• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Mustafa Ceylan
Mustafa Ceylan
Mustafa Ceylan
TÜM YAZILARI

Selimiye

15 Mart 2025
A


Mustafa Ceylan İletişim:

Bugün Edirne’ye bakıyorum; ufukta dimdik yükselen, göğe doğru uzanan dört minareyi görüyorum.

Hayır, sadece bir cami değil bu.

Selimiye, bir şehadet.

Bir haykırış.

“Ben buradayım!” diyen bir ümmetin tarih sahnesine attığı imzadır.

Ey gaflet uykusundaki Müslüman!

Mimar Sinan’ın “ustalık eserim” dediği bu camiye baktığında sadece taş, kubbe, çini mi görüyorsun?

Selimiye, senin yitik kıblen!

Kaybettiğin vakar, unuttuğun izzet, terk ettiğin medeniyetin ta kendisidir!

Bu topraklarda bir zamanlar camiler sadece namaz kılınan yerler değildi.

Onlar birer ilim merkeziydi, adaletin konuşulduğu, yoksulun doyurulduğu, zalime karşı sesin yükseltildiği mekânlardı.

Selimiye Camisi de işte bu anlamda bir medeniyet projesidir.

Bugün alışveriş merkezlerinin altında mescit arayan, cami avlusuna bile ayakkabıyla dalan bir nesil var karşımızda.

Oysa Sinan ne yaptı?

Ümmeti bir tek kubbe altında topladı.

Gövdeyi ayırmadı, yüreği birleştirdi.

Selimiye’nin kubbesi öyle bir kubbedir ki, altında sadece ses değil, dua da yankılanır.

Bugün mühendisler bu yapıya baktığında “nasıl mümkün oldu” diye hayret ederken, biz diyoruz ki: İhlasla atılan her harç Allah’ın inayetiyle taş olur, kubbe olur, gök olur!

O kubbenin altında yetişen müezzin sesini duyduğunda kalbin titrerdi bir zamanlar.

Şimdi ise kaç genç bu caminin adını bilir?

Kaçı bir kere olsun o çinilere bakıp “Bunu yapan nasıl bir ruh hâliyle işledi bu sanatı?” diye sormuştur?

Bakınız, bu eser UNESCO listesine girmiş.

Ne gam?

Asıl mesele bizim listemizde nerede olduğu!

Batı hayranlığıyla gözünü kör etmiş zihinler, kendi evinin önündeki hazinenin farkında değil.

Selimiye artık bir turistik gezi durağına indirgenmişse, biz kaybettik demektir.

Camilerin içinde sessizlik varsa, dışarısı gürültüyle dolar.

Bugün sokaklarımızda ahlâksızlık, ekranda hayasızlık, rezalet varsa bunun sebebi camilerle bağımızın kopmuş olmasıdır.

Selimiye gibi bir eserin gölgesinde yaşayan bir toplum, hâlâ batıya öykünüyorsa, problem minarelerde değil, kalplerdedir.

Mimar Sinan torunu Fatma için bir ters lale figürü koymuş.

Ne zarif bir yas, ne içli bir sitem...

Bizse bugün, acıyı da sevinci de israfa dönüştürdük.

Gözyaşımız da anlamını kaybetti, tebessümümüz de.

Ey kardeşim!

Selimiye’ye bir daha bak.

Ama bu kez gözlerinle değil, kalbinle gör.

Kubbesine değil, onu taşıyan ruha odaklan.

Unutma, bir millet camilerini unuttuğunda, Allah da o milleti unutur!

Bu ümmetin ayağa kalkması için önce camilerden başlaması gerekir.

Önce Selimiye’de saf tutacağız, sonra yeniden medeniyet inşa edeceğiz.

Aksi hâlde kubbeler boş, yürekler taş kalır.

Allah'a emanet olun ...

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Şeref

Mühendisler Selimiye'ye bakıp " nasıl mümkün oldu" dan yaklaşık bin yıl önce mimar Sinan( kendisi kayserili olup Ermeni asıllıdır.) Ayosofyaya bakıp " nasıl mümkün oldu" diyen adamdır...

Yorum

UNESCO yazdıklarının tamamını boşa çıkartıyor. İslam dinini içini o kadar boşalttılar ki bir yapının değerli olup olmadığına bile İslami bir kurum değil yabancıların oluşturduğu bir kuruluş karar veriyor
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23