• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

6+1 ittifakının alnı secdelilerine soracağım: Değdi mi?

13 Mayıs 2023
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

 

Seçimin ardından yazacaklarımızı, şimdiden yazalım..

Tayyip Erdoğan büyük ihtimalle ilk turda kazanacak.. Kemal Kılıçdaroğlu emekli olacak..

O gün Meral Akşener’e, Temel Karamollaoğlu’na, Ali Babacan’a, Ahmet Davutoğlu’na soracağız.

Kimbilir belki de, bilinçaltımıza yerleşen, aynı yaratıcıya secde edenlerin kötü duruma düşmelerini arzu etmeme isteği ile, “Olur ya.. Son günde hatalarından dönerler.. Yanlış yapmışız. Biraz geç oldu ama.. Farkına vardık” demelerini beklediğimizden..

Seçimin ardından değil de.. Son gününde, biraz da açık kapı bırakarak sormuş oluyoruz:

“Değdi mi? Ömrünüz boyunca mücadele ettiğiniz CHP’ye payanda oldunuz.. Ömrünüzün ahirinde, CHP’yi 73 yıl sonra iktidar yapmak için didindiniz.. Ömrünüz boyunca yaptığınız mücadeleyi, sonu boş bir heves uğruna heba ettiniz. Değdi mi?”

Soracağız, “Başörtü ile ilgili Anayasal güvence oluşturulmasına yönelik Cumhur İttifakının önerisine, CHP komisyonda ‘hayır’ oyu verdi. İyi Parti ‘hayır’ oyu verdi. HDP, ‘hayır’ oyu verdi.. “Genel Kurul’a geldiğinde ‘hayır’ oyu vereceğiz” dediler.. Bu tavır da mı, sizi uyandırmadı..”

Hatırlatacağız:

“Dürüst siyaset iddiasında bulundunuz. Ak Parti’yi beğenmediniz. Çok daha ötesinde, hiçbir ülkede olmayan idealleri tanımlayarak, ilkeli siyaset anlayışını hedeflediğinizi iddia ettiniz. Ama çamurun, rezilliğin, pisliğin, kirli ittifakın en somut örneğine oy istediniz. Başaramadınız. Değdi mi?”

Önlerine koyacağız:

“50 bin kişinin katili PKK’nın uzantısı HDP’yi ‘Bir siyasi partiyi şeytanlaştırmamak gerekir. Henüz kapatılmadığına göre, anayasal sistemde meşru bir partidir. Aksini kimse iddia edemez’ söylemi ile yanınıza aldınız.. 2012’de kurulan HÜDAPAR’ı ise, son eyleminin 2000’de olduğu öne sürülen bir yapı ile ilintilendirdiniz. Kapatma davasına muhatap olmayan partiyi şeytanlaştırdınız.. 50 bin insanın katili bir örgüt ile.. Bugün dahi askere-polise kurşun sıkan bir terör örgütü ile. 23 yıldır tek eylemini, sizin bile iddia edemediğiniz bir yapıyı, eşdeğer gösterdiniz. İlkesizlikte, kaypaklıkta zirve yaptınız.. Değdi mi?”

Başörtü hakkı, Kur’an öğrenme hakkı, üniversiteye katsayı zulmü olmadan gidebilme hakkı ve daha nice hakları, CHP’ye rağmen, tırnakları ile kazıya kazıya hayata geçiren AK Parti’yi şeytanlaştırıp, bu haksızlıkların, bu zulümlerin hepsinin mimarı CHP ile işbirliği yaptınız. Onların listelerinden aday oldunuz.. Ama yenemediniz. Başaramadınız.. Başaramayacağınızı bile bile, sırf “Bizi hakketmediğimiz halde bakanlık koltuğuna Tayyip Erdoğan oturtmadı. Biz hakkımızla oturduk. Bakın şimdi de, Anadolu’ya çıkıp, bir selam verdik, milyonlar bizim peşimize takıldı. Yeniden yönetime girdik” demek için yaptığınız ihanetler, kurduğunuz kirli ilişkilere rağmen sonuçta başaramadınız, başarılı olamadınız.. Kendinizi ispat sadedinde üstlendiğiniz rol karşılığında halk nezdinde düştüğünüz itibar kaybınıza baktığınızda, ne dersiniz, değdi mi?

Allah’ın haram kıldığı faiz için bile, haddinizi aşan sözler sarfedip, Tayyip Erdoğan’a muhalefet ettiğinizi sandınız.. Halk miting alanlarında sizi değil, Erdoğan’ı dinlemeye geldi. Sandıklarda size değil, Erdoğan’a oy kullandı. Tüm yaptıklarınıza bakın, söyleyin.. Değdi mi?”

Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce ile, Kızılay Başkanı Kerem Kınık örneklerini vereceğiz..

“Siz, ayağınıza takılacak bir taş olarak gördüğünüz için, Muharrem İnce’yi diskalifiye etmeye kalkıştığınızda, en rezil çalışmalarla, FETÖ’den yardım alarak, karanlık odalara konulan kameraları çalıştırarak alenen ve resmen şantaja başvurdunuz.. Seçmenin iradesinin ortaya çıkmasına fırsat vermediniz.. Bel altı vuruş yaptınız.. Muharrem İnce’nin defosu, cumhurbaşkanlık makamına aday olacak bir insan için ne kadar büyük bir hata ise, sizin o ‘yumuşak karın’ üzerinden bir rakibinize saldırmanız, yıllarca elinizde tuttuğunuz bir malzemeyi, tam seçime 4-5 gün kala ve şahsi menfaatiniz için gündeme getirmeniz de, o kadar büyük bir iğrençlik..” diyeceğiz..

Kerem Kınık’ın, Kızılay Başkanlığı’ndan ayrılma kararı örneğini de hatırlatacağız..

“Elinizi vicdanınıza koyarak söyleyin.. İçkili balolarla, danslarla, eğlence kültürü ile yardım toplayan bir Kızılay’ı, bu tür ucuzluklara teşebbüs etmeden çalışan bir yardım kuruluşuna taşıyan Kerem Kınık için, ‘Kızılay’ın tarihindeki en başarısız başkanlardan biri’ diyemeyeceğinizden zaten eminim, ‘başarıda ilk üç sırada yer alamaz’ cümlesini bile kuramayacağınızı tahmin ediyorum, söyleyin haksız mıyım?”

Davutoğlu’na, Babacan’a, Karamollaoğlu’na soruyorum, Ankara’daki otelin kral dairesini ikametgah olarak kullanan Kızılay Başkanları ile kıyasladığınızda, Kızılay’ın paralarını, içkili masalarda yiyen başkanların koltuğuna oturan Kerem Kınık için, “Başarıda birinci değil, ilk üç sırada idi” bile diyemeyeceğiniz ortada iken, özel sohbetlerde “öncekilerle kıyaslarsanız, tabii ki Kerem bey en başarılı başkan” dediğiniz halde.. Saldırılarınızın/iftiralarınızın sonucunda..

“Milletvekili adayı oluyor. Kızılay yönetimindeki cezai sorumluluktan kaçmak için, dokunulmazlık zırhına bürünmek istiyor” ahlaksızca iftiralarınıza rağmen, milletvekili adayı olmayan ve pırıl pırıl bir Kızılay’ı kendisinden sonrakilere devredecek olan Kerem Kınık için, sadece “üzüldüm” sözünün bile nasıl bir işaret fişeği olduğunu, kimsenin kimseye ne şantaj yapmaya kalkıştığı, ne de kimsenin şantajlık malzemeler barındıran bir hayat tarzı içinde olmadığını gördüğünüz o tablo karşısında, utandınız mı?

Muharrem İnce, Millet İttifakı’nı aşağılara çekiyor düşüncesi ile, adaylıktan çektirildi. Şantaj ile adaylıktan çekilme zorunda bırakıldı..

Kerem Kınık ise, yaptığı büyük hizmetlere rağmen, yurtdışına gönderilmek üzere üretilen üç tane çadırı, yurt içinde, zaten bir başka yerden de para ile alacak olan derneğe, bedeli mukabilinde sattığı (parayı da kendi cebine değil, Kızılay’ın kasasına koyuyor) için oluşturulan algı operasyonu sonunda, siyasi iktidarın oylarında bir tereddüde sebebiyet verebileceği görüldüğünde..

“Üzüntü” dile getirildi..

“Bundan sonra, Kızılay başkanlığı, benden önceki içkili balolara değil, benim yönetimimdeki güzel işlerin çok daha ilerisine taşınacağından eminim” anlayışı ile, Kerem Kınık hiç tereddüt etmeden başkanlıktan ayrılma bilgisini açıkladı.

Alnı secdeli siyasiler, ideali gösterirlerken, mevcutların içinde en iyisi olan bir Kızılay Başkanı’nın ayağını kaydırmaktan gurur duydular mı?

Seçim yarın..

İdeali gösterip, iğrençlikler, şantajlar, iftiralar, tehditler, beceriksizlikler içinde yüzenlere mi oy vereceksiniz..

Bugüne kadar işbaşına gelmiş olan mevcutların içinde, en başarılı icraatı gösterene mi oy vereceksiniz..

Karar milletin!

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

A.Çavuşoğlu

İnşallah, durmak yok yola devam.

Anayasa md. 2

T.C. Devleti, (mealen) Atatürk ilkelerine - milliyetçiliğine bağlı, demokratik, LAİK, sosyal bir HUKUK devletidir...
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23