• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Hüseyin Acarlar
Hüseyin Acarlar
TÜM YAZILARI

Cehalet Bir Ömür Sürer, İlim Kaç Para? Kalabalık Hep var, Yalnızlık Kaç lira?

24 Mayıs 2021
A


Hüseyin Acarlar İletişim:

Hani her kabristanın bir laf atanı vardır yeğen bilir misin? Ölüdür ama laf sokuşturur dirilere.

Ölüdür ama mezar taşıyla sosyal mesajını da üst perdeden verir.

“Biz de gezerdik siz gibi,

Siz de geleceksiniz biz gibi”

diye. Tabi bu söz aslında gözü hala dünyada olanın sözü. Ve pek tabi ki yazan ölü değil. Geride bıraktıklarının hangi saikle yazdırdıkları izaha muhtaç bir cümle. Tıpkı Devlet erkânın mafyayı teşhir etmesinin ve kolluk gücüyle caydırıcı psikolojik sopasını göstermesinin veya basın mensubunun kirli işleri olanları dört manşete çekip afişe etme psikolojik baskısı gibi bir durum bu. Ama bir terslik var değil mi yeğen bugünlerde? Mafya denilen basına” seni teşhir ederim” diyor. Gücü elinde bulundurana parmak sallıyor. Roller değişti. Garip ama o denli gerçek!

Neyse, bak ne diyecektim yeğen? Hani yazarının bilinmediği bir dörtlük vardır şöyle der;

“ Karanlık aydınlıktan yalan doğrudan kaçar

Güneş yalnızdır ki etrafa ışık saçar

Üzülme doğruların kaderidir yalnızlık

Kargalar sürüyle, kartallar yalnız uçar (La Edri)”


Anti sosyal bir slogan. Bireyin sosyal kabul psikolojisi için bu dizeler mükemmel bir slogan da olabilir değil mi? Alt kültür psikolojisi eleştirisi de yiyebilir. Aslında kısmen arabesk kokan bir ifade diye de düşünülebilir. O zaman yalnızlığın bir nimet olma durumunu tartışabiliriz. Tıpkı ölüler gibi ve fikri sabit deliler gibi. Kalabalık yığınlara karşı hepten susmak nasıl bir bilinçtir? Sinema geçen yüzyıldan beri bilinçdışının tarihini yazdı aslında. Bunu bir ara hatırlat. bunu ayrıca konuşalım.

Ne diyordum? Ha! Devam edeyim yeğen.

Bugün modern olduğunu ve çok ileri düzeyde her şeyi, bildiğini düşünen deforme kişilik ile iyice güvensiz cühelanın uydum imamım olan kalabalığa niyetiyle, tüketim kölesi olmadığını kim söyleyebilir ki?

Bilirim ve derim ki bana göre; özgürlük insanoğlunun kendi eliyle ördüğü kalabalık duvarların ardındadır. Ve aşk imkânsız özgürlüğü seçer. Özgürlük çoğunlukla dost kavramıyla başlayıp düşmanlığa dönüşmüş ilişkiler üzerinden duvarlarınızı örerek yok edilir. Ömründen yenilmiş yıllara baktığında, imhanın sende bıraktığı dozu yakalar, omuzlarında tecrübe bileşkene bir formül daha eklemenin dayanılmaz ağırlığını hissedersin.

Kartal olmanın olmazsa olmazı, özgür düşünebilme meleksini kalabalıkların zindanına bırakmadan yüksekten izleyebilmesidir. Budur belki kartalı özgür yapan. Belki de özgürlük, dozajı ayarlanmış yalnızlıkta asil duruş getirirken kartala bu yüzdende benzer. Kesin olan şu k, yeğenim; tanımlaması güç gibi görünen özgürlük, kime itaat ettiğinde tanımlanabilir ancak.

Özgür zihin üretkendir. Üretmek için de yalnızlık bir lütuftur. Üretim için yalnızlık, tüketim için kalabalık gerekir. Kolektif akıl, yalnızken ölçülüp tartılmış fikirlerin organize edilmesindeki temel anlayış hatalarının minimize edilmesi, faydanın maksimize edilme yöntemidir. Kabul yeğenim bu cümle akademik oldu biraz, özür..

Yeğenime şunu söyleyeyim:

Öne çıkan bir fenomen olarak yalnızlık; önyargısız duruş, fikrin berraklığı, özgürce düşün yalnızlığın gönül telinde dokunarak senfoniye dönüşmesidir.

Endişe ve sorumluluk yalnızlıktır. Neticede cesaret yalnızken ortaya çıkar. Tek başına ümmet olma iddiasının arka planında kadim özgürlük durur. Ve sırdır yalnızlık… Hele de yığınların göbeğinde kimselere fark ettirmemek gibi bir derin kuralla varlığını sürdürdüğü biliniyorsa.

Anlaşılmayandır, sırdır adeta yeğenim! Niye sırdır diyeceksin şimdi?

Düşler ülkesinden en delişmen duyguları sarmalayarak özgürlük iksiriyle insanlığı buluşturmak bir sırdır da ondan.

Ve sorulunca cevabı alınamayan suskunluktur yalnızlık…

Dilce susup gönülce konuşmak özgürlüğün doruklarında dolaşmanın adıdır. Cevap verirken karşıdakine sesiz çığlık,, yerdeki ve göktekilerin zikrinin sarhoşluğuyla divane atom olabilmektir.

Ve Ebu Zerdir yalnızlık.. Yalnız gezer ve yalnız ölür. Ölümü sır olur. Sağa sola laf yetiştirmez. Yalın haliyle, hiçlikle konuşur.

De hay de! demlisinden çay doldur. Hayatımız gibi kaçağından olsun

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Turgay Başboğa

Söylesem,bağırsam,feryadı figan eylesem,lanet etsem, Sonradan öğrendiğim dillerde, boş... Anadilimle konuşuyorum ben de Yani susuyorum... Ramazan orucuma uluyorum, Konuşma orucumu... Susuyorum ve kızıyorum kendime, Üzülüyorum ve acıyorum insanlığa!!!

Muhammed

Gönül dilinizden anladığım Söylemek istediğiniz adeta feryat etmek için kendinizi zor tuttuğunuz hatta çoğu zaman da dilinizi isirdiginiz Nerden mi anladım sustugunuz yerlerden Bir insanı en iyi sustuğu konulardan anlarmışsınız konuştuğu meselelerden değil Muhterem Hocam sizi Allah muhafaza eylesin farklı ve insanı etkileyen bir yönünüz var ben bunun niyetinizin ,gönlünuzun temizliğine bağlıyorum Rabbim sayılarınızı arttirsin inşallah hep böyle kalın Muhterem Hocam siyasete ne olur hiç girmeyin
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23