• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Mustafa Çelik
Mustafa Çelik
TÜM YAZILARI

Sahâbe düşmanlığı din düşmanlığıdır/4

07 Ağustos 2019
A


Mustafa Çelik İletişim: [email protected]

Derim ki: Ashabının tümü adaletlidir. Allah’ın gerçek veli kulları ve seçkinleridir. Peygamberlerden ve Rasûllerden sonra bütün insanlar arasında seçtiği kimselerdir. Ehl-i sünnetin mezhebi ve bu ümmetin imâmlarının bulunduğu cemaatin benimsediği kanaat budur. Kendilerine aldırış edilmeyen bir azınlık, ashabın durumunun diğerleri gibi olduğunu ve dolayısıyla onların adaletlerinin de araştırılması gerektiğini söylemiş ise de buna iltifat edilmez.

Onlardan kimisi işin başındaki durumları ile sonraki halleri arasında fark gözeterek şöyle demiştir: Onlar o vakit adalet sahibi idiler, fakat daha sonra durumları değişti. Aralarında savaşlar ve kan dökmeler ortaya çıktı. Dolayısıyla araştırmada bulunmak kaçınılmaz bir şeydir.

Ancak bu reddolunur, çünkü ashab-ı kiramın hayırlıları ve faziletlileri -Alî, Talha, Zübeyr ve diğerleri gibileri- yüce Allah’ın kendilerinden övgü ile söz edip, tezkiye ettiği, kendilerinden razı olup onları razı ettiği ve “bir mağfiret ve büyük bir mükâfat” vaad etmiş olduğu kimseler bulunmaktadır. Özellikle Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem)’ın verdiği haber gereğince cennetlik oldukları kesin olan “aşere-i mübeşşere” peygamberlerinden sonra peygamberlerinin bu hususu kendilerine haber vermesi ile birçok fitnelerle ve cereyan edecek birçok olayla karşı karşıya kalacaklarını bilmekle birlikte, kendilerine uyulacak önder kimselerdir. Bu durumlar onların mertebelerini ve faziletlerini düşürmez. Çünkü bu işler içtihada dayalı işlerdi ve her müctehid (kendine göre) isabet etmiştir. (El- Camai-u Li Ahkâmi’l Kur’ân (İmam-ı Kurtubî) C: 16, Sh: 296-299, Beyrut/ 1965) Kur’an’ın esrarına hakkıyla vâkıf, içtihada ehil, İslâmî ilimlerin bütün ahkâmında mütehassıs olan müctehid içtihadından dolayı suçlanamaz, tekfir edilemez. Müctehid içtihadında isabet etmezse dahi Allah’ın indinde mükâfata nail olur. Günümüzde tek tek kimi sahabîlerden, bir bütün olarak Sahâbe nesli hakkında ileri sürülen iddia ve söylemlerin her birinin arkasında ayrı bir “din telakkisi”ni ikame etme gayret ve hedefinin bulunduğundan şüphe edilmez.

Sahâbeler bu dünyada birer göçmen kuştular. Allah’ın dinini yaymak için uzaklara uçtular. Rahmet-i Rahman’a sırat-ı müstakim üzere kavuştular.

Sahâbe nesli, gücü bilgiye, bilgiyi de imana tabi kılan nizam ve intizam nesildir. Taşköprîzâde Ahmed Efendi (Rh.a.)’in ifadesiyle  “Bilgi güce tâbi olursa nizâ’/kavga; güç bilgiye tâbi olursa nizam ortaya çıkar.”  

Ebû Abdirrahmân en-Nesâî (Rh.a.) der ki: “İslâm, ancak kapısı olan bir ev gibidir. İslâm’ın kapısı da Sahabe’dir. Şu halde her kim Sahabe’ye eza verirse (o) ancak İslâm’a kastetmiştir. (Tıpkı) kapıyı çalan kimsenin (bununla) ancak eve girmek istemesi gibi.” (Hâfız el-Müzenî, Tehzîbu’l-Kemâl Fî Esmâi’r-Ricâl, c.1, s.339, Müessesetu’r-Risâle, Beyrut, 1983)

Ebû Zür’a er-Râzî (Rh.a.) diyor ki: “Allah Rasûlü’nün (s.a.v.) ashabından herhangi birine kem gözle bakan bir adam gördüğünde anla ki o zındıktır. Zira Rasûl haktır. Kur’an haktır. Rasûl’ün getirdiği de haktır. Bunların tamamını bize ileten ise Ashab’tır. İşte bu zındıklar Kur’an ve Sünnet’i geçersiz kılabilmek için şahitlerimizi cerh etmek istiyorlar. Gerçekte ise sapık olduklarından dolayı cerh edilmek onlara yaraşır.” (İzzuddîn b. Esîr Ebi’l-Hasen Ali b. Muhammed el-Cezerî, Üsdü’l-Ğâbe Fî Ma’rifeti’s-Sahâbe, (Mukaddime), Daru’l-Kütübi’l-İlmiyye, Beyrut, ty., I, 23)

Sahâbe fazilet zengini; sahâbeden sonra bulamazsınız bu hususta onların bir dengini. Sıbğetullah’tan başka tarif edemezsiniz sahâbenin rengini. Allah katında kabul görüyordu sahâbeden gelen dilekler. Kur’ân’ın âyetleriyle sabittir ki; düşmanla savaşta sahâbelerin yardımına geldi melekler!

Sahâbeleri kötüleyen sahnede haçlının fosilleri; medeniyet maskeli, kudurmuş nesilleri. Tehlikeli olma hususunda fersah fersah geride bıraktılar kuduz olmuş köpekleri!

Din adına, dindarlık adına Peygamberin sahâbesini kötüleyen, ümmetin gündeminden düşürmek için gayret gösteren Haçlı hayranı, marka züppesi. Ebu Cehile bağlılığın, bağnazlığın adresi; aramızda dolaşan yerli zorbaların, satılmış sesi. Ebu Cehil’in, Ebu Leheb’in günümüze ulaşan nefesi!

Sahâbeler “Allah bir, bir İslâm” dediler. Allah’a karşı ilahlık iddiasında bulunanları temelinden sildiler. Kalbleri mühürlemişse kelime-i şahadet; sahâbenin dinde vazgeçilemez temel olduğu anlaşılacak nihayet!

Tevhiddir kalblerimizin Kâbesi. Bizim için kıyamete dek örnek modeldir Peygamberin pak sahâbesi. Asla ve kat’a unutmayacağız, gönlümüzden, günümüzden ve gündemimizden çıkarmayacağımız ashab-ı Muhammedü’l Emin’i. Çünkü Ashâb-ı Kiram’dır dini Allah’ın muradına göre anlamanın ve yaşamanın en sahih zemini!

Tükürün Peygamber sahabesine laf atan hayâsızın yüzüne. İnanmayın inci elmasta olsa onun imanı zehirleyen sözüne! 

Sahabe yıldızdır, insanlığa rahmet taşıyan buluttur. Varsın dört ayaklı kuduz olmuş köpekleri geride bırakmış günümüzün iki ayaklı köpekleri havlasın. Köpeklerin havlaması, bulutlara zarar vermez!

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23