Spor camiasına 15 Temmuz dersleri
15 Temmuz 2016 gecesi hain FETÖ/PDY terör örgütünün kalkıştığı darbe teşebbüsünün 4. sene-i devriyesini yaşadığımız şu günlerde, şehitler için okunan Kur’an-ı Kerim ve Mevlid-i Şeriflerle, camilerimizden yükselen sela sesleriyle bir kez daha, Allah’ın bize nasip ettiği Müslümanlığımıza şükrettik. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısı üzerine, hainlere karşı direniş gösteren vatandaşların büyük kahramanlık göstermesi, nasıl unutulabilir ki? İstiklal Marşımızın yazarı Mehmet Akif’in mısralarında yer alan ‘Ruhumun senden, ilahi şudur ancak emeli: Değmesin mabedimin göğsüne nâmahrem eli/Bu ezanlar ki şahâdetleri dinin temeli/Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli…’ O duygularla 15 Temmuz gecesi kahramanlık destanı yazıldı. Hain teşebbüsü bertaraf etmek için, helallik alıp evinden çıkan, ölüme abdestsiz yürümemek için, havuzlardan abdest alan yiğitleri gördükten sonra, yine milli şairimizin Müslüman Türk Milletine armağan ettiği İstiklal Marşımızda yer alan ‘Hangi çılgın, bana zincir vuracakmış şaşarım!..’ mısralar geldi aklımıza!..
15 Temmuz’un bastırılması da, Kurtuluş, Çanakkale ve diğer tarihi zaferlerden bir farkı bulunmuyor. Öyle olmasaydı, ‘Şimdi topla-tüfekle değil, kalemle savaş var’ diyen, kendi ifadeleriyle sözde karıncayı bile ezmeyen Fetullah Gülen Terör Örgütü (FETÖ), çocuk-genç-yaşlı-kadın-erkek demeden, bu vatanın tankı, silah ve uçaklarıyla saldır mıydı? 40 yıllık hesapları, Üstadın ‘Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır/Ne yapsalar boş, göklerden gelen bir karar vardır…’ dizlerine karşılık bulup, sonrasında bertaraf olur muydu! O hainlerin unuttuklarını, bizlerin unutmaması gerekiyor. Minarelerdeki ezanımızın, bayrağımızdaki ay-yıldızın sadece bağımsızlığımız değil, inancımız, medeniyetimiz, kültürümüz kısacası tarihten bize emanet şuuruyla yaşamamız gerekiyor. Ülkemizin birlik, beraberlik ve ümmet bilincinin oluşmasında kaynak olan İslam İnancı, bağımsızlık ve refah için önem taşıyan Milli Değerlerin bu kaybolmaması için, tarihi kahramanlıkları unutmaması gerekiyor…
İnternet sitemizin (www.yeniakit.com.tr) değerli yazarı Vehbi Kara’nın ‘FETÖ korona virüsten daha tehlikelidir’ başlıklı yazısında yer alan ‘FETÖ, ektiği materyalizm ve dinsizlik tohumları ile insanların ebedi hayatlarını karartan bir özellik taşımaktadır...’ ifadeler, her şeyi o kadar net açıklıyor ki. Düşman içeride olması, şebeke halinde hainlik müessesesi devreye sokulması, devletin en mahrem, kılcal damarlara kadar girilmesi ve şebeke halinde çalışılması, temizlenmesini de güçleştirmektedir. Yazarımız Kara’nın değindiği gibi ‘FETÖ’nün mahiyetini anlatmaya çalışıyor namaz, oruç ve tesettür gibi farzları nasıl kaldırdığını, İslamiyet’te haram kılınan içki, faiz ve ahlaksızlık gibi fiilleri serbest hale getirdiğini yaşanan örneklerle birlikte izah ediyorum...’ Evet, İslam düşmanları ile elbirliği içinde gerçekleştirmiş olduğu eylemler, bunun önemli ispatıdır. Hal böyle olunca da, eğilip bükülmeden, dik durmak zorundayız. Bunu başarmak içinse para ve makam gibi nefsi duygulara kapılmamak gerekiyor. Aksi takdirde, kişi diyet ödemek durumunda kalıyor ki, bu süreçte dünyadan ahirete büyük vebal yüklenmiş oluruz. Sporda da durum farksız değil. Spordaki bu imtihan süreci, kıyafet, kumar, ritüel, karma eğitim, dövme, misyonerlik ve diğer hastalıklar-virüslerle işletilmeye çalışıyor. Abdestini alıp darbeye karşı koyan ülke insanımız-gelecek neslimizin, spor aracılığıyla nasıl bir felakete çekildiğini düşündüğümüzde, ‘Spordaki çarkın dişlilerini, FETÖ çarkında olduğu gibi, batı ve haçlı anlayış oluşturuyor’ gerçeğiyle karşılaşıyoruz! Acil önlem için, muhataplarına duyurulur…