Kur’an ikna edici bir kitap
Kur’an ikna edici bir kitap
ALİ ERKAN KAVAKLI
Almanya’da komşum olan Dr. Herman Heller akşam yemeği için bize gelmişti. Haftada iki gün bize gelir, bana Almanca öğretir, benden Türkçe öğrenirdi. Akşam yemeğini birlikte yerdik. Bir akşam yemekten sonra sohbet ederken ayağa kalktım, kollarımı sıvamaya başladım.
-Ali Bey, ne yapıyorsun, dedi.
-Abdest alacağım.
-Abdest nedir?
Anlattım. Namazdan önce ellerimizi, yüzümüzü, kollarımızı, ayaklarımızı yıkarız.
-Günde kaç defa?
-Beş.
Mavi gözlerini iri iri açtı, fevkalade bir şey söylemişim gibi hayretle sordu:
-Bunu size kim öğretti?
-Hz. Muhammed (sav).
-Peygamber olduğu buradan belli. Bir adam, başkasına günde beş defa bunu yaptıramaz.
-Doğrusu şaşırdım, bunu hiç düşünmemişim.
-Ali Bey ben doktorum, tıpta temizlik çok önemli. Mikroplar kirli ortamlarda ürer, hastalığa yol açar. İslamiyet temizliğe önem veriyor.
-Maddî ve manevî temizlik önemli. Peygamberimiz (sav) abdestle azalarımızı, tövbe ile de günah kirlerinden kalbimizi temizlememizi tavsiye eder.
-Abdeste hayran kaldım. Nasıl yaptırmış? Suyun kıt olduğu bir coğrafyada, kültürsüz, cahil bir topluma öğretmiş ve yaptırmış. Ben doktorum, insanlar üzerinde belli bir tesir gücüm var. Almanlara temizliği anlatsam ve tavsiyelerde bulunsam en fazla günde iki kere, sabah-akşam duş aldırabilirim, beş defa el, yüz, kol ve ayak yıkatamam.
Bir başka akşam sohbetimizde “teslis” (üç Allah inancı) inancı sohbet konusu oldu, ben bu mantığa aykırı, dedim ve ekledim:
-Hele de Hz. İsa’nın durumu. Hem Allah’ın oğlu hem Allah hem insan. Hıristiyanların günahlarını affetmek için Allah oğlunu kurban etti, diyorsunuz. Başkasını affetmek için suçsuz birini çarmıha gerdirmek adaletli bir iş değil.
Dr. Heller, ellerini iki yana açtı, dudaklarından buruk bir gülümseme belirdi:
-Ne yapabilirim, ben doktorum, ilahiyatçı değilim. Böyle bir konuyu düzeltemem. Papazlar böyle anlatıyorlar.
-İncil, Hz. İsa Allah’ın oğlu yazmıyor, sen Allah’ın oğlusun diyen birine, bunu sen söylüyorsun, diyor.
-Sizde iman etmenin şartı nedir?
-Lailahe illellah, Muhammeden resulüllah! (Allah’tan başka ilah yoktur, Muhammed (sav) onun elçisidir.
Hayretle sordu:
-Bu kadar mı?
-Evet. Buna inananın cennete gideceği müjdesini de verir Hz. Muhammed (sav).
-Ne kadar sade! Bunu çocuk da anlar profesör de. Teslisi ikisi de anlamaz.
Dr. Heller, Johannes İncil’inin 14, 15,16. bölümlerindeki Hz. İsa’nın kendisinden sonra kurtarıcı, tesellici, müjdeci bir “faraklit”in (Hakkı batıldan ayıran) geleceğini haber veren bölümlerini okuduktan sonra Hz. Muhammed’in (sav) peygamberliğini kabul etti. Maide suresinde anlatılan akşam yemeği bölümünü okuduktan sonra çok sevindi.
-Yüküm hafifledi, böyle olması lazım. Hz. Muhammed (sav) genç bir peygamber, Hz. İsa’dan 610 sene sonra gelmiş. Hıristiyanlıktaki yanlışları düzeltmiş.
Beş yıllık sohbetler; İncil, Zebur, Kur’an okumalarımızdan sonra Dr. Heller Müslüman oldu, öldükten sonra amel defteri kapanmasın diye Peygamberimizin (sav) tavsiyesine uyarak, Çorum ili Sungurlu kazası Beşkız köyünde çeşme yaptırdı, erozyon önlensin diye Sungurlu’da 500 ağaç diktirdi.
Avrupa’da yüzden fazla Müslüman olan insanla röportaj yaptım. Önemli bir kısmı Kur’an okuyarak ikna olmuş ve Müslümanlığı seçmiş. Müslümanlarla tanışan ve onların davranışlarından etkilenenler oldukça fazla.
Bizim Kur’an ahlakını kuşanmamız ve örnek bir hayat sürmemiz şart.
Kur’an akla hitap eder, ramazan ayında indirilmeye başlamış, cahil bir toplumu bilgili, vahşi bir toplumu medeni insanlara dönüştürmüş.
Peygamberimiz (sav), ben sadece öğretmen olarak gönderildim, buyurur. 23 senede cahil, kaba saba, vahşi, bedevî, inançlarında mutaassıp bir toplumu Kur’an okuyarak değiştirdi ve dönüştürdü.
Kitap bilginin kaynağıdır. İslamiyet ilim öğrenmeyi teşvik eder ve ibadet kabul eder.
Peygamberimizin (sav) Mekke’de unvanı “kari”dir (okuyucu). Kur’an okuyup anlatarak geldiği ilkel toplumu; bilgili, medeni, tek Allah’a inanan, merhametli bir topluma dönüştürdü. Kötü adamları iyi adam hâline getirdi.
Kur’an’ı anlayarak okumalı, ahlakımızı düzeltmeliyiz. Yalanı hayatımızdan çıkarmalı, fakir ve yoksullara yardım etmeli; içki, kumar, hırsızlık, aldatma, zina, faiz, haram yiyecekleri terk etmeli, kimseyi küçük görmemeli, namaz ve ibadetlerimizi aksatmamalı; özellikle Doğu Türkistan, Gazze ve Filistinlilere yardım etmeli; boykot ürünleri almamalıyız.
Güzel ahlaklı, yardımsever insan olmak için gayret etmeliyiz.
Peygamberimiz (sav) İslamiyet güzel ahlaktır, buyurur.