Sınav maratonuna hazırlanmak
Sınav maratonuna hazırlanmak
Ali Erkan Kavaklı
Merkezi sınavlar Türkiye’nin her yerindeki öğrencileri birbiriyle yarıştırır. Sınavlar öğrencinin ne bildiğini ölçer ama asıl önemli olan sıralamadır, yerleştirmeler sıralamaya göre yapılır.
Üniversite sınavlarında derece yapmış bir öğrencinin hazırlık sürecinde neler yaptığını, sınava nasıl hazırlanılması gerektiğini anlatacağım. Abdurrahman ile Adana’da verdiğim bir seminer sırasında tanışmıştım. Başarı koşusunu şöyle anlattı:
“ÖNCE HEDEF BELİRLEDİM”
“Önce HEDEF belirledim. Dünyanın en iyi İngilizce öğretmeni olmalıydım. Hedefi görebileceğim her yere yazdım, kendime bir kartvizit bastırdım:
“Abdurrahman Dinç / Dünyanın En iyi İngilizce Öğretmeni (2030)”
Kartı Ali Hoca’ya gönderdim, tebrik etti. Hedefe öylesine kilitlendim ki nereye baksam hedef aklıma geliyor, bu beni kamçıladı.
Plan yaptım: Tüm TYT ve Yabancı Dil Sınavı (YDS) konularını 3 ayda bitirecektim. İlk etapta zor görünüyordu fakat kolay oldu.
“Günde bir TYT, bir YDS konusu çalışacağım, konu testlerini çözeceğim, tüm konular 3 ayda bitecek.”
Hocalar, farklı yayınların sorularını çözün, ÖSYM’nin soracağı tüm sorulara hazırlıklı olun, dediler. Üç ayrı yayının soru bankasını aldım. Konuları iki farklı kitaptan çalışıyor, derste hocayı dinliyor, konuyu 3 kez çalışmış oluyordum.
Konuyla alakalı kimi zaman 300 kimi zaman 500 hatta 750 soru çözdüğüm oldu.
Üniversite sınavında bir konuyla alakalı en fazla 30 farklı soru çıkar. Ben bunun en az on katını çözdüm, kesinlikle soru kaçırmayacaktım.
Derste kimseyle konuşmazdım. Teneffüste arkadaşlarla sohbet etmek yerine ya dersi tekrar ettim veya test çözdüm. Başarı hikâyelerinde genelde “azmetti, başardı” yazılır, kimse “ödenmesi gereken bedelden” bahsetmez. Bunu bilmeyen öğrenci hedef belirler, program yapar ama iş uygulamaya gelince yarıda bırakır.
Hayal etmek, hedef belirlemek, kendine inanmak…
Bunlar önemli şeyler ama asıl önemli olan ter dökmeyi göze almak… Zevklerini kurban etmek, rahatını feda etmek, keyif aldığın şeylerden vazgeçmek...
Göze alan başarır.
Bir zaman sonra 100 soruda 75 nete ulaştım. Her gün bir konu çalıştım, konuyla alakalı testleri çözdüm. Hoca konuyu anlatmadan önce dersi çalıştım. Hocayı dinleyince konuyu tekrar etmiş oldum. Test çözerek konuyu 4-5 kere tekrarladım.
İngilizce için sadece konu çalışıp test çözmek yetmedi. Kelime hazinemi genişletmem gerekti. Ne kadar çok kelime bilirsem soru çözmek o kadar kolay oldu. Her gün kelime ezberledim. Günlük 5-10 kelime ile başladım, 50 kelimeye kadar çıktım.
Paragraf soruları için her gün gazeteden iki sayfa okudum. Başlangıçta zor anlıyordum, kelime hazinem genişledikçe okumak zevkli hâle geldi. Her gün İngilizce çalıştım.
Mazeretlere sığınmadım. Vakit yetmeyince uykuyu azalttım. Bir kitapta 4-5 saat uykunun yeterli olabileceğini okudum, hemen uyguladım. Artık 24’te yatıp sabah 4-5’te kalkıyordum. Sabah namazını kılıp kafamı pencereden dışarıya uzatıyor, tertemiz havayı içime çekiyor, ciğerlerim ve beynime bayram yaptırıyordum.
Güneş doğmadan önce havada bulunan bir gaz, insanın mutlu olmasını, gün içinde enerjik olmasını sağlıyormuş, beyne çok faydalıymış. Alacakaranlıkta ders çalışmaya başladım. Bundan büyük keyif aldım zira rakiplerim uyurken ben çalışıyordum.
Bakış açımız hayatımızı etkiler. “Millet uyurken yataktan kalkıp ders mi çalışılır?” deyip vazgeçebilirdim ama ben çalışmayı eğlence kabul ettim.
En önemlisi programa uymak.
Başarılı insanları örnek almalı. Her beyin özel, etkili öğrenme metodumuzu keşfetmeliyiz. Ben yazarak çalışırım.
Konuları 3 ayda bitirdim. Her günü değerlendirdim. Her sabah dünyanın en iyi İngilizce öğretmeni olma hedefimi tekrarladım.
Program bazen aksadı, hesapta olmayan engeller çıktı. Sabah erken kalkmanın faydasını gördüm, aksayan konuları sabahleyin telafi ettim.
Bol bol kitap okudum. Ali Hoca’mın başarı kitapları beni motive etti, kitap okumak bende tutkuya dönüştü. Kitapları beyin besleme menüsü kabul ettim, teneffüs niyetine kitap okudum.
Ders çalışmak için yer aramamalı, zamanı iyi değerlendirmeli. Yemek yerken, yolculuk yaparken ders çalıştım. Konuyu sesli okuyarak kaydettim, sonra dinledim.
Testleri bulmaca çözer gibi çözdüm.
Hazırlık sürecinde dış dünya ile irtibatı koparmalı. Program iyi gidince kendini ödüllendirmeli. Son bir ayda günde 3 deneme yaptım.
Elimden geleni yaptım, Allah’a tevekkül ettim.
Türkiye 872.si, Adana 5.si kursumun 1.si oldum.”
(Yüreğini Ateşle, Ali Erkan Kavaklı, s.49, Ensar neşriyat, İstanbul)