İBB Spor’dan ‘toplumsal cinsiyet eşitliği’ atağı
İstanbul Büyükşehir Belediyesi son seçimle birlikte Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) yönetimine geçince, mevcut yönetimin temsil ettiği anlayış-ideolojiyi de, kendisine bağlı bulunan kurumlarda bir bir hayata geçirmeye başladı. Bunlardan birisi de İstanbul Büyükşehir Belediye Spor (İBB Spor). Konu spor olunca, sonuçlarını-zararlarını düşündükçe bu hususu görmemezlikten gelmememiz mümkün olamazdı. Gerek branş gerekse sporcu sayısı bakımından Türkiye’nin en büyük Spor Kulübü’nü AK Parti’den devralan CHP, ilk iş olarak tasarruf tedbirlerini gerekçe göstererek Basketbol A Takımını kapatma yoluna gitti. Kısa süre sonra Kadın Atletizm Takımı kurduğunda ise, ister istemez ‘Bu ne lahana, bu ne perhiz!’ sözünü akla getirdi. İşin içinde CHP olunca, bir işin içinde bir bit yeniği olduğu düşüncesine kapılıyor, araştırıyoruz. Şahit olduklarımızı ise, gazeteciliğin bir gereği de olarak kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz. Devam edelim…
Söz konusu CHP anlayışı olunca, işin içine kadın karıştırılmasını normal karşılamak gerekiyor. Tarihe yansıyan, o kadar suiistimal örnekler var ki. Sadece birisi, Dünya Kraliçesi seçilen Keriman Halis için jüri üyelerinin sarf ettiği ‘Bugün Hıristiyanların zaferini kutluyoruz. Çünkü bugün İslâmiyet bitmiştir, onu bitiren Avrupa’dır!.. Müslüman kadınların temsilcisi, bugün mayo ile karşımızdadır…’ sözleri.Bunu söylerken şöyle bir soru akla gelebilir; ‘Kadın spor yapamaz, koşamaz mı?’ İBB Spor’da yaşananlara baktığımızda, amacın kadına spor yaptırmaktan uzak, tamamen ‘ideolojik’ düşüncenin uygulamaya geçirilmesi olduğu, daha çok kadının katılım sağlanması için açılan spor branşlarıyla neyin amaçlandığını ‘Toplumsal cinsiyet eşitliğini en iyi şekilde uygulayacağız’ sözlerinden anlamaktayız. Tırnak içerisindeki sözler, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin (İBB) mevcut başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminde, medya danışmanlığı yapan Şirin Mine Kılıç’a ait. Şimdi Kılıç, İBB Spor Kulübü Başkan Vekili ve Atletizm Şube Sorumlusu. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin ne anlama geldiği ve doğuracağı sakıncalarına, bir önceki yazımızda (5 Haziran 2020) değinmiştik. Bu bağlamda değerlendirildiğinde, Büyükşehir Belediyespor’da kadın atletizm takımının kurulmasının sadece sportif faaliyet amacı taşımadığını görmekteyiz…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisinin Mart ayı toplantısında CHP’lilerin ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Şube Müdürlüğü’ kurulmasına ilişkin teklifi, AK Parti ve MHP’li meclis üyeleri tarafından haklı gerekçelerle reddedildi. Ret gerekçesi ise şu şekilde açıklandı; ‘ Bu müdürlüğün kurulması, LGBT’nin savunulmasıdır. Toplumumuz bunu asla kabul etmez. Gelenek ve örfümüzle bağdaşmamaktadır. Toplumumuzdan bunu saklamaya çalışıyorsunuz ancak biz buna müsaade etmeyiz. Taksim’de açılan pankartları biliyoruz. Aileyi yok etme çabalarınızı da çok iyi biliyoruz. Türk aile toplumunu bölme ve parçalamanıza izin vermeyeceğiz”.
Cumhuriyet Halk Partisi, toplumun sahip olduğu değerlerini yok etme çabasıyla, İBB imkânlarını ise bu hususta seferber ettiğine şahit oluyoruz. Sporun da, bu sürece önemli maske-malzeme edildiğini görüyoruz. İBB Meclisinin kabul etmediği bir durumu, spor aracılığıyla, toplumun zafiyeti-çöküşü için kullanılacağını İBB Spor Kulübü’nün yeni açılan kadın atletizm takımı üzerinden ayan beyan yapıldığı, marifetmiş gibi de dillendirildiğini görmekteyiz. Bu hususta, Ekrem İmamoğlu’nun eski Medya Danışmanı, Atletizm Branşına görevlendirilen Şirin Mine Kılıç’ın, bir kez daha hatırlatma gereği duyduğumuz ‘Toplumsal cinsel eşitliği en iyi şekilde uygulamak görevimiz’ sözlerinden daha net ne olabilir!..