Uluslararası savunma basını, Take Off Girişim Zirvesi'nin kapanışında Selçuk Bayraktar'ın sözlerindeki şifreleri çözmeye çalışıyor.

Dünyanın en önemli havacılık şirketlerinden Baykar, gözünü uzay projelerine dikti.

Şirketin yönetim kurulu başkanı Selçuk Bayraktar tarafından geçtiğimiz günlerde açıklanan 'alçak yörünge takım uydu' ve 'yörünge transfer aracı' projeleri uluslararası basının dikkatini bir kez daha Türkiye'ye yöneltti.

İstanbul'da düzenlenen Take Off Girişim Zirvesi sırasında Selçuk Bayraktar, Baykar tasarımı ilk uydunun 2025 yılında uzaya fırlatılacağını açıklamıştı. Hazırladığı analizde bu planlara dikkat çeken haber portalı EurAsian Times, Baykar'ın TB2, TB3, AKINCI ve KIZILELMA sonrasında uzay için harekete geçtiğini, açıklanan uydu projelerinin SİHA'ların etkinliği için vazgeçilmez önemde olduğunu yazdı.

Parth Satam imzalı analizde, seri üretime geçecek KIZILELMA savaş uçağının alçak yörüngede bulunan takım uydularla bağlantıda olacağı, Baykar uydularının insansız hava araçlarına doğru hedefleme bilgisi ve uzaktan komuta imkânı sağlayacağı yazılırken şu cümle dikkat çekti:

"Bu uydular aynı zamanda görüş ötesi hava hava füzesi GÖKDOĞAN ile kısa menzilli balistik füze TAYFUN'a kritik hedefleme verileri sağlayabilir."

Baykar'la birlikte Ankara'nın uyduları çeşitli yörüngelerden ve mesafelerden gerektiği gibi konumlandırabilen, aynı zamanda başka bir yere kaydırabilen 'uzay römorkörlerini' geliştirme peşinde olduğunu kaydeden EurAsianTimes, bu projelere ilişkin gizli tutulan birtakım hedeflere işaret etti.

"Baykar İlk Uydu Programını Açıkladı; 2025'e Kadar Fırlatılması Bekleniyor" başlığıyla yayınlanan çarpıcı analizde şu ifadeler dikkat çekti:

Türkiye'nin lider havacılık firması ve SİHA üreticisi Baykar, 2025 yılında fırlatılmaya başlanacak alçak yörünge takım uydular ve bu uyduların etrafında hareket edebilen 'uzay römorkörleri' planını açıkladı. Baykar bununla, KIZILELMA insansız savaş uçağının gelişmiş bir versiyonunun sinyalini verdi.

Uzay programı, Türkiye'nin yerli olarak geliştirilen çeşitli kara, hava ve deniz platformlarını fırlatan önemli bir havacılık ve savunma gücü olarak tanınması yolunda ihtiyaç duyduğu son özelliği de karşılıyor. Dünyaca ünlü dron mühendisi Selçuk Bayraktar, mevcut savaşların ortaya çıkardığı yeni savunma teknolojisi ortamında şirketin vizyonunu ortaya koydu.

Türkiye bir dizi savaş aracıyla dikkat çekiyor: Bayraktar TB2, TB3, AKINCI, KIZILELMA... Türk Havacılık ve Uzay Sanayii'nin ANKA-3, 5. nesil savaş uçağı Milli Muharip Uçak, tandem koltuklu süpersonik gelişmiş jet eğitim uçağı HÜRJET'i... Aynı zamanda SİHA taşıyıcısı olarak tasarlanan TCG ANADOLU gemisi... Bunun yanında taktik kara platformları, hava savunma, kara ve deniz füze sistemleri ile ASELSAN, ROKETSAN, TÜBİTAK SAGE ve OTOKAR gibi oyuncuların ürünleri de var.

Selçuk Bayraktar, "Geleceği öngörüyor ve geleceğin yarışına bugünden hazırlanıyoruz" diyor. Alçak yörünge uydularına değiniyor; bunların askeri kullanımlarından direkt bahsetmeden 'dünyanın gittiği yere doğru gitmediklerini' söylemekle yetiniyor.

Bayraktar, "Dünya Starlink'i 500-600 kilometre uzağa konuşlandırıyor. Binlerce uydu fırlatıyorlar. Biz biraz daha ileri gidiyoruz. Prensibimiz herkesin gittiği yere gitmek değil, biraz farklı olmaktır. Zaten İHA'larımızın tasarımlarında da bunu görebilirsiniz" diyor.

Ünlü dron üreticisinin bu sözleri, Ankara'nın uyduları çeşitli yörüngelerden ve mesafelerden gerektiği gibi konumlandırabilen ve kaydırabilen 'uzay römorkörlerine' (Yörünge Transfer Aracı) olan ilgisini ortaya koydu.

Türkiye'nin bu yeteneği gelecekteki uydular için mi geliştirmek istediği yoksa ticari olarak diğer ülkelerin uzay araçlarına mı sunmak istediği bilinmiyor. Ancak Türk savunma sektörünün uluslararası silah pazarına yüksek katılımı göz önüne alındığında Baykar'ın yörünge lojistiğinde kendine yer edinmek isteme ihtimali yadsınamaz.

Türklerin uydu fırlatmak için diğer ülkelere mi başvuracağı yoksa kendi fırlatma araçlarını mı geliştireceği hakkında çok fazla bilgi yok. Ancak Selçuk Bayraktar'ın uydu programının Türk SİHA'larına sağlayacağı faydalar ve bu araçlarla uydular arasındaki örtüşme büyüleyicidir.

Uydulara sahip olmak genellikle askeri amaçlar için oldukça faydalı bir yetenektir. Ancak yeni ortaya çıkan bir SİHA gücü için uydular, insansız sistemlere daha mükemmel menzil ve kontrol seçenekleri sunacak olması bakımından faydadan daha fazla anlamlar taşır. Zaten bu durum, Türk savunma planlamacılarının gözünden kaçmamış olmalı.

Dron/SİHA filolarını uzay örtüsüyle entegre etmeyi hayal etmiş olabilirler. Uydular görüntüleme, keşif, izleme, iletişim, konumlandırma gibi konularda güvenilir araçlardır.

Bayraktar, Baykar uydusunun amacını 'küresel navigasyon sistemleri ve özel iletişim uygulamaları' olarak açıkladı. Bu ifadeler, ilk uyduların navigasyon ve iletişim hizmetlerinin 'uzmanlaşmış' doğası gereği askerî alana yöneleceğine işaret ediyor.

KIZILELMA SİHA'nın ve sonraki seri üretim varyantlarının faaliyete geçmesi, daha büyük takım uydularının devreye girmesiyle bağlantılı olabilir.

Bu uydular insansız araçlara daha doğru hedefleme bilgisi, uzaktan komuta ve aynı zamanda görüş ötesi hava hava füzesi (BVR) GÖKDOĞAN füzesiyle, kısa menzilli balistik füze TAYFUN'a kritik hedefleme verileri sağlayabilir. Baykar'ın Türk balistik füzesine veri akışı sağlayacak olması günlerce konuşulacak bir konu olarak gündemde duruyor.