Hücrenin dili ve ilimlerdeki hikmet

Harvardlı ilim adamları hücrenin bilgeliğini anlamak için kafa yoruyor, özellikle nöronların sırrını ölesiye merak ediyorlar. Genlerin kütüphanesine ulaşmak için denemedikleri anahtar yok fakat hiçbir çilingir kilide anahtar uyduramıyor. 

Hücrede tecelli eden İlahî ilme ulaşmak en büyük tutku.

Hedef, hücrenin bilgeliğini keşfetmek… Son safhada hücre inşa etmek hatta suni hücrelerden yapay organlar, yapay insan üretmek merakıyla çalışıyor Prof. Prof. Alex NG ve Prof. George Church. Eğer hücre yapılabilirse birçok hastalığı kolayca tedavi etmek mümkün olur. 

Hücre derin sırlar saklıyor. Bu muhteşem sırları sıralayalım:

“Hücrenin doğuşu ve inşası, olgunlaşması, farklı hücre tiplerini yaratılışı oldukça gizemli… 

Özellikle kök hücre. Gelişimi nasıl başlıyor, nasıl devam ediyor? 

Belli ölçülerde bir arayan gelen çeşitli besin maddeleri nasıl hücre oluyor? 

Besin maddelerinin hangisinden ne oranda seçileceği çok önemli. 

Bu seçimi kim, nasıl yönetiyor?

Farklı hücre tiplerinin oluşumunu kim, nasıl karar veriyor? 

Hücre nasıl programlanıyor?

Bir hücre, hangi vücut organında hangi görevi üstleneceğini nereden biliyor? O organdaki görevini nasıl öğreniyor ve nasıl yerine getiriyor?

Embriyonun gelişimi sırasında çeşitli hücreler nasıl gelişiyor? 

(Göz, kulak, tırnak, saç, parmak, damar, böbrek, karaciğer, kalp, beyin hücresi nasıl teşekkül ediyor? Hücrelere bu organlardaki görevlerini kim öğretiyor?)

Beyinde bazı hücreler kan damarı inşa ederken bazıları sinir hücresine dönüşüyor. 

Bu seçimi kim yapıyor?”

Harvard Araştırmacısı Prof. Alex NG, laboratuvar çalışmaları sırasında deney yaparken şu tespiti yapıyor:

“Bazı hücreleri kan damarı oluşturmaları için harekete geçirebilirsiniz, bu arada bu hücrelerden bir kısmının da sinir hücresi oluşturmasını isterseniz hücreler yönlendirmeyi reddediyor, aynı zamanda ikisini birden yapmak mümkün değil; kan damarı hücreleri ve sinir hücreleri yağ ve su gibi birbirlerinden ayrılıyorlar.”

İlahi kader hücreleri programlıyor. 

“Vücut hücrelerimize emir sadece dışarıdan değil, aynı zamanda içeriden veriliyor. Kaderimiz, genlerimize işleniyor. Kan damarı inşa edilirken bazı hücreler, genlerin kilidini açıyor, bazılarının geninde nöron olmaları yazılmış, bazılarının kan damar hücresi olmak alın yazısı. Hücreler gönüllü olarak bu yazılıma uygun hareket ediyor. Sonuçta kan damarı hücreleri arasından beyin hücreleri ortaya çıkıyor.”

Bilim adamları, hücre oluşumunu sağlayan anahtar emirleri tespit edip bunlardan bir kütüphane oluşturmuşlar. İnsan genlerinde yaklaşık 1600 adet, genleri yönlendiren anahtar emir var, bunlardan 200 tanesi farklı hücre tiplerinin oluşmasını yönlendirme ile ilgili. Hücre gelişimi sırasında onları, demiryolu ağları gibi birbirine bağlayan tezgâhlar var.  (Der Spiegel, 7.4.2018, s.99)

Genetik bilimciler henüz hücre yapabilmiş değil. Kan, damar, sinir, tırnak, saç hücresi oluşumuna müdahale edemiyorlar. Genlerin şifreleri henüz okunamadı. Allah insanın kaderini, genlerine kodlamış, genler kütüphaneler dolusu bilgi saklıyor. 

Hücrelerin materyalleri belli, yapı taşları protein. 

Protein yapmak, proteinlerden hücre inşa etmek… 

Yediğimiz gıdaları canlandıramıyor genetik mühendisleri.

Hayat, mucize. Can veren sadece Yüce Allah.

Bilim adamları hücre gelişimi sırasında istenilen hücre tipinin oluşumun sağlamak istiyorlar. 

Hücreleri özel hücrelere dönüştürmek, hücreler arası bilgi ağları (sinaptik bağlantı) örmek için uğraşıyorlar. Sinir hücreleri arasındaki iletişimi sağlamayı deniyorlar. Adım adım beynimize benzer küçük beyincik yapmayı deniyorlar. Ne hücre ne de sinaptik bağlantı kurabiliyorlar. Şuursuz hücrelerin yaptığını, ömürlerine araştırmakla geçiren ilim adamları beceremiyor.

Proteinleri bir araya getirseniz hücre olur mu? Bu hücrelerden oluşturulacak beyin düşünmeye başlayabilir mi?

Düşünmek, anlamak, bilgi üretmek, bilgileri karşılaştırmak, idrak…

Beynimiz, muhteşem fonksiyonlara sahip…

Bilim adamları canlı hücre inşa etmekten acizler.

İlim adamları İlahî sanatı anlama ve benzerini yapabilme derdinde.

Prof. Stuat Kaufmann, ilk patlama ve takiben hayatın yaratılışı Yaratıcı Allah’ın eseridir, der. (Der Spiegel, 4.1. 2010)

Hayat sanatının üstünde Hay isminin mührü var, taklit edilemez muhteşem bir imza bu. Cansızları o diriltir ve canlıları o öldürür. 

İlim adamları çalışıyor, uğraşıyor, gecesini gündüzüne katıyor bir hücre yapamıyor.

İlahi Kudret, kışın ölen bitkileri, çiçekleri, yaprakları renk ve kokuları ile birlikte diriltti ve baharı getirdi. 

Her gün binlerce çocuk dünyaya geliyor. Can vermek, onun için çok kolay. 

Her canlı muhteşem bir sanat eseri, yeryüzü muhteşem sanat eserleri sergisi.

Rabbimiz bize; düşünen, hayal eden, idrak eden, öğrenen, öğreten bilgiyi saklayan, depolayan, yeni bilgilerle karşılaştırma kabiliyeti olan, bilgi üretebilen 100 milyar nöron bahşetmiş. Proteinlerden idrak sahibi düşünen bir beyni sadece o yapabilir. Bize hesapsız nimetler veren Rabbimize sonsuz şükürler olsun. 

Davet: Kıymetli okuyucularım, 4 Mayıs Cuma günü saat 13-16 arası Malatya Kitap Fuarı’nda olacağım, okuyucularımızla sohbet edip kitaplarımı imzalayacağım. Kitap dostları davetlisiniz.