• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Muhammed Şevket Gökşan
Muhammed Şevket Gökşan
TÜM YAZILARI

Şefaat Meselesi

09 Aralık 2021
A


Muhammed Şevket Gökşan İletişim:

Şefaat kelimesi lügatte, şef’ıkökünden, tek olan bir şeyi dengi veya benzeriyle çift hale getirmek, birinin önüne düşüp işini görmeye çalışmak, işinin görülmesi için birinin aracılığını istemek, aracılık araya girme, koruma, himaye vb. manalara gelmektedir.[1]Bu aracılık manası bağlamında cenab-ı hak “Kim güzel bir (işte) aracılık ederse, ona o işin sevabından bir pay vardır. Kim de kötü bir (işte) aracılık ederse, ona da o kötülükten bir pay vardır. Allah'ın her şeye gücü yeter.” (Nisa 85) buyurmakta.

Istılahi manada: Ahirette Hz. Peygamber ve kendisine izin verilen kimselerin müminlerin bağışlanması için Allah(c.c.) katında niyazda bulunmaları anlamındadır.

Şefaat olgusu,kurtuluş öğretisi ile bağlantılı olarak birçok dinde yeralmakla beraber, niteliği ve biçiminin farklılık gösterdiğini bilmek lazımdır. İslam’ın dışındaki diğer dinlerde,gerek Hristiyanlık ve Yahudilikte, gerek Budistlik ve Zerdüşlük’te ve diğer Grek inançlarında beşerin etkisi ile nitelik ve biçimlerinde birçok farklılık olmuştur. Genel anlamda bunların inanç sitemleri:zamanla kulların müdahaleleri sebebi ile ilahi olanın mahiyetinde,ciddi manada beşerin etkisi ile,değişim ve farklılıklar ortaya çıkmıştır. İnançlarındaki bu değişime paralel olarakfarklı tezahürlerle de olsa şefaat konusu kendisine yer edinmiştir.

Hz.Muhammed’e(s.a.s.) gönderilen, son din olan İslam’da şefaat inancı, sosyal boyutu ile Müslümanların temel dini kaynaklara vukufiyeti ve onlara bağlılıklarına oranla değişiklikler gösterse bile,temel kaynak olan Kitab ve Sünnet’teki mahiyetlerinde herhangi bir değişiklikten bahsetmek mümkün değildir. Buda genel anlamda, zaman içinde inançlarında,özelde şefaat konusunda her ne kadar aslında olmayan bir takım yanlış düşünce ve yaklaşımlar meydana gelse bile, Müslümanların bir nevi asli kaynaklarına dönmek sureti ile, kendilerini bu sağlam kaynaklarına arz etmeleri sureti ile kontrol etmeleri ve kaynaklarındaki orijinalliği yakalamaları her zaman mümkündür.

İçindeyaşadığımız modern çağın kendi karakteristik yapısı gereği, bir şekilde değdiği her bir şeyi dejenere etmesi hasebi ile Müslümanların şefaat inançlarında da dejenere olma durumunuortaya çıkarmıştır. Zira çamurda yürüyüp de çamurabulaşmadankalabilmek pekde mümkün olan bir durum değildir. Bu durumda zaman içinde şefaat konusunda ifrat veya tefrid dediğimiz,hakkını ihmal etme veya hakkında aşırılıkta bulunma durumlarını meydana getirmiştir. Bu nedenle işin hakikatine, sahih kaynakların yol göstericiliğinde bakmakta fayda olduğu kanısındayım.

Şefaatin dindeki durumu

Ehl-i Sünnet’e göre şefaat meseles,iaklen mümkün olmakla beraber, naklen de ayet-i celileler ve tevatür derecesindeki hadis-i nebevi ile sabit  olan bir husustur.Bazı Hariciler ve Mutezili olanlar bunu inkâretmekte olsalar bile, bu böyle.  Şefaatin hak olduğunu beyan eden hadis-i nebevileri ‘derecelerin yüksek olması’ ile tevil ederken;şefaati konu edinen ayet-i celilelerdende özellikle Allah’ın(c.c.)ehl-i küfür hakkında buyurduğu “Kimsenin kimse namına bir şey ödemeyeceği, hiç kimseden fidye alınmayacağı, kimseye şefaatin (aracılığın) yarar sağlamayacağı ve hiç kimsenin hiçbir taraftan yardım göremeyeceği günden sakının.” (Bakara 123) ayeti ile, “Artık şefaatçilerin şefaati onlara fayda vermez.”(Müddessir 48) ve “Zalimlerin ne sıcak bir dostu, ne de sözü dinlenir bir şefaatçisi vardır.” (Mümin 18) vebenzeri, ‘onlara hiçbir şefaatçi olmayacağı’ mealindeki ayet-i celileleri ileri sürmektedirler. Yani bu şefaat edememe konumunu Müslümanlara da hamletmektedirler.

Halbuki bu iddialarının aksine,Kur’an-ıKerim’de bir şok ayet-i celiledecenab-ı hakkın ‘izin vereceği şahsiyetlerin şefaat edecekleri’haber verilmiştir. Bu manada birkaç örneğe bakacak olursak: “Rahmân'ın katında söz almış olanlardan başkaları şefaat hakkına sahip olmayacaklardır.” (Meryem 87)rtfSndPly*20.109*
O gün, Rahmân'ın izin verdiği ve sözünden razı olduğu kimseden başkasının şefaati fayda vermez.” (Taha 109)“Allah katında, O'nun izin verdiği kimseden başkasının şefaati yarar sağlamaz. (Şefaat için izin verilip de) kalplerinden korku giderilince birbirlerine, "Rabbiniz ne söyledi?" diye sorarlar. Onlar da "Gerçeği" diye cevap verirler. O, yücedir, büyüktür.” (Sebe 23)“O'nu bırakıp taptıkları şeyler şefaat edemezler. Ancak bilerek hakka şâhitlik edenler şefaat edebilirler.” (Zuhruf 86)“Allah, onların önlerindekini de arkalarındakini de (yaptıklarını da yapacaklarını da) bilir. Onlar, O'nun razı olduğu kimselerden başkasına şefaat etmezler ve hepsi O'nun korkusuyla titrerler.” (Enbiya 28) ve daha birçok ayet-i celilede bu hakikat ittifakla ortaya konmuştur. Yine Efendimiz (s.a.s.) “Her bir nebinin kendisi ile dua ettiğinde icabet edilen bir duası vardır. Ben ise bu duamı ahiret gününde ümmetim için sakladım”[2]buyurmaktadır. Bu manada İmam Müslim, Tirmizi, Nesai, İbniMace,Ahmed b. Hanbel ve diğer tüm hadis hafızları tariki ile gelen tevatür derecesindeki hadis-i nebeviler şefaatin hak olduğunu haber vermektedir.

Özelde,Efendimizin(s.a.s.) şefaati iki kısımdır 1. Umumi olan şefaati: Bu umumi olan şefaati insanlar, cinler, kafir, münafık, mümin herkesi kuşatır. 2. Hususi olan şefaati: Bu hususi olan şefaati ümmetine olan şefaatidir. Zira ümmetinden şefaat ettikleri Efendimizin(s.a.s.) şefaati ile azaptan kurtulup ebedi nimetlere nail olurlar.[3]

Efendimizin(s.a.s.)‘Müslüman-Kafir’ herkese olan umumi şefaatini biraz açmamız gerek.Efendimizin (s.a.s.) umumi olan şefaati: birçok sure-i celilede tasvir edilen ve Efendimizin sahih senetlerle bize ulaşan, kıyametin hallerinden bahseden hadis-i nebevilerde beyan edilen‘Yarın mahşer günü, bütün insanlar hazır olacak, herkes kendi derdine düşecek, cehennem tüm dehşeti ile bir mızrak boyu yaklaşacak.Herkes anadan üryan kendi halinde olacak. [Hatta Hz.Aişe annemiz ‘ya Rasulallah, insanlar birbirlerine bakmayacaklar mı? diye sorduğunda Efendimiz (s.a.s.) “Ey Aişe insanlar öyle perişan bir halde olacaklar ki kimsenin aklına birbirine bakma diye bir şey gelmeyecek” buyurdular.] Öyle dehşet bir durum olacak ki insanlar kendi bedenlerinden akan terlerle, kimi göğsüne kadar, kimi kulaklarına kadar, kimi boğazına kadar terinde adeta boğulur halde olacak. İnsanlar dünya zamanı ile 300 sene kadar bu halde, ne yapacaklarını bilmez halde kaldıktan sonra, cenab-ı hak kalplerine şefaatçi bulma noktasında ilhamda bulunacak. Onlarda önce Adem’e(a.s.) gidecekler. Adem’e(a.s.) ‘Sen insanlığın babasısın. Allah seni kendi elleri ile yarattı. Kendi ruhundan üfledi ve melekler sana secde etti. Bizim için Allah’a şefaat etsen de bu halimizden kurtulsak!’ dediklerinde Adem(a.s.) kendi kusurunu onlara diyecek ve ‘kendi nefsimden gayrı bir şey diyemem’ der. Ardından ‘Benden başkasına gidin’ diyecek. Peşine insanlar Nuh (a.s.) gidecekler. Nuh’a(a.s.)‘Sen Allah’ın nebilerinin ilkisin, Allah seni şükreden bir kul olarak adlandırdı. Görüyorsun ki perişanız. Bizim için Allah’a şefaatte bulunsan da cennet ehli cennete, cehennem ehli cehenneme gitse.’ diyecekler. Nuh (a.s.)‘Ben dua ve şefaat hakkımı kavmimde kullandım. Bugün nefsimden gayri yapacak bir şeyim yok. Benden başkasına gidin’ diyecek. Peşine İbrahim’e(a.s.) gidecekler. Onada aynı şeyleri diyecek ve oda aynı cevabı verecek. Peşine Musa’ya(a.s.) gidecekler. Musa (a.s.) da benzer bir cevabı verecek. Oda onları Efendimize(s.a.s.) gönderecek. Efendimiz’e(s.a.s.)‘Sen Allah’ın habibisin, kulları arasında seçtiğisin. Allah sana hekim Kitabı indirdi, senin faziletini umumi kıldı; ne olur bize şefaat etsen de bu halden kurtulsak, cennet ehli cennete cehennem ehlide cehenneme gitse!’ diyecekler. Efendimiz ‘peki’ diyecek ve şefaat için dua edecek. Efendimizin(s.a.s.) şefaatinin akabinde cenab-ı hak insanların ayrılmalarını ve cehennemin üzerine sıratın kurulmasını emredecek. Mizan kurulacak, hesaplar görülecek.İşte bu Efendimiz’in(s.a.s.) umumi şefaatidir.

Bunu maddeler halinde sıralarsak,Şefaat 5 kısımdır: 1. Mahşer gününün dehşetinden kurtulmaya dair olan şefaat. 2. Hesaba tutulmadan bir topluluğun direkt cennete girmesine dair olan şefaat. 3. Cehenneme girmeleri kesin olan bir topluluğun Efendimizin(s.a.s.) şefaati ile cehennemden kurtulmasına dair olan şefaat. 4. Günahkarlardan bir topluluk cehenneme girerde, girdikten sonra efendimizin(s.a.s.), meleklerin, diğer peygamberlerin ve müminlerin de şefaat etmeleri sebebi ile cehennemden çıkartılmalarına dair olan şefaat. 5. Cennet ehlinin derecelerinin yükseltilmesine dair olan şefaat.[4]

Efendimizin(s.a.s.) haber verdiği üzere Efendimiz dışında Allah’ın(c.c.)müsaade ettiği diğer mümin kullardanda birkısmı şefaat edeceklerdir. Bu manada Efendimiz (s.a.s.)Ebu Said el-Hudri(r.a.) tariki ile “Her bir nebiye cenab-ı hak bir hediye bahşeyledi. Bütün nebiler bu hediyelerini dünyada iken aldılar. Ben ise hediyemi ümmetime şefaat olmak üzere ahiret yurduna bıraktım. Ayrıca ümmetimden bazı adamlar, birçok gruba şefaat edecek ve bu gruplar bu şahısların şefaati ile cennete girecekler. Yine bazısı bir kabileye şefaat edecek, bazısı gruba/hizbe şefaat edecek, bazısı 3 kişiye, bazısı iki kişiye, bazısı sadece bir kişiye şefaat edeceklerdir.[5]

O kutlu nebinin şefaatine nail olanlardan olma niyazında, selam ve dua ile…

[1]ŞemsuddinMuhammed bin Yusuf el-Kirmani,Şerhu’l-kirmani, c. 1, s. 120;Rağıb el-İsfehani, el-Müfredat,‘şf’a’ maddesi; Lisanu’l-arap,‘şfa’madddesi.

[2]Buhari,‘Kitabu’d-deavat’,babuliküllinebiyyindavetun, s. 6304

[3] Hasan el-Udvi el-Hamzevi,en-Nuru’s-Sari, c. 1, s. 374-376

[4]Bedruddin el-Ayni,Umdetu’l-kari, c. 2, s. 192;ŞemsuddinMuhammed bin Yusuf el-Kirmani,Şerhu’l-kirmani, c. 1.S. 122

[5]Müsned-i Ahmed, ‘Babumüsned-i ebusaid el-hudri’ r. 11148 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Konu güzel yazı çok ağır

.Köşe yazısı değil de cilt cilt ilmihal kitabı gibi. Böyle bilgilendirme tarzınızla gençlerin hali ortada

Açıkça: ‘biz müslüman değiliz’ diyemiyorlar

islamsızoğlan gibi aynı zamanda hem harici ve hem de mutezli olanların şefaati red ve inkar etmeleri onların doğaları gereğidir.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23