır. İnsanlığı kötüden iyiye, çirkinden güzele, batıldan Hakka, yanlıştan doğruya değiştirdi.
Zalim ve şerli insanlar, Kur’an’ın getirdiği nur ile akıl ve kalplerini aydınlattılar, iyilik yarışına girdiler.
İslam’a göre iyilik yapan, kendisi için yapar. Allah, iyiliğin karşılığını 700 kat cennette verecektir. Esas olan iyi insan olmak, iyilik yapmaktır.
Kur’an, ilkel ve vahşi toplumu; medeni ve kalkınmış bir topluma dönüştürmüştür.
Kur’an, Müslümanlara üstün olmayı emreder. İnanıyorsanız üstünsünüz, üstün olmalısınız, buyurur. İnsanı üstün hâle getiren İlahi kanunları açıklar:
“İnsan için sadece çalıştığının karşılığı vardır.
Kim zerre kadar iyilik yaparsa hayrını; kim zerre kadar kötülük yaparsa cezasını görecek.”
Müslümanlar bin yıl, tartışmasız dünyanın en üstün medeniyet ve devletlerini kurdular.
Zenginlik, lüks ve rahat insanı bozabilir, tembelleştirir, eğlence hayatına alıştırır, ahlakı bozar.
İslam zengin olmayı emreder fakat lüks ve israfı, haram eğlenceleri yasaklar. Nefisle ve kötülüklerle mücadeleyi emreder.
18. yüzyılın başlarından itibaren Müslümanlar ilim ve teknoloji yarışından koptular, tembelleştiler. Bilim ve teknoloji Batılıların eline geçti. Batı üç yüz senedir bilim ve teknolojik üstünlüğü sahip. Medeniyet tarihi açısından 300 sene çok uzun bir zaman değil. Batı; bilim ve teknolojik üstünlüğü sömürgeciliğe, savaş ve katliamlara âlet etmiştir.
Bugün de Batı, silah ve teknolojik üstünlüğü sayesinde dünyanın maden, petrol ve doğal gaz kaynaklarını sömürmekte; ABD, Afganistan, Irak ve Libya’yı işgal etti, doğal kaynaklarını sömürüyor. Batılılar, Afrika ülkelerinin kaynaklarını yüz yıllardır yağmalıyorlar.
Batı iyi bir örnek değil, insanlığın huzur ve saadetini temin etmedi.
Eğitimde kendi modelimizi yeniden keşfetmek ve merhamet medeniyeti inşa etmek zorundayız.
Eğitimde taklit ile bir yere varılmaz. Kralı taklit eden soytarı olur, kral değil. 99 senedir kalkınamamamızın sebebi budur.
“Hz. Muhammed’in Eğitim Modeli”ni yeniden keşfetmek zorundayız.
Beyin Vitamini: Bu konuda geniş bilgi edinmek isteyenlere, En Sevilen Öğretmen Hz. Muhammed (sav) ve Eğitim Metotları isimli kitabımı tavsiye ederim. Dokuz eğitimci, Eğitimde Hz. Muhammed (sav) Modeli isimli yeni bir kitap kaleme aldık, inşallah yakında yayınlanır.