Suriye’de neler oluyor? Son gün, son saatler!
Suriye’de neler oluyor? Son gün, son saatler!
ALİ KARAHASANOĞLU
Maskeler bir defa daha, bir defa daha iniyor..
Onlarca yıl boyunca, baba Esed ve oğul Esed dönemlerinde, bir avuç Nusayri’nin yönettiği Suriye’de, “Size de federe devlet imkanı verelim” diyerek, % 85’lik Sünni nüfusa bir hak vermeyi aklına getirmeyenler.
Şimdi % 85’lik Sünni çoğunluk Şam yönetimine oturunca, ayaklanmışlar..
“Biz de federe devlet olmak istiyoruz.”
% 10 ile koca Suriye’yi onlarca yıl yönettiniz. Bırakın da, % 85’lik Sünniler de biraz yönetsin.
Sonra federe mi olur, kefere mi olur, bakılır..
Ne kadar riyakar olduklarını böylece ispatlıyorlar..
Aynı riyakarlığı SDG de yapıyor.
10 Mart 2025’te imzaladığı belgeden, şimdi yan çiziyor..
İsrail o zaman da arkasında idi ama..
Bu kadar abluka altına alamamış olmalı..
10 Mart’ta imzaladıkları belgeyi, şimdi uygulamıyorlar.
31 Aralık 2025’e kadar, Suriye Ordusuna entegre olmayı kabul etmişlerdi.
Şimdi “tugay ile katılalım. Tugayın yönetimi bizde olsun” diyorlar.
O zaman HTŞ’nin kafası kel miydi?
O da tugay olarak katılsaydı..
O da, kendisini feshetmeseydi..
Neresinden bakarsanız bakınız, siyonist aklın dayattığı, terör devleti kurdurma amaçlı operasyon ile karşı karşıyayız.
Daha vahim bir alçaklık da aynı süreçte hayata geçiriliyor..
SDG, ağırlıkla Kürtlerin federe devlet olarak ayrışmasını talep eden bir yapı..
Suriye’nin kuzeyinde, Kürtlerin yoğun olduğu noktalarda iddiası olsa..
Ben itiraz ediyorum ama..
“İsrail’in dolduruşuna gelmişler, kendilerini gökyüzünde uçuyor hissediyorlar” diyeceğim..
Ama bakıyoruz, Kürtlerin yoğun yaşadığı birkaç yerleşim biriminin yanısıra, Arap nüfusun yoğun olduğu bazı noktalarda da SDG varlığını sürdürmek istiyor..
İyi de, siz Kürt devleti kurmak isterken, Arapları da içine almak nereden çıktı?
İşte bu soru ile maskeler bir defa daha iniyor..
Kürt nüfusun yoğun olduğu bölgelerde, ciddi bir gelir getirici yeraltı zenginliği yok..
Onun için, Arapların bir kısmını da içine alan, Kürt-Arap ittifakı ile sahneye çıkıyorlar..
Arapların yoğun yaşadığı bölgelerdeki petrol ile İsrail güdümünde kuracakları terör devletini finanse etmek istiyorlar..
Türkiye’deki uzantılarınız,Türkiye’den ayrılmak istiyorlardı.
Suriye’dekiler Suriye yönetiminden ayrılmak istiyor.
Ama.. Para yetersiz kalınca..
Suriye’de, Araplarla işbirliği yaparak, terör devletini kurmayı planlıyorlar..
Madem Araplarla ortak bir federe devlet kuracaksınız.Suriye merkezi yönetimine bağlanın, onlar da Arap..
Merkezi yönetimin kalkanı altında günlük hayatınızı idame ettirin..
Yok, olmaz..
Ayrılacaklar.
Küçük küçük devletçikler kuracaklar..
Ki İsrail kolay yutsun..
Koca Suriye’yi, İsrail nasıl yutsun..
Önce küçük lokmalara ayrılmalı..
Yutulabilinecek boyutlara küçültülmeli..
Sonra da bir çırpıda hoooop.. Boğazdan aşağıya indirilmeli..
Kuşbakışı çektiğimiz bu fotoğrafa, Türkiye’deki muhalefet nasıl bakıyor?
Camide bomba patlatılıyor..
Türkiye’deki solcular, “Ayıptır, yazıktır. Camiye gitmiyorsunuz Nusayriler.. Gitmiyorsunuz, bari camideki insanları rahat bırakın” diyeceklerine..
Camideki patlamayı, orda vefat eden 8 kişiyi görmüyorlar..
Lazkiye’de sokaklara çıkarılan Nusayrilerin taşkınlıkları sonucu çıkan tartışmalarda, Suriye ordusundan da bir kişi öldürüldüğü halde, onu bile gizleyip, “Göstericilerden 1”i öldü” diye ahlaksızca haberler yapıyorlar..
Haber yapacaksanız, olayın net fotoğrafını verin. Görevini yapan askere saldırılmış, askerlerden birisi öldürülmüş, bunu yazmıyorsunuz..
Sokağı çıkmış, dağılın uyarısına uymamış, taşkınlık yapmış göstericilerden birisi ölünce..
Başlık şu: “Surye’de Alevi katliamı”
Vay vicdansızlar vay.
Vay riyakarlar vay..
Esed döneminde 6 saatte ölen insan sayısı, Ahmet El Şara yönetime geldikten sora, 1 yıllık sürede yaşanmamış,
“Allah razı olsun Şara’dan.. İnsan ölümleri çok büyük oranda azaldı.. Keşke hiç olmasa. Ama bu da bir adımdır. Nusayriler de, SDG’liler de Şara’yı desteklesin. Suriye kısa sürede tekrar ayağa kalksın” diyeceklerine..
13 yılda öldürülen Sünni sayısının 700 binler civarında olduğu belirtilirken..
1 yılda kaç Nusayri öldürüldü ise, en az onun kadar da Suriye ordusundan güvenlik görevlisi hayatını kaybettiği halde..
Yine de utanmadan, “Alevi katliamı var” diyebiliyorlar..
Birgün gazetesinin son sayfasını çevirdiğimde, yine hayretler içinde kaldım..
Bu arkadaşlar, sözümona ateist bir yapıları var.
Marksistler..
Ne Hz. Muhammed’in (S.A.V) peygamberliğine, ne de Hz. Ali’nin halifeliğine inanırlar..
Kökten ateist, kökten inançsızlardır.
Sünni de değiller, Nusayri de değiller..
Ama bakın, bir şey olmak gerekiyorsa, Nusayrilikten yana nasıl kolaycacık tavır alıyorlar..
“Suriye diken üstünde” diye manşet atmışlar.
Altına da, “Aleviler sokağa indi, cihatçı gruplar saldırdı”..
Be ahlaksızlar..
Aleviler sokağa iniyor..
Ama cihadçılar saldırıyor, öyle mi?
Bir suç var ise..
Önce o suçu sokağa inenler gerçekleştiriyor.
Önce sokağa inenlere bir had bildirin.
Sonra da cihadçı diye tanımladığın kişilerde bir yanlış varsa, onu söyleyin..
Nusayriler sokaklara insinler..
Suriye ordusu da öylece seyretsin, bunu mu istiyorsunuz?
Sokaklarda taşkınlıklar yapsınlar..
Bir yıl önceki Esed döneminde olduğu gibi, Sünnileri toplu katliama tabi tutsunlar..
Ama, onlara kimse dokunmasın, öyle mi?
Nusayrilerin, ne kadar da masumane bir talepleri varmış, onu da Birgün ve Cumhuriyet’ten aktarayım..
“Federalizm” istiyorlarmış.. Hepsi hepsi, bir federalizm..
Ne var ki canım bunda..
Hani sorsak, Nusayriler, Esed döneminde niye federalizm istemiyorlardı?
Veya yine sorsak, akıl babanız İsrail niye, kendi ülkesinde federalizme onay vermiyor?
Birgün gazetesinde gerçeğe saygı diye bir şey kalmamış ki, Cuma namazı kılınırken patlatılan bombanın da, Alevi camisi olduğunu iddia etmişler.. Her şeye rağmen, yine de az az çekiniyor olmalılar ki, sonrasında da “Alevilerin yoğun olduğu mahalledeki cami” demişler..
Alevilerin yoğun olduğu mahalle olabilir..
Önemli olan camiye devam edenlerin inanışlarından mı kaynaklı bir saldırı var, bunun bilinmesi..
Bildiğimiz cami. Kur’an-ı Kerimler..
Ve bakıyoruz, Nusayriler bu patlamayı kınamışlar mı?
Yoo.
Suriye İçişleri Bakanı kınamış, sorumluların hesap vereceğini belirtmiş.
Bu durumda, Alevilerin camisi ise, isyan edenlerin camisi ise, Nusayriler niye bu olayı kınamamışlar acaba?