Partisinin grup toplantısında konuşan Başbakan Ahmet Davutoğlu, çözüm sürecini baltalayan çevrelere çok sert uyarıda bulundu. Davutoğlu PKK’ya çağrı yaparak, “Ülkeyi terk etmesi gerekenler ülkeyi terk etmeye başlamalıdır. Silahları bırakmalıdır. Halkımız bize bu gücü verdikçe, saldıranın saldırılarından tereddüt etmeyeceğiz. Tuzak kuranların tuzaklarını başlarında parçalayacağız” dedi.
MUHAMMET KUTLU / TBMM BÜROSU - Başbakan Ahmet Davutoğlu, AK Parti grup toplantısında konuştu. Başbakan Davutoğlu, sık sık “Türkiye seninle gurur duyuyor” tezahüratlarıyla kesilen konuşmasında, çözüm sürecini baltalayan çevrelere çok sert uyarıda bulundu. HDP’ye ve sürecin diğer taraflarına şiddet sarmalına ve vandalizme karşı olduklarını açıklamaları çağrısında bulunan Başbakan, “Ülkeyi terk etmesi gerekenler ülkeyi terk etmeye başlamalıdır. Silahları bırakmalıdır. Halkımız bize bu gücü verdikçe, saldıranın saldırılarından tereddüt etmeyeceğiz. Tuzak kuranların tuzaklarını başlarında parçalayacağız” dedi.
“GİDİŞİN ANA HATLARINI TEMİN ETMİŞ OLACAĞIZ”
İşte, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun partisinin grup toplantısında yaptığı konuşma:
Reel sektöre yönelik 9 farklı alanda yapacağımız reformları kamuoyuna açıkladık. G20 zirvesinden döndüğümüzde makro ekonomik dönüşüm programını ve sosyal boyut ağırlıklı bu paketin 2023 Türkiye’sine gidişin ana hatlarını temin etmiş olacağız.
“YENİ ÜRETİM HAMLESİNİN HEDEFİ YAKIN HAVZALARDIR”
Üç ana boyutta sıçrama yapma zarureti var. AB’de ortaya çıkan yeni tabloyu değerlendirerek ekonomimize çok boyutlu nitelik kazandırmak zorundayız. Yakın havzalardaki şirketlerimizin ciddi iş potansiyeli bulduğu yerleri istişareyle değerlendirdik. Bütün iş dünyamıza sesleniyorum, yeni üretim hamlesinin en önemli hedefi yakın havzalardır. Bu ay Irak’a gideceğim. Aralık başında Yunanistan ile yüksek düzeyli işbirliği konferansı düzenleyeceğiz. Aynı şekilde Rusya Devlet Başkanı Putin de aralık başında Türkiye’ye gelecek. Çevre ülkelerin halkları bizim kardeş halklarımızdır.
“ İKİ KITA BİRBİRİNE BAĞLANDI”
İstanbul sadece yer üstünde değil yer altında da Avrupa ile Asya’yı birbirine bağlamıştır. Bizim dönemimizde İstanbul’da 141 kilometre raylı sistem hattı yapıldı, 2019’a kadar 466 kilometreye çıkacak. İstanbul’un bütünü ulaşım hattına kavuşacak. İstanbul bize tarihin en büyük emanetidir. Alttan geçen her ulaşım hattı yer üstündeki mimariyi koruyor.
“İŞ GÜVENLİĞİ PAKETİNİ AÇIKLAYACAĞIZ”
Yarın (bugün) önemli bir açıklamada daha bulunacağız. İş güvenliği paketini açıklayacağız. Bu daha hükümetimizin kurulduğu ilk günlerde yaşadığımız asansör faciasından sonra verdiğimiz bir talimattı. Bütün bakanlıklarımız çalıştılar.
“SÜNNİ, ALEVİ ÜZERİNDEN HESAP YAPANLARIN…”
Şu hususu vurgulamak istiyorum: Bizim AK Parti olarak takip ettiğimiz siyasetin temeli vatandaşlarla muhabbet bağını güçlendirmek, aidiyet bağını tahkim etmektir. Biz bir taraftan çözüm sürecini kalıcı kardeşlik projesi olarak hakim kılmaya çalışırken, bir taraftan Sünni, Alevi üzerinden hesap yapanların hesaplarını bozmaya kararlıyız. Her şeyden önce Alevi Bektaşi geleneğinin iki ana damarı vardır. Bir 12 İmam geleneği ve Hazreti Peygambere kadar giden o köklü mübarek silsile. Bu en önemlidir. Bu atfı görürsünüz. Horasan erenleriyle ta Hoca Ahmet Yesevi’ye giden kaynaktır ki, bu iki kaynak birleşmiş ve İslam kültürünün Anadolu’da bir rengi olarak kökleşmiştir. Bizim bütün Alevi vatandaşlarımızı, hem eşit vatandaş konusunda yardımcı olacağız hem de Aleviliğin korunması için ne gerekiyorsa destekte bulunmaya devam edeceğiz.
“CHP RAHATSIZ OLDU”
Hacı Bektaş-ı Veli’yi ziyaretim öncesinde, Mevlana’nın türbelerinde artık ücret alınmayacak dedim. Oraya ziyaretle feyzinden almak isteyenlerden ücret alınması yanlış bir uygulamaydı. Bizim bu ziyaretimiz bazı partilerde rahatsızlığa sebep verdi. Öncelikle CHP. Ziyaretimden bir gün önce Alevi paketi açıkladılar. Ben gitmesem açıklarlar mıydı bilmiyorum. O pakette AK Parti döneminde yapılan çalıştaylara atıf var. Ama CHP’nin açıkladığı pakette ‘istemezük’ tavrı var. Din dersi kalksın, din ibaresi kalksın. Hem 12 İmam diyeceksiniz, hem de İslam’la irtibatı olmayan bir gelenek olarak takdir edeceksiniz. Demek istedikleri şu, öyle bir Alevi olsun ki, bu toprakların ortak değerlerinden uzaklaştırılsın. Neden bir karşıtlık üzerine yeni bir Alevilik inşa etmeye çalışıyoruz? Neden din dışı ideolojiler çerçevesinde Aleviliği kökünden koparmaya çalışıyoruz? Alevi Bektaşi klasiklerini bastık. Niye biliyor musunuz? Yeni yetişen Alevi kökenli gençler o geleneği okusunlar ve bu geleneğin Hazreti Peygamberden Hazreti Ali’den uzak olmadığını görsünler.
“CHP’NİN KAFASINDA DİN İLE MÜCADELE ETMEK VAR”
CHP din dersini kaldıralım diyor. Din ibaresini kaldıralım. CHP’nin kafasında din ile mücadele etmek var, hiç bundan kurtulamadılar. Eğer din kültürü ve ahlak derslerinde herhangi bir mezhep tahkir ediliyorsa, hatta Hristiyanlık dışında Budizm dahi tahkir ediliyorsa ona önce ben karşı çıkarım.
Yine CHP’nin en önemli ikilemlerinden birisi Dersim meselesindeki ikircikli tutumudur. Sayın cumhurbaşkanımız, Dersim konusunda net bir tavır sergiledi ve başbakan olarak bu olaylar dolayısıyla özür diledi. Şimdi CHP ve MHP’den bir karşı tavır alış söz konusu oldu. CHP Dersim konusunda hâlâ bir açıklamada bulunmadı. Çünkü korkuyor. Dersim’i eleştirirsem ulusalcılar kopar diye korkuyor, parti bölünür diye korkuyor. Ama AK Parti korkmaz. Cumhurbaşkanı Alevi dedelerini yemeğe davet etti. Onları haram yemekle suçluyor Kılıçdaroğlu… Kılıçdaroğlu, sen kimseyi haram yemekle itham edemezsin.
“BAHÇELİ DEVLETE SAHİP ÇIKMAK ZANNEDİYOR”
Şimdi Bahçeli’ye geçmek istiyorum. Ben bekliyordum ki CHP rahatsız olsun, ondan önce Bahçeli çıktı beni özür dilemeye davet etti. Neden özür dileyecekmişim? Dersim’de yapılanların yanlış olduğunu söylemem dolayısıyla. Sayın Bahçeli, Dersim’de yapılan yanlıştı, zulümdü. Aynen 3 Mayıs 1944’te Alparslan Türkeş’e yapılanların zulüm olduğu gibi. Bahçeli ile aramızdaki devlet anlayışı farkı şu; Bahçeli devlet adına yanlış yapanlara sahip çıkmayı, devlete sahip çıkmak zannediyor. Biz ise yanlışa yanlış, doğruya doğru diyoruz.
“TEK PARTİYİ SAVUNACAKSA SAVUNSUN!”
‘Bunları idam etmeyip de besleyecek miydik?’ diyenler, aynı çizginin devamı. Diyelim ki suçlular, adalet önünde yargılama yerine, öldürmek bir suç değil midir? 76 yaşındaki bir yaşlıyı, 54’e indirip idam etmek için, oğlunun yaşını 21’e çıkarıp, yalvararak ne olur oğlumu benden sonra asın diyen yaşlı adama senden sonra asacağız diye bağırmak adalet midir? Seyit Rıza ve oğlunun hikayesi. Mustafa Pehlivanoğlu’nu idam edenler haklı bir gerekçe olarak bunu takdim edebilirler mi? Sayın Bahçeli polemik yapmasın, tek partiyi savunacaksa savunsun. Biz ise, kim ne zaman ne gerekçeyle olsun her türlü zulme karşı çıkmaya devam edeceğiz.
“CHP, MHP, HDP ZULÜMDE SEÇİCİLİK YAPIYORLAR”
Buradaki ortak özellik ne biliyor musunuz? Zulümde seçicilik. CHP, MHP, HDP zulümde seçicilik yapıyorlar. Bakın şimdi bir başka sınav halinde bu liderlerin hepsi. Kobani konusunda hepimiz hassasiyet gösterdik. Suriye’de Halep’teki zulme nasıl karşı çıkacaklar göreceğiz.
“HERKES SUSSA TÜRKİYE ASLA SUSMAYACAK”
Yine Kudüs’te Mescid-i Aksa’daki zulüme karşı, İsrail askerlerine karşı en yüksek gür seda Türkiye Cumhuriyeti’nden çıktı. İsrail’e ve zalim yöneticilerine sesleniyorum, sakın ola İslam dünyasındaki birtakım problemler yaşanıyor diye Kudüs’e ve Mescid-i Aksa’ya yönelik bu saldırıları devam ettirmeyi düşünme, herkes sussa Türkiye Cumhuriyeti sessiz kalmayacaktır. Mescid-i Aksa da Kudüs de bize tarihin emanetidir. Bu emanete sahip çıkmaya devam edeceğiz.
“SİLAHLARI BIRAKSINLAR”
Çözüm süreci bizim açımızdan bir milli kardeşlik projesidir. Kararlılıkla sürdürülecektir. Provokasyonlara karşı dik durmaya devam edeceğiz. Kamu düzenini sağlamak için gereken her türlü tedbiri aldık almaya devam edeceğiz.
HDP’ye de bir kez daha sesleniyorum. Eğer iyi niyetliyseniz bunu gösterin. Şiddet sarmalına, vandalizme karşı olduğunuzu ifade edin. Siz bunu açık yüreklilikle söylerseniz çözüm süreciyle ilgili diğer adımlar atılmaya devam edilecektir. Ama bir taraftan savunuyormuş gibi yapıp, bir taraftan kamu düzeni karşısında provokasyon yaparsanız, biz de hak ettiğiniz mukabeleyi gösteririz. Çözüm sürecini devam ettirirken, diğer tarafta silah bırakmak adına hiçbir adına atmamanın hiçbir açıklaması olamaz. Ülkeyi terk etmesi gerekenler ülkeyi terk etmeye başlamalıdır. Silahları bırakmalıdır. Halkımız bize bu gücü verdikçe, saldıranın saldırılarından tereddüt etmeyeceğiz. Tuzak kuranların tuzaklarını başlarında parçalayacağız.
DAVUTOĞLU: CHP’DE KILIÇDAROĞLU KENDİNİ ANTRENÖR SANIYOR
10 gün içinde bir milletvekili ağır ithamlarla istifa etti, başka bir milletvekili ihraç talebiyle sevk edildi. Şöyle bir takım düşünün, herkes topu ayağına alıyor, kendi oyununu oynuyor, birisi de kendisini antrenör sanıp ortada dolaşıyor. Milletiyle buluşamayanların yakaları bir araya gelemez. Küstahça çıkıp, cumhurbaşkanı başbakanlık makamı boş diyor. Sen kendi küçük sandalyenin derdine düş; bırak büyük makamları. Biz o makamların nasıl doldurulacağını çok iyi biliriz. Bunu bildiğimiz için millet bize veriyor, vermeye de devam edecek.
Şimdi buradan çağrıda bulunuyorum. Bakın Dersim’de biz vicdanın sesi olduğumuz için onlar sessiz kaldılar. Seyit Rıza’nın oğlu Hüseyin, idam edilecek yaşta değildi 21’e yükseltildi idam edildi. Aynı şey 12 Eylül’de de Erdal Eren’e yaptılar. Ben hep merak ederdim, 12 Eylülcüler nereden öğrendiler bunu diye. CHP’den öğrendiler” dedi.