• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Tuzaklardan milletin duasıyla kurtulduk

Yeniakit Publisher
2013-12-03 21:58:58 - 2013-12-04 08:33:10
Tuzaklardan milletin duasıyla kurtulduk

Partisinin Grup Toplantısı’nda 15 ilin daha belediye başkan adayını açıklayan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kendilerine yönelik kirli ittifak ve tuzaklardan milletin duaları sayesinde kurtulduklarını söyledi.

HASAN ÖNAL / TBMM BÜROSU - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kimsenin Türkiye’ye istikamet çizemeyeceğine dikkat çekerek, milletin kendi istikametini kendi çizmekten aciz olmadığını ifade etti. Partisinin grup toplantısında konuşan Erdoğan, iktidara geldikleri daha ilk günden bugüne kadar milli iradenin tüm süreçlere tam anlamıyla hakim olması için en kapsamlı mücadeleyi verdiklerini ifade ederek, “Çok büyük projeler inşa edebilirsiniz, okullar, hastaneler, yollar, barajlar kurabilirsiniz, ekonomiyi büyütebilir, dış politikada ülkemizi aktif hale getirebilirsiniz. Ancak tüm bunları yapmaktan daha önemli olan bu inşa ve imar sürecini devamlı kılmak, yani sarsılmaz bir iktidarı ülkenize kazandırmak asıl yapılması gerekli olan budur. Bir zihniyet fikri dönüşümü gerçekleştirmek reform ve kalkınma süreçlerini istikrarlı sürdürülebilir hale getirmek, ortaya konulması gereken en büyük eserdir. Biz hepimiz faniyiz; ama bu ülke inşallah insanlık var oldukça var olacak, bu millet dünya var oldukça inşallah var olacaktır.” dedi.

MİLLET KENDİ KARARINI VERMEKTEN ACİZ DEĞİL

Milletin gayri mümeyyiz olmadığını ifade eden Erdoğan, “Millet kendi kararını kendisi vermekten, kendi istikametini kendisi çizmekten aciz değildir. Milletin vesayete ve vasilere hiç ama hiç ihtiyacı yoktur. Hatırlayın bu ülkede bir dönem tek parti, yani CHP; hiçbir eleştiriyi, hiçbir öneriyi, hiçbir tavsiyeyi dikkate almadan hiçbir feryadı duymadan, hiçbir itiraza kulak vermeden ülke yönetmiştir. Millete ‘siz bilmezsiniz, siz anlamazsınız’ denilmiştir, Millete ‘devlet yönetmek önemli iştir’ denilerek hiçbir konuda karar hakkı tanınmamıştır. Hala halkına ‘bidon kafalı’ diyen bunlardır. 1950-1960 arasındaki çok partili dönemindeki çok partili dönem 27 mayıs darbesi ile ortadan kaldırılırken yine millete aynı hakaret yapılmıştır, millete ‘siz beceremediniz, siz yapamadınız’ böyle dediler.” diye konuştu.

DARBE DÖNEMLERİNDE MİLLET TAHKİR EDİLDİ

12 Eylül 1980’de, 28 Şubat 1997’de diğer darbe dönemlerinde olduğu gibi milletin tahkir edildiğini hatırlatan Erdoğan, “Bu dönemlerde milletin kararı, tercihi hatta milletin bizatihi kendisi yok sayılmıştır. Milleti yok sayan sadece tek parti dönemi değil, sadece müdahale dönemleri değil, çok partili dönemlerde demokrasi dönemlerinde kimi çeteler, kimi karanlık odaklar, kimi zümre ve gruplar, bazı sermaye çevreleri, bazı medya kuruluşları aynı tahkir edici nazarla bakmış, milletin tercihini yok saymış; milletin kararına dudak bükmüştür. Bunlar hükümetler kurmuşlardır, bunlar hükümetleri istedikleri zaman değiştirmişlerdir.” dedi.

MİLLETİN BAŞVURACAĞI MERCİ TBMM’DİR

Mustafa Kemal’in daha ilk Meclis açılırken, Misak-ı Milli sınırları içindeki yetkili makamlara çektiği telgrafını hatırlatan Erdoğan, “Bu telgraf önemlidir. Çünkü bu telgraf TBMM’nin ne olduğunu neden açıldığını en kısa en öz şekilde anlatan ifadelere sahiptir. Diyor ki Gazi Mustafa Kemal; ‘Bütün sivil ve askeri makamların bütün milletin başvuracağı merci Büyük Millet Meclisi olacaktır.’ Daha en baştan Türkiye’ye istikamet çizecek en büyük ve en önemli mercinin Meclis olacağı ifade ediliyor. Milleti temsil eden millet adına orada bulunan ve karar veren vekillerin Türkiye’nin istikametini tayin edeceği ifade ediliyor. Meclis’in her türlü sivil ve askeri makamların üzerinde olduğu daha en baştan en güçlü şekilde ortaya koyuluyor.” dedi.

MİLLET BEĞENDİĞİNİ TUTAR, BEĞENMEDİĞİNİ ALAŞAĞI EDER

Demokrasilerde sivil toplum, dernekler, vakıflar ve sendikaların çok önemli olduğunu dile getiren Erdoğan, “Demokrasilerde medya elbette çok önemlidir. Onlar eleştirilerini yaparlar, tavsiyelerini ortaya koyarlar, meşru ve demokratik çerçevede istek ve taleplerini dile getirirler. Ama hakaret edemezler. Nihayetinde karar verecek olan TBMM’dir, milletin seçtiği vekillerdir, o vekillerin tayin ettiği hükümetlerdir. Meclisi de hükümetleri de teşkil eden millettir, ona görev veren millettir. Millet beğendiğini orada tutar, beğenmediğini alaşağı eder. Bu anlayış bu kültür sarsılmaz şekilde var olmalı ve korunmalıdır.” diye konuştu.

TBMM, SAYGINLIĞINI KORUMAK DURUMUNDA

Milli iradeye, sandığa, demokrasiye en fazla sahip çıkması gerekenin bizzat TBMM’nin kendisi olduğunu hatırlatan Erdoğan, “Milli iradeyi güçlendirme noktasında TBMM saygınlığını en üst seviyede korumak durumundadır. Meclis içindeki hiçbir vekil, her bir siyasi parti, saygınlığını en üst düzeyde korumalı, milli iradeye en güçlü şekilde sahip çıkmalıdır. Eğer bir vekil ya da bir siyasi parti yetkinin kendisinde değil, meclis dışındaki güçlerde olduğuna inanıyorsa Meclis dışından medet umuyorsa o vekil ya da o siyasi parti en başta kendisini inkar etmiş olur. Yani milli iradeye demokrasiye sandığa sadece iktidar partisi aynı oranda aynı samimiyetle aynı kararlılıkla muhalefet partileri de sahip çıkmalıdır. İktidar partisinin milletin tamamına duyduğu güveni aynı oradan muhalefet partileri de duymalıdır, duymak zorundadır.” dedi.

KİMSE MECLİS’E, MİLLİ İRADEYE BOYUN EĞDİREMEZ

İktidar partisinin milli iradeyi güçlendirmek için ortaya koyduğu gayreti muhalefet partilerinin de samimi bir şekilde desteklemeleri gerektiğini ifade eden Erdoğan, “Milletten başka, sandıktan başka karar mercileri aramak Türkiye’nin bugününe özellikle de yarınına yapılmış en büyük haksızlık olacaktır. Meclis, iradesini Meclis dışındaki güç odaklarına teslim edemez. Medya Meclis’in yerine geçemez, baskı grupları Meclis’in yerine geçemez, sermaye Meclis’in yerine geçemez. Özellikle de çeteler, mafyatik örgütler karanlık suç örgütleri kendilerini Meclis’in yerine koyamaz, kendilerini Meclis’in üzerinde göremez, millet adına karar veremez.” dedi. Geçmişte milli iradenin, Meclis’in saygınlığının ve siyasetçilerin unvanının defalarca sarsıldığını dile getiren Erdoğan, “Ama biz 11 yıl boyunca buna hiçbir şekilde müsaade etmedik, bundan sonra da müsaade etmeyeceğiz. Hiçbir gücün Meclis’e, siyasetçiye, milli iradeye boyun eğdirmesine izin vermeyeceğiz, göz yummayacağız.” diye konuştu.

HER MESELENİN ÇÖZÜM YERİ TBMM’DİR

Kurtuluş Savaşı günlerinde Ankara’nın Polatlı ilçesinden top sesleri gelirken, TBMM’nin vazifesini bihakkın yerine getirdiğini hatırlatan Erdoğan, “Bugün de sermayesini, manşetlerini, kışkırtmalarını adeta bir kurşun gibi Meclis’in üzerine çevirenlere rağmen Meclis’in ve siyasetin saygınlığından taviz vermedik. Türkiye’nin her meselesinin çözüm yeri TBMM’dir, her meselenin çözüm aracı siyasettir, ne eli silahlı terör örgütleri, ne çeteler, ne manşetler, ne de sermaye çevreleri hiçbir şart altında Meclis’in ve siyasetçinin çözüm iradesini gasp edemezler. Biz siyasetçiler olarak milletvekilleri olarak, Başbakan bakanlar olarak, milletin emanetini omuzlarımızda taşıyoruz. Milletin kendisi dışında bir gücün Türkiye’ye istikamet çizmesine göz yumanlar, Allah korusun, milletin emanetine ihanet eder. Kirli komplolardan, sokak hareketlerinden, terör saldırılarından yurt içi ve dışında senaryolardan medet umanlar milletin emanetine ihanet ederler. Her meselenin çözüm yeri TBMM’dir, her meselenin çözüm aracı siyasettir.” dedi. AK Parti olarak ilk günden itibaren milli iradeyi ve siyaseti çok güçlü şekilde savunduklarının altını çizen Erdoğan, bundan sonra da savunmaya devam edeceklerini kaydetti. Erdoğan, milli iradeyi bu topraklar üzerinde sarsılmaz ve tartışılmaz şekilde inşa etmeye devam edeceklerinin altını çizdi.

MİLLET DOĞRUYU YANLIŞTAN AYIRIR

Meclis’in ve siyaset kurumunun itibarını muhafaza etmeye daha da güçlendirmeye devam edeceklerini belirten Erdoğan, “Biz milletimize inanıyor, güveniyoruz. En iyi kararı vereceğine yürekten inanıyoruz. Biz başkaları gibi değiliz. Milleti küçümseyenlerden, hor görenlerden, milletin kararını hafife alanlardan değiliz. Tam tersine, millet ne derse o olur. Millet feraset sahibidir, basiret sahibidir, doğruyla yanlışı birbirinden ayıracak akıl ve iradeye sahiptir. Millet bize oy verse de doğru karar vermiştir, vermese de doğru karar vermiştir. Biz başkaları gibi bize oy verenleri makbul, vermeyenleri “bidon kafalı göbeğini kaşıyan adam, makarnacı, kömürcü” gibi sıfatlarla tahkir edenlerden asla olmadık ve olmayız” diye konuştu.

DEMOKRATİKLEŞME YOLUNDA ÖNEMLİ ADIMLAR ATTIK

2002 yılından itibaren temel kanunlarda demokratikleşme yönünde iyileştirmeler yaptıklarını dile getiren Erdoğan, “OHAL’i kaldırdık. 2003’te işkenceye sıfır tolerans getirdik. 2004’te DGM’leri kaldırdık. Ölüm cezasını tamamen ayıkladık. 2005 yılında Türk Ceza Kanunu, Kabahatler Kanunu gibi kanunlar yenilendi. 2007’de cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini getirdik. Uygulama imkanı kalmamış kanunları kaldırdık. 2008’de yeni vakıflar kanunu çıkardık, 301. Maddeyi yeniden düzenledik. 2009’da farklı dil ve lehçelerde yayınını hayat geçirdik. 2010’da EMASYA protokolünü kaldırdık. Halk oyuyla anayasanın 26 maddesini değiştirdik. Böylece YAŞ kararlarına yargı yolu açtık. 12 Eylül darbecilerine yargı yolu açtık. 2012 yılında liselerde yapılan bazı uygulamaları yeniden düzenledik. İnsan hakları kurumunu kurduk. 2013’te TSK iç hizmet kanunu 35. Maddeyi değiştirdik. Son açıkladığımız demokratikleşme paketiyle kılık kıyafet yönetmeliğini değiştirdik. Şimdi bu idari kısımlar hallettikten sonra, diğer maddelerin de inşallah adımını atıyoruz. Bunlar sadece örnek. Bunların her biri tarihi reformlardır” dedi.

DUALARLA KURTULDUK

Başbakan Erdoğan şöyle devam etti, “Attığımız adımların her biri Türkiye’nin kronik meselelerini çözmüş, milli iradenin gücüne güç katmıştır. Bin yıl boyunca bu reformların yapılması imkansız görünüyordu ama biz, milletin bize yüklediği emanetin hakkını verdik. Milletin arzularını, taleplerini, isteklerini dikkate aldık. Siyasetin gücüne, milli iradenin, Meclis’in gücüne inandık ve bu reformları yaptık... Sizler de biliyorsunuz ki bunlar kolay olmadı. Partimiz kapatılmak istendi. Müdahale senaryoları kurgulandı, tehdit edildik, cinayetler işlendi ve faturası bize çıkarılmak istendi. Kışkırtmalar yapıldı, kirli ittifaklar yapıldı, çok kirli tuzaklar kuruldu. Hepsinden aziz milletimizin duasıyla yıkılmadan, yalpalamadan, yıpranmadan çıkmayı başardık.”

İLK ENGELLİ KANUNUNU BİZ ÇIKARDIK

3 Aralık Dünya Engelliler Günü vesilesiyle konuşmasında engellilere de yer ayıran Erdoğan, “Her alanda ihmalleri ortadan kaldırırken, normalleştirirken, engelli kardeşlerimiz içinde daha yaşanabilir şehirler sokaklar inşa etmenin mücadelesi içinde olduk. 2005 yılında ilk engelli kanununu biz çıkarttık. Engelliler için yapılacak düzenlemeleri anayasa hükmüne biz bağladık. 2013’te yasa ve mevzuattaki engelli kardeşlerimizi rahatsız eden ifadeleri çıkarttık. Özel eğitim kurumlarında, sınıflarda, engelli öğrenci sayısı buraları özellikle söylüyorum. Birilerinin bu işlerde nasıl istismar yaptığını ortaya koymamız lazım. Bugüne kadar gelen iktidarların istismarları ortadadır.” dedi. Özel eğitim kurumlarında, kaynaştırma sınıflarında engelli öğrenci sayısının 2002 yılında 53 bin kişi iken bu rakamın şimdi 231 bin kişiye ulaştığını hatırlatan Erdoğan, “Engelli kardeşlerimizi okullara ücretsiz taşımaya başladık. Şu anda 46 bin kişiyi taşıyoruz. İstihdam noktasında adımlar attık. 2002’de devlette, engelli 5 bin 777 kişi çalışıyordu. Şu anda 32 bine çıktık.” dedi.

“ENGELLİDEN ÖĞRETMEN OLMAZ” YANLIŞINI YIKTIK

Daha önce “engelliden öğretmen olmaz” denildiğini ifade eden Erdoğan, “Biz bu yanlışı kaldırdık. Şu anda bin 312 öğretmen kardeşimiz atandı. Son derece mutlu görevlerine başladılar..” dedi. Her türlü ayrımcılığı kaldıracaklarının altını çizen Erdoğan, “Yeter ki gönüller engelli olmasın.” dedi.

YSK TAKVİMİNE GÖRE ADIM ATARIZ

CHP ve MHP’nin, “Aday olan bakanlar istifa etmeli” şeklindeki çıkışlarına da cevap veren Erdoğan, “Biz bakanlarımızın veya partimiz mensuplarının ne zaman istifa etmesi gerektiğini senden çok iyi biliriz. Biz siyasetin içinde büyüdük. YSK seçim takvimini açıklar ve bizler de buna göre adımlarımızı atarız” dedi.

İHRACATTA REKOR KIRDIK

Kasım ayında ihracatın 13 milyar 798 milyon dolar olarak gerçekleştiğini söyleyen Erdoğan, “Bu rakam cumhuriyet tarihimiz boyunca tek bir ayda yapılan en yüksek ihracat rakamı. Aylık bazda cumhuriyet tarihinin rekorunu kaydetmiş olduk. Aralık ayında da olağanüstü bir durum olmazsa, Türkiye yıllık ihracatta gerileme yaşamayacak” dedi. Merkez Bankası rezervlerimizde de rekor kırıldığını belirten Erdoğan, 2002 yılında 27,5 milyar dolar devraldıkları döviz rezervinin şu an 135 milyar 328 milyon dolara ulaştığını kaydetti. Yeni Tüketici Kanunu’nun Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdiğini ifade eden Erdoğan, artık tüketicilerin haklarını aramak için mahkemeye gitmelerine gerek kalmadığını bildirdi.

15 ilin daha adayını açıkladı

30 Mart 2014 Yerel Seçimleri adaylarını yarın İstanbul’da toplantı gerçekleştirip tanıtacaklarını belirten Erdoğan, 15 ilin başkan adaylarını da grupta tanıttı. Başbakan Erdoğan, Ardahan’da mevcut başkan Faruk Köksoy, Iğdır’da AK Parti İl Başkanı Mustafa Buluş, Erzincan’da Cemalettin Başsoy, Bingöl’de Yücel Barakazi, Hakkari’de Osman Kızılban, Rize’de Prof. Dr. Reşat Kasap, Bitlis’te mevcut belediye başkanı Fehmi Alaydın, Batman’da Mehmet Emin Ekmen, Ağrı’da Hasan Arslan, Erzurum’da Mehmet Sekmen, Van’da Osman Nuri Gülaçar, Samsun’da mevcut başkan Yusuf Ziya Yılmaz, Hatay’ta Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Diyarbakır’da Milletvekili Galip Ensarioğlu, Şanlıurfa’da ise Vali Celalettin Güvenç’in partilerinin adayı olduğunu kaydetti.

PARTİ GRUBU EN KALABALIK GÜNLERİNDEN BİRİNİ YAŞADI

AK Parti Grubu, en kalabalık günlerinden birini yaşadı. Adayları açıklanacak illerden gelenler nedeniyle milletvekilleri salonda oturacak yer bulamadı. Toplantıyı yöneten Başkanvekili Mahir Ünal, konukları sık sık uyararak, yerlerini bakan ve milletvekillerine bırakmalarını istedi. Hatay’dan aday gösterilen Adalet Bakanı Sadullah Ergin ile Gaziantep’ten aday gösterilen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, milletvekilleri tarafından yoğun ilgi gördü. Şahin, Ergin’in yanına giderek bir süre sohbet etti. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, toplantıya Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Eşref Fakıbaba ve aday gösterilen Vali Celalettin Güvenç ile birlikte gelerek aynı sıralara oturdu.



x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23