Spor okulları ve çocuk istismarı…
Çocuklarımız.. Bizlerden önemli bir parça olan çocuklarımız, geleceğimizin de teminatı. Hiçbir kötülüğe bulaşmamış, iyi niyet taşıyan tertemiz bir ruh haline sahipler. ‘İnsan ölünce şu üçü dışında amellerinin sevabı kesilir. Sadaka-i câriye (faydası süregelen hayır), kendisinden faydalanılan ilim ve arkasından dua eden hayırlı bir evlât’ buyuruyor, Peygamberimiz. Bir başka Hadis-i Şerif ‘Üç kişiden sorumluluk kaldırılmıştır. Uyanıncaya kadar uyuyandan, iyileşene kadar aklını kaybedenden ve büyüyünceye kadar çocuktan’. Uzmanlar, aileyi hava ve oksijene benzetiyor ve değerinin ancak yokluğunda anlaşılacağı, bugünün yarını çocuklarımızın, eğitim ve öğretimde gerekli özenin gösterilmesi hassasiyetini ortaya koyuyor. Eğitim ve Öğretim yılının tamamlandığı şu günlerde, çocuklarımızın serbest (boş) zamanlarını değerlendirmeleri için ebeveynler bir arayış içerisindeler. Eğer, eğitim ömür boyu sürmeli ‘gerçeği’ ile barışıksanız (ki üzüntünüz bizler üzeceği için aksini düşünemiyoruz) çocuklarımızı ‘serbest’ zaman dediğimiz aktivitelere yönlendirmek kaçınılmaz oluyor. Günümüz de anne ve babaların tam zamanlı çalışıyor olması, bu sürecin önemini artırmakta. Bir çocuğun sabah servisle evinden alınıp, akşam ailesine bırakıldığı zaman dilimi göz önünde bulunulduğunda, spor okulunun sadece hareket ve egzersiz, oyun ve eğlenceden ibaret olmaması gerektiği gerçeğini görmekteyiz. Bu nedenle, çocuklarımızı emanet edeceğimiz spor okullarında yapılırken, onların üzerinde bedensel ve ruhsal bakımdan olumlu/olumsuz yansımaları olacağından, spor okulları gerçekleştiren kurumların, fiziki yapısından-eğitime, ulaşımdan-temizlik ve güvenliğe kadar, birçok unsuru araştırmak, önem taşıyor. Olmaz ise olmaz bu hassasiyet, gerçekleşmez ise ne olur? Bu sorunun en net ve kesin sonucunu bilimsel çalışmalar ortaya koyuyor..
‘Sporcu Ailelerinin Sporda Çocuk Koruma Hakkında Farkındalık Düzeyleri’ başlıklı bilimsel makale, spor aracılığıyla çocuk istismarının detayları hakkında önemli detaylar içermekte. Marmara Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyeleri Doç.Dr. Veysel Küçük, Prof.Dr. Ayşe Rodopman Arman ve Doç.Dr. Sinan Bozkurt’un ortak çalışması, ‘Günümüzde insanların, özellikle çocuk ve gençlerin beden ve ruh yapısının eğitilip geliştirilmesinde, en uygun ve önemli eğitim aracı olarak spor faaliyetleri, çocuklar için en çok risk taşıyan alanlarda biri haline gelmiştir…’ şeklinde başlıyor. Makalenin giriş bölümünde spor&risk kelimesi dikkat ve merak uyandırıyor. Çocuklarını, Kadıköy ve Beykoz ilçesindeki spor okullarına götüren 161 ailenin katılımıyla gerçekleştirilen bilimsel araştırmanın içeriği, çocukların spor aracılığıyla fiziksel ve zihinsel etkileşimin ‘olumsuz’ detaylarını yansıtıyor. İşte o başlıklardan bazıları; “•Cinsiyeti, performansı ya da vücut şekli hakkında yapılan psikolojik aşağılama ya da küçük düşürme, •Yüksek performansa ulaşabilmeleri için, genç atletlere yapılan aşırı baskı, •Fiziksel sakatlığa ya da cinsel aşağılamaya giren takıma kabul ritüelleri, •İştahsızlık ya da başka sağlık sorunlarına yol açabilecek, beslenme alışkanlıklarına veya rejimlere maruz kalma, •Dayak atma veya herhangi bir fiziksel cezalandırılmanın sporcunun performansını artırmaya yöneltmek için kullanılması, •Aşırı risk alarak, sakatlığa neden olmak, •Doping ya da herhangi bir performans artırıcı kullandırmak, •Alkol veya bağımlılık meydana getiren madde kullanımı için akran baskısı, •Genç sporculara, sakat sakat oynamanın dayatılması, •Fiziksel egzersizin ceza olarak kullanılması, •Yeterli dinlenme ve bakım vermemek…” Tüm bu bilgiler ışığında, adı spor da olsa, okul seçiminde ‘Aman dikkat!’ diyoruz...