Danıştay 8. Dairesi’nin avukatların başörtülü olarak duruşmalarda görev yapabileceğine ilişkin kararını yok sayan ve başörtülü avukat Kurbet Alim’i duruşmadan çıkartan İstanbul Anadolu 31. Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi Tamer Akgökçe hukuksuz uygulamaları yargıya taşınıyor.
“HAKİM, GÖREVİNİ KÖTÜYE KULLANDI”
Avukat Müşir Deliduman, yargı mensuplarının, bağımsızlık, tarafsızlık, doğruluk, tutarlılık, dürüstlük, eşitlik, ehliyet ve liyakat koşullarına sahip olmaları gerektiğini söyledi. Deliduman, hâkim ve savcıların hukuka veya etik kurallarına aykırı davranışlarının, kişilerin mağduriyetine yol açtığını, kamunun zararına neden olduğunu ve kişilere haksız bir kazanç sağladığını, söz konusu suçu işleyenlerin 5237 sayılı kanunun 257. maddesine göre görevi kötüye kullanma suçunu işlediğini kaydetti.
“SAVUNMA MESLEĞİNE SALDIRMIŞTIR”
Hâkim Tamer Akgökçe’nin, duruşmada avukat Kurbet Alim karşı takınmış olduğu tavrın hukuki, insani ve ahlaki olmadığını hatırlatan Deliduman, “Ceza hakiminin meslektaşımızı “(türbanlı olarak duruşmaya alınması veya dini sembolle duruşmada yer alamayacağından dolayı duruşmadan çıkartılması)” şeklindeki kararı ise tam bir garabet örneğidir. Türbanı ya da başörtüsünü bahane ederek hâkimlik etik kurallarını da ihlal ederek savunma mesleğine saldırmıştır. Bu davranışı ayrıca kadına karşı bir ayrımcılıktır” ifadelerini kullandı.
“MAHKEME SALONU BABASININ MALI DEĞİL”
Deliduman, hiçbir mahkeme salonunun hakimin babasının mülkü olmadığını hatırlatarak, “Uluslararası sözleşmelerde mevcuttur. Yargılamanın üç temel süjesinde biri savunma makamıdır. Hatta savunma makamı yargılamanın en önemli unsurudur. Duruşma yargıcının hukuka aykırı davranışı ile savunma makamına saldırı olarak kabul ediyoruz. Bütün meslektaşlarımızın haksızlığa uğrayan avukat Kurbet Alim ile dayanışma içinde olmasına çağrı yapıyoruz. Hakim Tamer Akgökçe bilmelidir ki, hiçbir avukatı duruşma salonunun dışına atamaz. Böyle bir yetkisi yoktur. Bu düpedüz bir zorbalık ve kanun tanımazlıktır” diye konuştu.