• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

Savcı katillerini savunan Barolar Birliği Başkanı’ndan başlayalım..

07 Haziran 2022
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

Dindar insanlara her hakareti reva gören Fox TV’de, kendi eşine şiddet uygulayan İsmail Küçükkaya’ya konuk olan DEVA partisi Genel Başkanı Ali Babacan “Savcılık da mahkeme de duysun: Gezi Davasıyla ilgili şahsi bir mağduriyetim yok. Mağdur değilim. Bununla ilgili hiçbir başvurum yok ki geri çekileyim” der de..

Türkiye Barolar Birliği’nin eşcinsel destekçisi genel başkanı Erinç Sağkan durur mu?

1960’lı yıllarda CHP zihniyetinin başörtü zulmünü yaşamış bir hanımın yeğeni olan Ali Babacan, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın müfettiş raporlarında Gezi’cilerin verdikleri zarar sebebi ile Dolmabahçe Camii’nde 4 gün namaz kılınamadığı yazılı olmasını görmezden gelir, “Benim bir zararım yok” der de.. 

İslam dinine zaten “Ortaçağdan kalan” hakaretini yapan Erinç Sağkan, Gezi’cilere destekte boş durur mu?

Gezi’cilerin, ev adresini yayınlayarak “Orda buluşuyoruz” paylaşımı yapmasından telaşlanan, “Evde küçük kızım yalnızdı” diyerek korkusunu anlatan Ahmet Davutoğlu, Gezi’cilerden şikayetçi olmadığını söyleyerek şirinlik üstüne şirinlik yapar da..

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, Gezi’cilere destek için, milletin cebinden harcanan paralarla ziyarete gidip, övgülerde bulunmaz mı?

Ali Babacan’ın Fox TV’ye çıktığı gün.. Erinç Sağkan da Gezi isyanına katılanları ziyaret etmiş..

Ahmet Davutoğlu’nun, Ali Babacan’ın ikircikli tavrını hatırlatırım da..

Erinç Sağkan, kendi cebinden yaptığı masraf ile, Gezi isyanına katılanları ziyaret ederse..

Şahsi olarak desteğini ifade ederse..

“Biz kamu bütçesinden yapılan masrafla; Gezi isyanına katılanlara/polis panzeri yakanlara/ambulansları pert edenlere destek verenleri henüz yargılayamadık.. Resmi sıfatını kullanarak yaptığı açıklamada, Gezi’cileri öven Barolar Birliği Başkanı’nı henüz yargılayamadık. Ki; bireysel olarak Gezi isyanına katılanları övenlere sıra gelsin” der, geçerdim.

Ama tablo karşımızda..

Bir tecavüz şüphelisini, Barolar Birliği Başkanı’nın ziyaret edip, “Arkandayız” demesi ne ise..

Eşini öldürmekle suçlanıp tutuklanan bir kocayı Barolar Birliği Başkanı’nın ziyaret edip “Bedel ödüyorsun” demesi ne ise..

10’dan fazla kişinin ölümüne sebep olan, 2 polisin şehit olduğu, bir savcının görevi başında kasten öldürülüp şehit edildiği olaylar silsilesinden sorumlu tutulan kişileri, Barolar Birliği Başkanı’nın ziyaret edip, “Gezi yargılaması, bu ülkede yargının siyasete alet edilmesinden de öte yargının tamamen hak ve özgürlükleri katletmek için kullanılmasının bir örneğidir” demesi de aynı şeydir..

Hatay’da gencecik kıza  tecavüze kalkışıp, başını taşla ezerek öldürdüğü iddiası ile yargılanırken veya karısını öldürdüğü için yargılanan herhangi bir erkeği cezaevinde ziyaret edip, “Kadınlara ayrıcalık tanınan ülkede bedel ödüyorsun” demek ne ise.. Ne kadar yanlış ise.. Ne kadar açık bir suç ise..

Yüzlerce kamu aracını kullanılmaz hale getirme iddiası ile yargılanan kişileri ziyaret edip, “Gezi direnişine katılanlar bu ülkede bedel ödüyorlar” demek de, aynı derecede yanlıştır, suçtur.

Hele hele bir de.. Barolar Birliği’nin kasasından yapılan harcama ile..

Barolar Birliği Başkanı titrini de kullanarak bu açıklamayı yapmak..

İki kere yanlıştır, ağırlaştırıcı unsur taşıyan bir suçtur..

Barolar Birliği Başkanı olan bir kişi, Dolmabahçe Camii’ne kapısının kilidini kırarak ayakkabıları ile giren, camide 4 gün namaz kılınmasını engelleyecek zarara sebep olan, onlarca polis aracını yakan, ellerinde molotoflarla polislere saldıran, sapanlarla görevli güvenlik güçlerine bilye atan, taş atanlar apaçık ortada iken..

Bu suçları işleyenler için tek kelime etmeden..

Gezi olaylarında sabahlara kadar polisle çatışan 14 yaşındaki Berkin Elvan’ın ölümünden sorumlu tutulan polis hemen bulunamadı diye, bir savcıyı görevi başında şehit edenler için bir kelime sarfetmeden.. 

İki polisin o Gezi’de öldürüldüğünü gizleyerek..

 “Gezi’de savunulan tüm hakları barolar olarak, Türkiye Barolar Birliği olarak sonuna kadar savunmaya devam edeceğiz. Gezi’de vardık, bugün de varız, yarın da var olacağız” diyen adamı, savcılar sanık sandalyesine oturtamıyorsa..

Yazıklar olsun bu ülkeye..

Savcının hakkını arayamayan savcılara..

Görevi başında şehit edilen kendi mensubu savcının hakkını aramak için, o Gezi’cileri işledikleri suçlara bin pişman edemeyen bakanlığa..

Kamuoyu önünde bugün dahi, insanların ölümüne sebep olan, yüzlerce kamu aracının kullanılmaz hale getiren Gezi isyanını savunan adamları rezil rüsvay edemeyen biz gazetecilere yazıklar olsun..

Herkes görevini yapsın..

Adalet Bakanlığı’ndan başlayalım..

Ahmet Davutoğlu’nun ev adresini yayınlayanlar hakkında açılan..  Suç, Terörle Mücadele Kanunu kapsamında re’sen takibi gereken bir suç olduğu halde, Davutoğlu’nun Gezici terörist ile anlaşarak, kapattırdığı dosya yeniden açılmalı..

Kimler kapatmış, açıklanmalı.. 

Hedef gösteren kim idi, bağlantıları kimlerdi, soruşturulmalı, kamuoyuna açıklanmalı..

Yetmez..

Barolar Birliği kasasından masraf yaparak, savcının iddianame düzenlediği adamları (Ki içlerinde avukatlar var, “Üyemiz” diyebilirler. Ama Osman Kavala’yı da andıklarına ve Kavala da avukat olmadığına göre.. Ve ayrıca her avukata sahip çıkmaları da şart değil.. Birçok tecavüzcü avukat var.. Katil avukat var.. Onları da cezaevinde ziyaret ediyorlar mı?) destek amaçlı ziyaret etmeleri hakkında soruşturma açılmalıdır..

Hem Adalet Bakanlığı soruşturma açmalı..

Hem savcılık cezai soruşturma açmalıdır..

Kimse bana, “FETÖ’cüler de, Balyoz-Ergenekon davalarında baro yönetimi için soruşturma açmıştı” demesin..

Riyakarlık ve herkesle ittifak yapan kirli bir örgütün açtığı soruşturmalar, bizim için örnek değildir..

Bu ülkede, polis aracını yakanlar karşımızda dururken.. “Gezi’nin hakkını arıyorum” diyenler, bir savcıyı şehit etmişler iken..

Onları adeta meşrulaştırarak.. Onları destekleyerek.. Hatta onları tahrik ederek.. “Gezi’de vardık, bugün de varız, yarın da var olacağız” diyen adamların yakasına yapışılmazsa, bu ülkede “hukuk”tan bahsedilemez..

Bir avuç vesayetçinin, kendilerini güçlü göstererek kanunları çiğneme ayrıcalığı kabul edilemez..

“Suç işleyen çok olursa.. O kadar çok kişiyi cezalandırmak mümkün olmaz” aklı ile hareket edenler sanık sandalyesine oturtulmazsa..

Ülkede adaletten bahsedilemez.

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Bir

Arkandayız, Ali Bey, Yanındayız Ali Bey. Böyle Adalet olurmu??????????? Terörist Meclis'te durur mu????? İçinde Casus olan Dini, Milli Değerlerimize ters düşen söz davranışlarda bulunduran partiler bir vatandaş olarak BEN'i rahatsız ediyor, göz, göre göre batının elçiliğine soyunan Bu devletin maaşını almış kemalin danışmanlığına ne diyorsunuz??? Solun paçavrası gazetede ahmet davutoğlununküçük kızı ile yazı yazdı, bu sizin dediğiniz mi bilmiyorum ama yanlış mı?? Çocuğu aşşağılıyor biliyorum yanlış mı hatırlıyorum günaha girmek istemiyorum ama yazdı okudum ama ne şekilde??

şüayıp

Vatanın birlık, beraberliğine saldıran, devlet malına zarar veren kişilerden hepimiz şikayetçiyiz
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23