Futbolun cazibe merkezi; Antalya
Yaz turizmin merkezi konumundaki Antalya, kışın ‘doyasıya’ yaşandığı şu günlerde oldukça hareketli. Mevsim gereği bölgede güneş, deniz, kumun ‘sıcaklığı’ yok belki ama adını ‘futbolla’ duyuran takımların devre arası kamp merkezi için bulunmaz bir fırsat özelliğine sahip Antalya. Sadece Süper Lig’de yer alan futbol takımları değil, meşin yuvarlağın Dünya markaları da bölgeye özel ilgi gösteriyor. Kısacası cazibe merkezi bugünlerde oldukça hareketli!
Peki, bu hareketliliğin ‘ülke-bölge’ye kazancı ne olabilir? Diye bir soru geldiğinde, sanırım bunun en anlamlı cevabını turizmciler veriyor. On-on beş yıl öncesine kadar Aralık’tan Nisan ayına kadar olan süreçte, deyim yerindeyse ‘yokları-sefilleri’ oynayan Antalya civarı, şimdilerde oldukça hareketli. Yaklaşık seksen ülkeden Antalya’ya akın eden futbol takımları, hareketliğin temel kaynağını oluşturuyor.
Ligimizde yer alan 17 takımın yanı sıra yabancı ekiplere de ev sahipliği edecek Antalya. Yaklaşık 80 ülkeden 2500’e yakın takımın ağırlanması bekleniyor. Futbolun dünya ‘devi’ olarak adlandırılan ekiplerin bölgeye akın etmesi ‘hareketliliği’ de kaçınılmaz kılıyor...
Otel işletmecilerinin yüzünü güldüren ve ‘futbol turizm’ sektörünün oluşmasının zemininin hazırlanmasına neden olan temel unsurun ‘kaynağı’ buraya yapılan yatırımlar. Arz ve talebin oluşturduğu hareketliliğin temel kaynağı oluşturan tesisleşmede gelinen nokta ‘ülke ekonomisini’ de olumlu yönde etkiliyor.
Spor Turizmi uzmanlarının açıklamaları ve yatırımın neticelerine bakıldığında doğru zamanda doğru işin-yatırımın yapılması, ‘kazanımları’ da beraberinde getiriyor. Antalya bölgesi olarak adlandırılan Alanya, Side, Belek ve Kemer gibi yerleşim yerlerinde 160 futbol sahası yer almakta. Bu sektörün ülke ekonomisine katkısı ise 500 milyon doların üzerinde hesaplanıyor. Antalya’ya kamp için gelen ülke takımları, bölgenin cazibesine kapılınca, kamp sürecinin devamında yaz tatili, gelecek yıl için rezervasyonlarını göz ardı etmiyorlar.
Tabii bu söylediklerimiz sanki ‘hayal’ gibi geliyor ama ‘akıl’ doğru zaman ve çalışmada kullanıldığında, ortaya böyle takdir-cezbedici bir sonuç çıkıyor. Dünya ülkelerinin Antalya’ya gösterdiği bu ilginin özellikle son on yılda tavan yapmasında temel anlayış ülke politikalarının tutarlığından başka bir karşılık gelmiyor aklımıza. Avrupa ülkelerinin yanı sıra, Yeni Zelanda ve Brezilya gibi ülkelerin yanı sıra beş kıtadan takımların tereddüt etmeden (her geçen yıl artan rakamlar bunu gösteriyor) gelip kamp yapmaları, Türkiye’ye olan güvenin bir işareti.
Kampların bir özelliği de bu dönemde yapılan hazırlık maçları ve bu maçlarda öne çıkacak yetenekli oyuncular... Kamp için bölgeye gelen ülkelerden bahsederken bir o kadar takımların kalitesi de ön plana çıkmakta. Bu şansı iyi değerlendiren ekipler, kendi aralarında yapacakları ‘hazırlık’ maçlarıyla (Beşiktaş, G.Saray, River Plate-Arjantin- ve Guaratingueta-Brezilya- mücadele edeceği International Royal Cup sadece bir örnek) kendilerini test etme, lige ne kadar hazır olduklarını gösterme şansına sahip oluyorlar.
Tüm buraya kadar dillendirdiğimiz konuları toparlar ve başlığına da tıpkı bugün yaptığımız gibi ‘Futbolun cazibe merkezi; Antalya’ dersek, sanırım abartmış olmayız. Ne diyelim! Darısı, Kuzeyinden-Güneyine, Doğusundan-Batısına ‘doyumsuz’ güzelliğe sahip ülkemizin diğer bölgelerine...