• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Mehtap Yılmaz
Mehtap Yılmaz
TÜM YAZILARI

Sevil Nuriyeva ağlarsa biz ağlarız...

24 Eylül 2018
A


Mehtap Yılmaz İletişim: [email protected]

“Benim yalnızlığım, insanlarla dolu…”

Hani bazen henüz tanıştığınız biriyle bir şeyler paylaşırsınız…

Bir kahve, bir şarkı veya bir yol… 

Belki de bir okyanus manzarası…

Ruhun görülmeyen kolları vardır arkadaşa açılan…

Görünmeyen elleri vardır yüreklerin…

Farkında bile olmadan seversin, bağlanırsın…

İşte bağlandığın için belki de…

Başkalarından daha yakın hissettiğin için ararsın…

Sonra buz gibi bir sese çarpıp paramparça olur o kişiye karşı biriktirdiklerin…

Bir dilenci muamelesine maruz bırakılırsın.

Ah ne kadar da yazık içindeki makam putlarını kıramayanlara!

Hakikat olan bir dostluğu elinin tersiyle itip, kendini makam putuna tutuklu kılanlara… Belki de hayatını anlamlı kılacak hakiki sevgiden yoksun bırakanlara…

İşte bu sentetik ilişkiler ve içindeki putlara secde eden bunca “walking dead” arasında ışıyan bir karakterdir sevgili arkadaşım Sevil Nuriyeva!

Gözlerindeki ışıltı gerçektir, gülümsemesi, dostluğu, arkadaşlığı, yoldaşlığı, sadakati gerçek… “Anlık” değil, bir ömürdür selamı… Fast food bir tüketim malzemesi değildir sevgi onun için… Bu yüzden de yeniden karşılaştığınızda düş kırıklığı yaşamazsınız. (Allah onu kendisi gibi insanlarla karşılaştırsın.)

Bu açıdan hayat arkadaşı merhum Etimat İsmailov’u hep şanslı bulmuşumdur. Şanslı bir adamdı hakikaten! 

Katil eller ayırmasaydı aralarını, hain bir namlu çevrilmeseydi yüzüne ve sıkılmasaydı o zalim kurşun, ölüm ayırana dek ne de güzel mutlu, mesut yaşarlardı. 

 

 

Hayat bu… Bazen yaşarken can çekişiyor veya ölüyor… Bazen de öldüğü halde daha kalıcı hale gelebiliyor bağlılıklar. Bu zaviyeden bakıldığı zaman Sevil Nuriyeva’nın hayat arkadaşı, kendi ifadesiyle “yegidi” Etimat İsmailov erken gitti belki ama çok kıymetli bir yürekte ebedi yaşayacak.

“Elə bil dünya yıxılıb altında qalmışam”

Sevil’in hissettiği yerdeydik o gün… Dünya yıkılmış ve altında kalmışız gibi… Cenaze töreninde bulunamadığım için çok üzgünüm. Sadece bir gün gündemden uzak durmanın maliyeti belki… Yanında olamadığım için eksik hissediyorum. 

Acısı acımdır, gözyaşı gözyaşım…

Hem demiyor mu Reis, “Azerbaycan ağlarsa, biz ağlarız. Sevinirse, biz seviniriz” diye?

Reis demişken…

Reis ve Emine Hanım, vefalı insanlardır. Yine yakışanı yaptılar… Allah razı olsun! Aramalarının Sevil için anlamı tarif edilemez. 

Soylu bir hüzünle o anda hissettiği güven, sesine karışmıştı…  

Böylesi bir hadisede medyaya bakıyorum da…

İşin kriminal boyutu dahi ne yazık ki bir kısım medya mensuplarını enterese etmemiş görülüyor. Oysa acının dini, dili, milliyeti, siyasi tercihi olmaz. Bu cinayetin tüm gazetecilerin vicdanında mâkes bulamaması, mesleki açıdan içler acısı bir medya sosyolojisi içerisinde varlık mücadelesi verdiğimizin kanıtı zaten.

Camia adına üzüntü verici ayrıca…

Katil kim?

Şu noktada katilin yakalanması içimizi ferahlattı! Allah razı olsun Reis’ten ve katkısı olan herkesten…

Yalnız katil gerçek katil mi yoksa tetikçi mi? Bu katiller Sevil Nuriyeva ve küçük yavrusuna zarar verirler mi?

Katil veya azmettiricisi şunu bilsin ki sonuna kadar bu işin takipçisi olacağız Allah’ın izniyle! Sevil Nuriyeva asla yalnız değil! Türkiye kadar geniş ve güçlü bir ailesi var!

Türkiye katile bu cinayetin hesabını sorar!

*

Allah, Sevil Nuriyeva ve minik oğlu İlyas’a yardım etsin, bu acıya dayanma gücü versin. İkisi de emanettir bize bundan böyle…

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23